Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
GELENEKSEL ATATÜRK KOŞUSU VE O ÖZEL GÜNLERİN COŞKUSU
  • 0
  • 162
  • 29 Aralık 2020 Salı
  • +
  • -

Aradan kaç yıl geçerse geçsin;

27 Aralık günlerinde yapılan geleneksel Atatürk Koşularının o tarif edilmez heyecanı, belleğimde taptaze durmaktadır…

Bu can, bu tende olduğu sürede duracaktır…

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Sizlerin de çok iyi bildiği gibi;

1919 yılında Erzurum ve Sivas Kongreleri sona eriyor…

Ve ‘bağımsızlığa’ sevdalı olanlar;

“Ya İstiklal, Ya Ölüm” diyor…

Ankara’da yeni bir ‘Meclis’ kurmak için yola çıkılıyor…

Ve 27 Aralık tarihinde Dikmen tepesinden Ankara’ya giriliyor.

İşte, Ankara’ya giriş tarihi olan bu önemli günün anısına;

1936 yılından bu yana Ankara başta olmak üzere, ülkenin dört-bir yanında ’27 Aralık Atatürk Koşusu’ düzenleniyor…

Ve 83 yıldır kesintisiz bir şekilde, yağmur-çamur demeden sürdürülen bu gelenek, ne yazık ki 84. yılında kesintiye uğruyor…

Ve ‘Korona tehlikesi var’ gerekçesiyle yapılmıyor…

Şimdi bazı sabırsız olanlarınızda diyecektir ki;

“Tamam” bu gerekçeyi haklı sayalım…

“Peki, bundan üç-dört yıl değil, yaklaşık on yıldır Atatürk’le ilintili olan ‘Bayramların’ ve ‘Anmaların’ bir bahane uydurup, minareyi kılıfına sokarak kutlanmayan bayramlar hakkında ne düşüneceğiz?

Hangi terazide tartacağız?

Sizler bu soruların yanıtını düşünürken, bende şöyle düşünüyorum;

27 Aralık Atatürk Koşusunun yapılması yasaklandıysa…

Ve her yıl yaşadığımız bu heyecan bir şekilde durduruluyorsa…

Bende, bundan yıllar öncesi yaşadığım o ele-avuca sığmaz, güzelim heyecanlarıma geri dönerim. (dedikten sonra dönüyorum)

Yıl; 1965

Yani, bundan 55 yıl önce;

Değerli öğretmenimiz Erkan Akdağ öncülüğünde Dereli’de ilk kez ’27 Aralık Atatürk Koşusu’ düzenleniyor…

Ortaokul düzeyinde organize edilen bu yarışmaya yaklaşık 90 kişi filan katılıyor…

Koşulacak mesafe 1500 metre olup;

Kuşluhan Kalesi altına yakın bir yerden başlayıp ve toprak-oto yol üzerindeki hendeklerden atlaya-zıplaya koşuyu belediyenin önünde bitirilecek…

Start verildi…

Koşu başladı..

Koşunun ‘birincisi’ ben geldim…

Hediyesi; mavi bir eşofman takımı ve bir dolma kalem…

Yıl; 1968

Öğretmen Okulundayım…

Beden Eğitimi öğretmenimiz Toksal Başara, 27 Aralık Atatürk Koşusu için okulda en iyi koşan öğrencileri seçiyor…

Ben (her nasıl olduysa) seçmelerin yapıldığını duymadığım gibi üstelik duyduysam da, kaçırmışım…

Daha önce Dereli’den ‘birinciliğim’ olduğu içinde bu 27 Aralık Atatürk Koşusuna çok katılmak istiyorum…

Beden eğitimi öğretmenimize ‘katılmak’ istediğimi söylüyorum.

Ancak, benim (bakımsız Tarzan’a benzeyen) halimi gören Beden Eğitimi Hocamız Toksal Başara (tebessümle gırgıra alırcasına) “Git lan, yolda zafiyetten düşüp ölürsün de, başıma bela olursun” diye benimle adeta tatlı-dalgasını geçiyordu…

27 Aralık günü yaklaşıyor…

Atletizm Takımına seçilen arkadaşlar durmadan idman yapıyor…

Derken, idman sırasında ‘Yaşar Kaboğlu’ arkadaş sakatlanıyor…

Ve takım bir kişi eksiliyor…

Ve ‘yarışmalara’ bir hafta var, veya yok…

Beden Eğitimi öğretmenimiz beni okul bahçesinde görüyor ve “hadi senin de gönlün olsun” dercesine…

Ve beni ‘dolgu malzemesi’ gibi kullanmak istercesine;

“Tamam, bir kişi sakatlandı. Koşmak istiyorsan koş” dedi…

Ne kadar çok sevindim bilemezsiniz…

Sevincimden adeta kanat takıp havalandım…

Ve Okulun Futbol takımından ‘kaptanım’ olan diğer Şaban Kesim’in bana yaptırdığı antrenmanla -zaman yetersizde olsa- koşuyu hazırlandım.

Ve o gün geldi çattı…

Öğretmen Okulu kurulalı 6 yıl olmuş…

Ancak o güne kadar yapılan 27 Aralık Atatürk Koşularında sadece bir 4.lüğü var…

O da, bir önceki yıl yapılan koşuda Uğur Pelitli arkadaşımıza ait..

(Görselde paylaştığım fotoğrafta önde sağ tarafta çöken arkadaş)

Her neyse…

27 Aralık günü -yarışmaya katılacak olan- diğer okullardan koşuya katılacak olan öğrencilerle hep birlikte Belediyenin en alt katında bulunan salonunda toplandık…

Bir terazinin üzerinde tartıldık, boy ölçümüzü yaptırdık….

Ve sırayla doktor muayenesine alındık…

Bizi koşunun başlayacağı ‘Burun Ucuna’ götürmeden önce Beden Eğitimi Öğretmenimiz Toksal Başara, bizleri bir araya toplayarak taktik veriyor…

Ancak, verdiği taktiği (daha çok Uğur’a güvendiği için) Uğur Pelitli arkadaşımızın gözlerinin içine bakarak verdiği gibi, ikide-bir;

“Anladın mı Uğur?” diye de, anlatımlarını pekiştirmeye çalışıyor…

Ve zamanı gelince, bir belediye arabasının içerisinde doluşup, koşunun başlayacağı yere gidiyoruz…

Aklımda kaldığı kadarıyla 120 dolayında bir koşucu topluluğuyuz.

Yarış başlıyor..

Yarışın asıl favorisi (benim Sanat Okulundan arkadaşım) Arif Orbay’ın olduğunu bildiğim için, ben daha çok rakip olarak, Sanat Enstitüsü adına koşan Arif’i gözüme kestiriyor ve ona çok yakın bir şekilde koşuyorum…

Hatta şehir Stadyumun önlerinde geldiğimizde, Arif’le ben, diğer rakiplerimizle mesafeyi bir hayli açıp, ikimiz yan-yana koşuyorduk.

Hatta ben bir ara Arif’i beş-on adım geçmiştim..

Ve bu farklılığı da Fiskobirlik Genel Müdürlüğünün bulunduğu istikamete kadar korumuştum…

Ancak, ister idman yetersizliği deyin…

İsterseniz, cılız bedenimdeki enerji bitivermiştir diye düşünün…

Veya da 120 kişinin içerisinde asıl rakibim Arif Orbay’ın hem benden daha iyi koştuğu ve hem de ‘son finiş’ hakkını benden daha iyi kullandığını düşünüyorum;

Arif Orbay arkadaşım beni son 300 metrede geçiverdi…

Bende ’27 Aralık Atatürk Koşusunda’ 2. oluverdim…

Diğer takım arkadaşlarımın yaptığı dereceyi mi merak ediyorsunuz?

Onlardan hiçbirisi ilk 6’nın içiresinde yer alamadı…

Toksal Başara öğretmenimin ruh halini mi merak ediyorsunuz?

Sevgili öğretmenimiz mahcupluğuyla-mutluluğu birbirine karıştı…

Ve ondan sonra da beni ‘Atletizm Takımının’ başına ‘kaptan’ yaptı.

Vay be!…

Bunları anlatırken, yine aynı heyecanı yaşamadım dersem vallahi yalan olur…

İnanın bana yine -o günün heyecanı kadar olmasa da- yine de aynı heyecanı yaşadım…

Eh, mademki benim mutluluğuma ve tantanama buraya kadar katlandınız….

Üstelik bugün de; 27 Aralık Atatürk Koşusunun yapıldığı bir tarih olduğuna göre…

Bari ‘atletizm’ yaptığım süreçte elde ettiğim diğer ‘dereceleri’ de sıralayıp söyleyeyim de, olmuşken tam olsun;

Yıl; 1965

1500 metre; 27 Aralık Atatürk koşusu 1.’liği…

Yıl; 1968

3000 bin metre; 17 Aralık Atatürk Koşusu 2.liği…

Yıl; 1969

Öğretmen Okulu Sınıflar-arası 1500 metre koşusu; 1.liği…

Yıl; 1969

27 Aralık Atatürk koşusu 1.liği…

Yıl; 1969

Giresun-Balıkesir Maçı öncesi liseler-arası yapılan 100 metre 1.liği

Yıl; 1970

Liseler-arası yapılan 3000 bin metre 1.liği atletizm kariyerimdir.

27 Aralık Atatürk Koşusunu fırsat bilerek, sizlerle paylaştığım bu kişisel anımı ve heyecanımı şöyle sonlandırmak isterim.

Atatürk’le ilintisi olan ‘bayram, anma ve adına yapılan etkinlikler’ yaklaşık on yıldır bir gerekçe öne sürerek yapılmak istenmiyor…

Yapılsa da; yarım-yamalak yapılıyor…

Onun için bu konunun üzerinde daha fazla durmak istemiyorum…

Ve üç gün sonra kapınızı çalacak olan ‘Yeni yılınızı’ şimdiden ve bu sayfa üzerinden, en içten dileklerimle kutluyor;

Hoş kalın,

Hoşça kalalım,

Sağlık ve esenlik içinde kalalım dileklerimi iletiyorum…

GÖRSELLE İLGİLİ BİLGİ NOTU;

  1. Görsel; 1969 yılında 1. geldiğim bir atletizm yarışmasından olup, bu fotoğraf o yıllarda yeni yayına girmiş ‘Günaydın Gazetesinde’ yayınlanmıştır…
  2. Görselde; 1970 yılında Giresun Öğretmen Okulu, Beden Eğitimi Öğretmenleri, Okul müdürü, Bölge Atletizm Temsilcisi Mustafa Çeçen ve Okulun atletizm takımı…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM