“GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ”

“GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTEMEZ”

‘Tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkan belli gerçekler karşısında duraksamak, açıklama yapmaya kalkışmak anlamsız’ anlamındaki bu atasözü, günümüz CHP’ne tam uymakta.

Köy hemen karşıda, her şey ortada ve kanıtla denilmesine gerek yok.

Birazcık düşünebilen, yıllardır halı altına süpürülüp gizlenen gerçeği görebilmekte.

Hüsranla sonuçlanan 24 Haziran seçimleri, CHP’de kazanın kaynamasına neden oldu.

Neredeyse 40 yıldan bu yana iktidar olma ümidi vermeyen partide sular kabardı.

Beklenmedik bir anda partinin başına getirilen Kılıçdaroğlu, başlangıçta büyük güven sağlamış, destek almıştı.

‘Gandhi Kemal’ unvanı ile siyasete farklı bir yaklaşım getireceği düşünülmekteydi.

Zamanla hiç hazır olmadığı, örgütün statükocu, hantal, siyaset üretemeyen, halkla bütünleşemeyen yapısından habersiz olduğu, bu yaklaşıma ayak uydurduğu ortaya çıktı.

AKP ile yaptığı tüm mücadeleden yenik ayrıldı.

Oy oranı azalmasına karşın, ‘seçimin mağlubu AKP. Onların oyu azaldı..’ diyebilecek kadar işi pişkinliğe vurdu.

Siyasette o kadar geri kaldı ki, ‘atı alanın Üsküdar’ı geçtiğini’ bir türlü göremedi.

Ülkede yönetim, rejim değişikliği yapıldığından haberleri yok gibi.

Yıllardır yürüttüğü siyasette güven veremedi, inandırıcı olamadı.

Genel merkez, PM, il ve ilçe örgütleri vasat, toplumdan kopuk oldu.

Sadece basit, düzeysiz ayak oyunları ile adamlarını delege yapmayı bildiler.

Parti içinde var olan ‘kast sistemi’ çıkarlarına geldiğinden devam ettirildi.

Yönetimde ego yüksek, inandırıcılık ve özeleştiriye tahammül yok, seçkinci.

Onlardan önceki yönetimler de aynı yaklaşımı sergilemişlerdi.

Parti ideolojisi, ilke ve felsefesini bilmeyen, tüzüğünü okumayan yığınla kişi yönetim kademelerine yukarıdan işaretle getirildi.

Halka dokunamamakta, tepeden bakmakta, üstelik buz kadar soğuklar.

Havaya attıkları her taş kendi başlarına düştü, kimin attığını aramaya koyuldular.

İlgileri olmadığı halde FETÖ, PKK ve diğer terör örgütleri sırtlarına yüklendi.

Bu ve benzer gerçekleri çözmeden uzak yönetimin değişimi istenmekte.

Artık, ‘güneş balçıkla sıvanmaz’, ‘mızrak çuvala sığmaz’ oldu.

Dünyada baş döndürücü bir değişim yaşanmakta.

Yıllardır değişmeyen ve anlaşılmayan, değerlerden uzaklaşan sadece CHP zihniyeti.

Bu hıza ayak uydurabilecek, seçmene umut verebilecek, inandırıcı olabilecek, takım oyununu benimsemiş ekiple çalışılmadığı sürece bu oyun sürer gider.

Köhnemiş yapıyı bozmak isteyenler, ‘koltuk sevdalısı olmak’ ile suçlandı.

Hem de, ‘halkın gururu, işte başkan, işte örgüt’ naraları eşliğinde.

Daha önceleri de ‘kapı dışarı’ edilmek, bozguncu olmakla tehdit edilmişlerdi.

Değişim isteklerine direnen, koltuk sevdalısı olmakla suçlayanlara birileri, katıldıkları dokuz seçimi de kaybettiklerini, hala koltuklarında kalmaya çalıştıklarını hatırlatmalı.

Ayrıca, CHP seçmeninin sıradan insanlara dolgu malzemesi yapılamayacağını da.

Parti yönetimlerinde yıllarca hegemonya kurup, hedef kitlesi ile aralarına ‘Berlin Duvarı’ örenlerden ‘ne köy, ne de kasaba’ olur.

CHP, mevcut durumu ile kendi ayağına kurşun sıkma görüntüsünde.

Ülke ve dünyadaki değişimi göremeyip, direnmesi durumunda, sonraki seçimlerde baraj altında kalırsa şaşmamak gerek.

Yönetim, örgütler de dahil olmak üzere kitlelere umut, heyecan, güven verememekte.

Öyleyse gerçeklerden kaçılamaz, hemen tepeden tırnağa yenilenmesi gerek.

Sizler ortada olmayan postun kavgasını yapmaya devam ediniz.

Gerçek olanın, değişimin kaçınılmaz ve ‘kralın çıplak’ olduğudur.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?