Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
GECE BEKÇİLERİNİN MAAŞI VE ÖĞRETMENLERİN NAAŞI
  • 0
  • 161
  • 06 Şubat 2020 Perşembe
  • +
  • -

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Duydum ki;
Gece Bekçilerinin yetkileri artırılacakmış..
Eh, bir görevlinin yetkileri artırılıyorsa maaşları da artırılmalı öyle değil mi?
Bence artırılmalı…

Hani serde eğitimciliğin yanında birde pişmiş aşa su katma huyum var ya!..
Yani illa da bir şeye maydanoz olup hınzırlık çıkaracağım ya!
Şöyle gelişigüzel öğretmen maaşlarıyla, gece Bekçilerinin aldığı maaşlara bir bakayım dedim ve karşıma şöyle bir tablo çıktı;

9/1 kademedeki bir öğretmenin maaşı 4 bin 13 lira…
Göreve yeni başlayan lise mezunu Bekçinin maaşı 5 bin 71 lira.

Ve Bekçiyle-Öğretmen arasındaki farkı gördükten sonra aklıma ilk gelen şey, üst başlıkta da belirttiğim uyaklı söz dizini geliverdi;

“Gece Bekçilerinin maaşı
Ve öğretmenlerin naaşı”

Bu sözü söylemekle ne mi demek istiyorum?
Ne demek istediğim aslında o kadar açık ki…
Ama ben yinede ne demek istediğimi ve bu konu üzerinde ne düşündüğümü bir kez daha söyleyeyim;

“Öğretmenin naaşı” demekle;
Elinde ‘Öğretmenlik’ diploması olduğu halde, bir türlü ataması yapılmayan veya atanamayan 460 bin dolayında her gün ölü gibi yaşayan canlı cenazelerden söz ediyorum…

Ben “öğretmenlerin naaşı” derken; yıllardır ataması yapılmayan ve daha sonra da intihar eden onlarca gencecik öğretmenlerden söz ediyorum…

Ben ‘Bekçilerin maaşı, öğretmenlerin naaşı’ derken;
Geçim sıkıntısı yüzünden boşanan ve aile düzenini dağıtan öğretmenlerden söz ediyorum…

Hani onlarca, yüzlerce kalası yonttuk’tan ona adeta can verip öne çıkardıktan sonra öğretmenlerini unutanlardan!…
Bayram harçlığına muhtaç bırakılan emekli öğretmenlerden söz etmek istiyorum…

Ve bunlardan söz etmeyi düşünürken de, ister-istemez aklıma (Atatürk ve onun döneminin dışında) öğretmene veriler değer ve kıyaslamalar geliyor…

Hani şu “Bir öğretmen bile olamadın” küçümsemeli benzetmeler.
Veya da “Ola ola ancak öğretmen mi olabildin evladım” gibi söz ve benzetmeler geliveriyor aklıma…

Vay be..
Bu konuyu işlerken birdenbire eğitimciliğim depreşiverdi!
Ve aklıma yine şunlar geliverdi;.

Başbakanı biz yetiştirdik…
Milli Eğitim bakanın biz yetiştirdik…
Bakanı-bakmayanı biz yetiştirdik…
Cumhuru-cumhurbaşkanını biz yetiştirdik…
En küçük bürokratından, en büyük bürokratına kadar bizler yetiştirdik…
Polisinden-popçu’suna kadar biz eğitip öğrettik…
İtibar ve maaş konusunda eğitip-öğrettiklerimizi bir türlü geçemedik gitti vesselam…

Aaaahhh, aahh!
Şimdi gel de Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenlere verdiği değeri bir kez daha anımsama…

Şimdi gel de o büyük şahsiyetin “Vekillerin maaşına zam yapın ama öğretmenlerin maaşını geçmesin” talimatını anımsama..

Gerçi bazı ‘Atatürk sevmezler’ bu yaşanan öykünün gerçekliğine inanmak istemezler, bilgisiz ve belgesiz inkar etmeye kalkışsalar da, güneşin önünü balçıkla sıvama şansları yoktur…

Ancak inansalar da, inansalar da ben ilgi duyanlar ve bilmeyenler için bir kez daha kısaca anlatmak istiyorum;

Dönemin Maliye Bakanı Hasan Fehmi Ataç, bir gün TBMM’de Mustafa Kemal’e sorar;
“Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar verelim?”
Mustafa Kemal şu yanıtı verir;
“Tamam yapın ama öğretmenler maaşını geçmesin” der…

Şimdi siz bu sayfanın değerli okuyucuları değil de, bir şekilde rastlantı olarak okuyan bazı muhteremler ve zevatlar; Atatürk’ün hiçbir olumlu şeyine inanmıyorlar ya…
Ki; zaten onları da açıkçası ben hesaba katmıyorum…

Ve sözü daha fazla uzatmadan da, bu duygularla sözü sizlere bırakıyorum…
Buyurun…
Belki sizlerinde söyleyecek bir çift sözü vardır..
Ben aradan çekiliyorum..

Söz sırası sizin…
İçinizden ne geliyorsa söyleyin..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM