Fındık 200 yıldır Giresun’dan başlayıp Karadeniz’in tamamını kapsayan  500 bin ailenin geçim kaynağı, dolaylı olarak 8 milyon insanı rızıklandıran altından farksız ülkemizin  2 milyar dolar getirisini sağlayan bir tarım ürünü.

2021 yılı hasat sezonuna 20 gün kala merak edilen fındığa hükümetin kaç lira vereceği konusu.

Aslında fındığın Avrupa’ya satış fiyatı ortalama 3 euro.  Hükümetin yapması gereken 30₺ fiyatı açıklamaktan ziyade fiyatı açıkladıktan sonra TMO eliyle peşin para, tahüt eden çiftçi, manavdan gelen fındığın tamamını alarak piyasayı 30 ₺ seviyelerinde oluşturup, bu seviyede tutmak olmalıdır.

Fiyatı verdiği halde ipe un serip şiddetli alım yapmayıp peşin para ödemez ise fiyatlar likidite eksikliği nedeniyle düşüşe geçip serbest piyasada fiyatların düşmeşine sebep olacağı gibi  ülkeye girecek 3 Euro karşılığı ürün bedelinde ciddi kayıplar olacağı gibi, üreticinin ürünü ucuz fiyata piyasada işlem görecek, devletin TMO eliyle aldığı ürün stoku da artarak şişecek, elindeki para bağladığı ürün miktarı artarken kasasından çıkan TL miktarı artarken fiyatların  3O ₺ civarlarında tutulması sağlanamadığı gibi  ülkenin çiftçinin ürünü ucuz fiyata Avrupalıya verilmesine engel olunamayacaktır.

Ülke döviz kaybedecek, hükümetin stokladığı ürüne ödeyeceği TL miktarı artacak çiftçinin eline geçen ürün bedelinde ciddi oranda fiyat kaybı olacaktır.

Bu durumda ülke, hükümet, çiftçi, kaybederken Avrupalı Türk fındığını hak ettiği değerin altında alarak karına, KAR katarak daha fazla zenginleşecektir.

Oysa 30 TL fiyat, şiddetli her kesimden alım, peşin para politikası uygulansa ülke, hükümet çiftçi kazanacak, devletin ayırdığı TL likidite miktarı az olmakla beraber ülke döviz kaybına uğramadığı gibi sektör taraflarının tamamı zarar etmeden tüm paydaşları kazanacak, Avrupalı da  Türk fındığını hak ettiği değerde alarak üretimini daha istikrarlı fiyat ortamına göre yaptığı için onlarda karlı olacaktır.

Sözün özü fındık taban fiyattan ziyade  karşısına koyduğun paradan başka hiç bir müdahaleyi kâle almayan dişisi erkeği bir ağaçta, yuvarlak bir mahsül olduğu için tehlikelidir.

Kontrol etmesi zor, laf dinlemez  (Atatürk resmî, firenklin resmî,) yani paradan  başka bir sözün hareketin etkilemediği tek tarım ürünüdür.

Fındık paydaşlarının tamamına çağrım  şiddetli alım, peşin para, her kesimden alım, üreticinin malının değerini bilerek bilinçli pazara indirmesidir.

Bak gör  bu şekilde ülkem dahil tüm fındık tarımının paydaşları memnun olduğu gibi ürünümüzün değerini de biz belirlemiş olacağız.

Hani sorarlar ya fındığın fiyatını kim belirliyor?

Fiyatı şiddetli alım, peşin para belirliyor. Yoksa paranın dediği belirliyor.

Ağanın dediği oluyor, gelin bir defada çiftçinin dediği olsun her kesim mutlu olsun. Gelin 30 ₺’ye alıcı olana ben fındığımı 25 ₺’den aşağı vermem deyip alıcıyı bıyık altından güldürüp, daha aşağı olmaz mı deyip kendimizle dalga geçmelerinin önünü açmayalım. Bu söylem dahi piyasanın etkili olmasında 100/50 etkili olacaktır.