Sadece ve sadece;

Her fındık mevsimi geldiğinde…

Fındık fiyatlarının kaç lira olacağını merak ederiz…

İşte biz, böylesine kanaatkar bir fındık üreticisiyiz…

Fındık nasıl değerlendirilir?

Salt çerez olarak mı yenir?

Fındık içi olarak mı satılıp tüketilir?

İmalat sektöründeki yeri ve önemi nedir?

Vesaire, vesaire…

Fındık üreticisi bunun hesabını yapmaz…

Sadece fındık üreticisi değil;

Üyesi olduğu veya olmadığı Fiskobirlik örgütü dahil…

Ülkenin tarım ürünlerinin temsilciliğini yapan yönetsel erklerde bu işlerle fazla uğraşmaz…

Ne zamanki fındık toplama mevsimi yaklaşır;

Herkes bir süreliğine üzerindeki ölü toprağından atıp kurtulmaya çalışır…

Umutlar ve temenniler ardı-ardına sıralanmaya başlanır;

“Fındık fiyatları 60 lira mı olsun, yoksa yetmiş mi?”

“Yetmiş lira olursa, kurtarır mı kurtarmaz mı?” gibi buna benzer fiyat söylentileri dolaşmaya başlar ortalıkta…

Her neyse…

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Sizlerin de çok iyi bildiği gibi;

Bizler fındık kabuğunu ‘kış yakacağı’ olarak bilir ve sobalarımızda sadece yakmasını biliriz…

Ve daha hangi alanlarda kullanılır bilmeyiz…

Ki, bu düşünceden hareketle;

Bugün sizlere ‘fındık kabuğunun’ nerede kullanıldığı konusunda sohbet etmek istiyorum.

Bundan 400 yıl önce;

İngilizler ‘Globe Tiyatrosunun’ bir benzerini yapmaya karar verirler…

Ve yapmak istedikleri bu tiyatro binası, eski tiyatronun 150 metre ötesinde inşa edilecektir…

Yapılmak istenen yeni tiyatro;

Eski tiyatronun aslına bire-bir aynı şekilde olması düşünülmektedir…

Ve yapılacak olan tiyatronun zemininde işin uzman ve mühendisleri şöyle bir karışım olmasını istemektedir;

2 birim kil…

5 birim kül…

15 birim Thames nehri kumu…

ve 5 birimde Giresun fındığı kabuğu karıştırılması istenmektedir…

Niye Giresun fındığının kabuğunu istemişler;

Çünkü o tarihlerde Giresun yöresinin dışında fındık yetiştirme kültürü filan yokmuş…

Peki, mühendisler böyle bir karışımı neden tercih etmişler?

Bekletmeden hemen söyleyelim;

Fındık kabuğunun karışımıyla yapılan tiyatronun zemini, seyirciler yürürken gürültü çıkarmıyormuş…

Yürürken çıkarılan ayak seslerini emiyor ve saklıyormuş…

Ve bu ‘mimari tasarımı’ yakın tarihe taşıyacak olursak;

400 yıl önce yapılan ‘Globe Tiyatrosunun’ zemini haliyle bu uzun süre içerisinde bayağı eskiyip örseleniyor…

Ve tekrar onarılıp, eski haline getirilmesi isteniyor…

Yıl; 1997

Yani bundan tam 25 yıl önce;

İngiliz ‘Globe Tiyatrosunun’ yetkilileri, bizim Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı’yla iletişime geçiyor…

Tiyatro binasının zeminine fındık kabuklu harç yapımı için;

Genel Müdürlüğü Giresun’da olan Fiskobirlik’ten 7,5 ton fındık kabuğu isteniyor…

Ve de gönderiliyor…

Bu işe öncülük ve aracılık yaptığı içinde;

Dönemin TOBAV Başkanı Tamer Levent’e çok-çok teşekkür ediliyor…

Bütün bu gevezeliklerden sonra;

Sözü nereye mi getirmek istiyorum?

Nereye getirip, bağlayacağımı hemen söyleyeyim;

İngilizler, bundan tam 400 yıl önce Giresun Fındığı kabuğundan tiyatro ve opera salonlarının zeminini ‘fındık kabuğuyla’ döşemesini biliyorlar da…

Ve üstüne-üstlük;

1997 yılında tiyatro binasının zeminini onarmak için 7,5 ton fındık kabuğunu İngiltere’ye gönderiyorlar da…

Ve ‘fındık kabuğunun’ önemli bir yere sahip olmasını biliyorlarda;

Neden bizlerde aynı şeyi yapmıyoruz?

Neden hala derin uykulardan uyanmıyoruz?

Neden fındık kabuklarını kışın sobalar da yakıyoruz?

Neden bizlerde fındık kabuğunu mimari tasarımlarda kullanıp, yaygınlaştırmıyoruz?

En önemlisi de;

Acaba bizim mühendislerimiz bu tekniği bilmiyor mu?

Başkasının tiyatro salonunun akustiğini düşünenler;

Acaba kendi tiyatro salonlarının da ‘fındık kabuğu harcıyla’ karılmasını neden düşünüp, istemiyorlar?

Bu ‘fındık kabuğunun’ içini doldurmayan sohbetimizi özetlersek;

Eğer bu zamana kadar ‘fındık kabuğu’ yakılmayıp, sanat binaları başta olmak üzere ‘İç Mimari’ ve inşaat sektöründe yaygınlaşsaydı, fındık kabuğunun fiyatları içindeki meyveden pahalı olurdu…

Son söz;

Dünyanın en büyük tiyatro yazarlarından sayılan Shakespearre (Şekspir’in) HAMLET oyununda yazdığı sözle bitirelim;

“Bir fındık kabuğu içinde bile kainatın kralı sayabilirim kendimi.” diyor…

Sohbet ortaklarıma bilgi notu;

Bu hafta sohbetlerimiz fındık üzerine olacaktır…

Tekrar görüşmek üzere…