Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
GİYMEYE AYAKKABI BULAMAYANLAR ÇÖPTEN KARINLARINI DOYURANLAR
  • 0
  • 146
  • 08 Şubat 2021 Pazartesi
  • +
  • -

Unutmayın;

Bir gün sizden hesap sorarlar…

Çünkü;

Aşık İhsani’nin yıllar önce dediği gibi;

“Taban uyanıyor taban,

Hele bir ayağa kalksın,

Durduramaz onu baban”

Vay be!

Demek ‘dalga geçme’ sırası gele gele;

Yoksulluktan ayağına bir çift ayakkabı alamayanlara;

Ve çöpten ekmek toplayıp karnını doyuranlara geldi ha!?

Sevgili dostlar,

Değerli canlar,

Şu sıralar elimden geldiği kadar aklıma mukayyet olup, vitesten atmamaya çalışıyorum ama….

Dinlediğiniz ve bizzat gözlerinizle gördüğünüz haberler; değil sizi vitesten attırmak; adeta çileden çıkarıyor…

Efendim…

Sizlerin de çok iyi bildiği gibi;

Şu sıralar Boğaziçi Üniversite öğrencileri, akademisyenleri ve birçok öğretim görevlisi -demokratik olmayan- bir ‘atama’ şeklini protesto ediyor…

Ve ‘atanan rektörü’ istifaya davet ediyorlar…

Bu ‘atamayı’ protesto eden öğrencilerden birisi de yoksul bir ailenin kızı olan Şeyma Altundal isimli bir kızımız…

Başörtülü..

İnançlı birisi…

Ancak yoksul…

Beyin ve zeka yoksulu değil ha!

Böyle bir yoksulluğu olsa;

Herkesin kazanamadığı Boğaziçi üniversitesini nasıl kazanabilirdi…

Onun yoksulluğu sadece ekonomik yoksulluk…

Yani;

Onu aşağılayan -hücre israfı- yaratık gibi altında son model BMV marka arabası yok…

Yani;

Cebindeki gündelik harçlığı ‘dolar ve eoru’ ile dolaşmıyor…

İşte bu ‘BMV’ markalı zengin aile çocuğu, ayağında eski ayakkabısı ile direniş yapan Şeyma için şöyle diyor;

“Şu insan artığına bak ya…

Ayağında ayakkabısı yok, kalkmış rektör istifa” diyor…

Bundan yaklaşık elli yıl önce ne diyordu Uğur Mumcu, nasıl anlatıyordu o günün gençlerini;

“Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık.

Babamız, sırtında yük taşıyarak getirirdi ekmeğimizi aşımızı.

Arabalar şırıl şırıl caddelerden geçerken;

Bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı.

Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.

Ecelsiz öldürüldük.

Dövüldük,

Vurulduk, asıldık,

Vurulduk ey halkım unutma bizi…”

(…..)

Fidan gibi genç kızlardık.

Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı gözbebeklerimizden.

Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik.

Direndik küçücük yüreğimizle…

Direndik genç kızlık gururumuzla.

Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş bir eldiven gibi…

Utanmadılar insanlıklarından…

Utanmadılar erkekliklerinden…

Hücrelere atıldık ey halkım unutma bizi”

Eeeee!

E’si şu;

O zengin, sosyete, şımarık burjuva çocuğu veya her kimse;

Ya, Şeyma gibi Boğaziçi Üniversitesini kazanamadığı için kıskanıyor.

Ya da; şımarık bir burjuva çocuğu olarak Şeyma’nın yoksulluğu ile dalga geçiyor…

Veya da ne bilim ben;

Yağcılık ve yalakalık yaparak, bir yerlere selam vermeye çalışıyor!…

Nasıl olsa günümüzde bur tür davranışları kimse yadırgamıyor…

Tam tersine alkışlıyor…

Her neyse…

Bunun bir benzeri olan geçelim diğer bir konuya…

Bilmem televizyon kanallarında sizlerde izlediniz mi?

Ben izledim…

Şu sıralar sadece metropol kentlerde değil;

En küçük semt pazarlarında -aleni bir şekilde-güpegündüz çöpten atık domates, patlıcan ve çeşitli yiyecek ‘artıkları’ toplayarak evine götüren kadınlar ve genç kızlar var…

Örneğin;

Çöpten karnını doyuran bir genç kızı paylaştığım görselde sizlerde görebilirsiniz…

(Ki, çoğu utanmazlar bu görüntülere hala foto-montaj diyor)

William Shakespeare ‘Romeo Ve Juliet’ oyununda şöyle bir replik vardır;

“Nefret ve yoksulluk çökmüş omuzlarına;

Ne dünya senin dostun, nede yasalar!!!” diyor…

Sahi; bir insanın omuzlarına yoksulluk çökmüşse ne yapar?

Kaderine boyun eğip, ezilmeyi mi bekler?

Yoksa “yeter artık!” deyip, silkinip ayağa kalkmayı mı?

“Silkinip ayağa kalkma” dedim de…

Durun en iyisi bu sohbeti (yukarıda tadımlık örnek verdiğim) Aşık İhsani’nin ‘Taban Uyanıyor’ şiirinin tamamını paylaşarak bitirelim..

“Sözüm hain hırsızadır

çabalama bay düzenbaz

taban uyanıyor taban

hele bir ayağa kalksın

durduramaz onu baban.

sanma böyle kalacaksın

alın-teri çalacaksın

ettiğini bulacaksın

taban uyanıyor taban

hele bir ayağa kalksın

durduramaz onu baban.

niye benim bir işim yok

niye senin göbeğin tok

silahını ağzına sok!

taban uyanıyor taban

hele bir ayağa kalksın

durduramaz ona baban.

yeter açtığın yara

alnıma çaldığın kara

kendine bir delik ara

taban uyanıyor taban

hele bir ayağa kalksın

durduramaz onu baban.

söylediğin yalana son

eylediğin talana son

yüzbin milyon milyon

taban uyanıyor taban

hele bir ayağa kalksın

durduramaz onu baban.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM