GENÇLERİ KALLEŞÇE VURANLAR VE VURANLARA ALKIŞ TUTANLAR

GENÇLERİ KALLEŞÇE VURANLAR VE VURANLARA ALKIŞ TUTANLAR

Vatanı kurtardılar!
Düzlüğe çıkardılar!
Vatanı kurtaranın kimler olduğunu merak ediyorsanız hemen söyleyelim;
Amerikanın 6. Filosuna saygılarının ve inançlarının sağlam olduğunu belirtmek için denizin ortasında konuşlanmış 6. filoyu kıble yapıp; gıyabi namaz kılanlar idi!…
Peki öldürülenler ve öldürülmek istenenler kimlerdi? onuda hiç vakit geçirmeden hemen söyleyelim;
6.Filoyu -kıble yapıp- gıyabi namaz kılıp kutsayanların tam tersine, emperyalizmin işgal donanmasına karşı çıkanlardı…
Ve onlar;
Soygun, vurgun ve sömürü düzeninin tekerleğine çomak sokmak istedikleri için ‘bozguncular’ olarak adlandırılan çocuklardı…
Onlar;
Hangi alanda olursa olsun, emek sömürüsüne karşı çıktıkları için ‘sermaye düşmanı, vatan haini’ olarak ilan edilen gençlerdi…
Onlar;
Eşitlikten, özgürlükten, insan haklarından ve tam bağımsızlıktan yana türkü söyledikleri için ‘kökü dışarıda’ sayılan kesimdendi!
Onlar;
Tarım üreticisinin alın teriyle ürettikleri tarım ürünlerinin; aracıya, tefeciye, karaborsacıya heba edilmemesi için halkı örgütlemeye çalışan devrimcilerdi…
Onlar;
Kirli ve haksız savaşlara karşı çıkan…
Halkların kardeşliğini bayrak yapan…
Emperyalizmin bütün hileli oyunlarına baş kaldıranlardı..
Onlar;
Ülkenin yeraltı ve yer-üstü bütün değerlerini, kendi devletinin işletmesini isteyenlerdi…
Küresel sermayenin yerli işbirlikçilerini ret edenlerdi…
Yani onlar;
Ülkelerinin ekonomik, siyasal, askeri alanlarda ‘tam bağımsız bir ülke’ olmasından yanaydılar…
Yani onlar;
Eğitimde fırsat eşitliğinin olmasını savunanlar…
Eğitimi camilerin içine sıkıştırılıp, cemaat ve tarikatların insafına terk edilen değil; tam tersine bilimden, bilimsellikten ve yaşadığı çağın sorumluluğunu taşıyıp, topluma yararlı olmasından yana olanlardandı…
Yani kısacası onlar;
Önce bireylerin kalkınıp köşeyi dönmesini değil; tam tersine ülkesinin topluca ve hep birlikte eşit bir şekilde kalkınmasını isteyen emeği ve alın teri sömürülen emekçilerin çocuklarıydılar..
Eh durum böyle olunca da, bunlara halkın tepki duyacağı isimler takılmalıydı…
Ve yapılan ajitasyonlarla, yanlış ve kirli bilgilerle halka düşman tanıtılmalıydı…
Ki, zatende öyle yapıldı…
Ve şu isimler, yafta olarak boyunlarına takıldı;
“Bunlar vatan hainidir”
“Bunlar yurt hainidir”
“Bunların kökü dışarıdadır”
“Bunlar komünisttir”
“Bunlar anarşisttir”
“Bunlar bozguncudur”
“Bunlar milli sermayenin düşmanıdır”
“Bunlar Rusya’dan yanadır”
Vesaire, vesaire…
Egemen güçler, bu sözleri slogan yapıp her ortamda attılar..
Ve bu ülkenin asıl sevdalılarını, sevenlerini;
Devrimcilerini, yurtseverlerini babalarına analarına, kendi halkına düşman olarak tanıttılar…
Ve gerekli ortam oluşturulduktan sonrada; kimi gençleri astılar…
Kimi gençleri kahpece pusu kurup ortadan kaldırdılar…
Kimilerini ise güpegündüz tıpkı M. Taylan ÖZGÜR gibi arkadan vurdular…
(Bilmeyen,tanımayan ve unutanlar için) bir kez daha tanıtacak olursak kim miydi M.Taylan ÖZGÜR?
23 Şubat 1948 yılında İstanbul doğumluydu..
23 Eylül 1969’da Beyazıt meydanında vuruldu..
Vurulup yere düştüğünde 21 yaşındaydı…
Vurulmasaydı aynı gün Öğrenci Birliği Kongresine katılacaktı..
Ama katılmak kısmet olmadı…
Arkadan ateş eden bir polisin kurşunuyla yere kapaklandı…
Vuran kişi ise; elini-kolunu sallayarak meydandan ayrıldı ve bir daha da bulunamadı…
Yani failinin kim olduğu bilinse de,faili meçhuller ve bilinmezler arasına karıştı!
M.Taylan ÖZGÜR, Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisiydi…
Vurulmadan bir yıl önce, yani 28 Kasım tarihinde Amerikanın CIA görevlisi ve aynı zamanda ‘Vietnam Kasabı’ olarak bilinen ABD Büyükelçisi Robert Kommer Türkiye’ye atanmasını protesto edenler arasında o da vardı…
Hatta ODTÜ Yerleşkesinde arabasını yakanlar arasındaydı…
Kim bilir; belki de CIA ajanının arabasını yaktığı için ortadan kaldırıldı…
Özetleyerek sonlandıracak olursak;
Bugün 23 Eylül 2019
Bugün Taylan ÖZGÜR’ün ölümünün 50. yılı…
Taylan ÖZGÜR ile aynı yaştayız…
Yani akranız..
Eğer yaşama fırsatı verilseydi, şimdi o da benim gibi 71 yaşında olacaktı…
Bugün 2019 yılının 23 Eylül’ündeyiz…
50 yıl önce Beyazıt meydanında Taylan Özgür’ü vurdular…
Vurdular ama bir şeyi unuttular…
Yani 50 yıl önce Taylan’ı vurup ortadan kaldırdıklarını sandılar!
Halbuki tam tersine Taylan Özgür’leri çoğalttılar…
İnanmayan varsa; nüfus kütüklerine bir bakı-versin…
Işıklar içinde uyu Taylan Özgür…
Işıklar içinde uyu tertip…
Unutulmadın…
Unutulmayacaksın…
İsminin verildiği insanlarla hep gönlümüzde yaşayacaksın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?