GÜNEY KORE NASIL BAŞARDI…

GÜNEY KORE NASIL BAŞARDI…

Türkiye  dünya ekonomisin de yer tutmaya çabalarken dostluğumuz tarihi 618 yılına dayanan Kore halkı Göktürk devleti ittifakını bilmeliyiz.

Bölgesin de güçlenen ancak diğer Koreli krallık olan Şilla’ya tabi olarak Birleşik Şilla adıyla Kore’nin birleşmesine katkı sağlayan Koguryo, bölgedeki Türk yönetimleriyle önemli işbirlikleri sağladı. 618. Türk-Kore dostluğunun en eski temelleri, Koguryo’nun tarihinde gizlidir.

1950’de Tarih Tekerrür Ediyor, Türkler ve Koreliler Çin’e Karşı Tarihin ilginç bir tekrarı ile aynı yerde ve aynı isimle 1950 yılında yine aynı taraflar arasın da başka bir savaş daha yaşandı. Çin’e karşı Birleşmiş Milletler gücü olarak Güney Kore-Türkiye-ABD’nin mücadelesiyle yaşanan savaş Çin’in galibiyetiyle sonuçlandı. Tarih tekrar etmiş, ancak Çin sanki 1338 yıl öncesinin intikamını almıştı, hem de Kore’yi ikiye bölerek. Koreliler için “deja vu” durumu gerçekleşmişti. Türkiye Kore’de Amerika ve İngiltere’den sonra en çok şehit veren ülke. Özenle düzenlenmiş şehitlikleri gezerken ve 1005 şehit askerimizi anarken duygulanmamak elde değil.

1980’lere gelindiğinde Ülke, ihracattan kazandığı her kuruş dövizi daha iyi endüstrilerin geliştirilmesi için makine ve diğer girdilerin ithalatında kullanma ihtiyacı duyuyordu. Değerli yabancı paralar, ülkenin fabrikalarındaki ihracat savaşında çarpışan sanayi askerlerimizin gerçek kanı ve teriydi. Değersiz şeylere bunları israf edenler vatan hainiydiler.

1980’lerin taklitçisi Güney Kore, bugün dünyanın en ‘icatçı’ en ‘yenilikçi’ ülkelerin den biri…

IBM makinelerinin sökülüp, parçaların kopyalanıp yeniden birleştirildiği ‘kopya’ bilgisayarların… Nike ayakkabılarının ve Louis Vuitton çantalarının büyük miktarlar da seri üretiminin yapıldığı ‘korsan cenneti” Güney Kore, bugün, Amerikan Patent Bürosu tarafından verilen patentlerin sayısı bakımından en üstte yer alan beş ülkeden biri…

Uzun söze gerek yok! Nokia’nın Microsoft’a satılmak durumunda kaldığı bir dönemde, Apple ile Samsung arasında dünya çapında süren nefes kesen teknoloji yarışını anımsamak, bugünkü Güney

Kore’yi kavramak için yeterli…

Güney Kore, bugün zarif cep telefonları ihraç eden bir ülke olmanın yanı sıra, insanları daha iyi beslenen, çok daha uzun yaşayan, çok daha az bebek kaybeden bir ülke aynı zamanda. Kore’nin ilerlemesini adeta Haiti’nin İsviçre’ye dönüşmesine benzettikten sonra soruyor: “Bu mucize nasıl mümkün oldu?” Ve hemen arkasından ekliyor: “Pek çok iktisatçı için cevap basittir: Kore serbest piyasanın emirlerini izlediği için başarılı olmuştur!

Güney Kore’de Matematik Öğretmeni Olmak Fabrika Sahibi Olmak Kadar Önemlidir

Dünyanın hiçbir yerinde öğretmenler Güney Kore’deki kadar kıymetli değildir. Eğitime büyük önem veren ülkede zengin ve popüler olmanın en iyi yolu öğretmen olmaktır. Bazı öğretmenlerin yıllık kazancı 4 milyon doları bulmaktadır.

Eğitime hayli önem veriyorlar. Eğitim anlayışları iki ayda bir sınav sistemi değiştirmek değil, yaratıcılığı ve özgür düşünceyi desteklemek üzerine kurulu. Hurafelere dayalı bir bilgi akışıyla global başarının (ve başka hiç bir başarının) gelmeyeceğinin bilincindeler. Bu bilinçlerini bilişim ve teknolojiyle de destekliyorlar.

Hayır, öğrencilere tablet dağıtarak değil, direk robotla işi çözüyorlar.“Engkey” adlı İngilizce öğretmeni robotu öğrenciye İngilizce telaffuz çalıştırıyor. Robotlar Koreliler için bilim kurgu filmlerinde değil günlük hayatın ve otomasyonun içindeler. Üretim konusunda aşmış bir ahlak ve disipline sahipler; ayrıca OECD’nin de dediği gibi zekiler, son derece çevik ve çalışkanlar da. Şimdi koca topluma kurnaz dersek “Irkçılık Tespit ve Damga Timi”nin hışmına uğrayabiliriz ama buradaki kurnazlığı hinlik olarak almayınız. İş bitiricilik konusunda kurnazlar. Yapılması gereken her iş bir şekilde yapılır, bu uğurda her yol mubahtır. Bir Koreliyi üretim ve pazarlamadan alıkoyamazsınız. Bir şekilde üretir, satar, sattıkları ürünün de arkasında dururlar.

60 yıl önce Türkiye’nin dörtte biri olan Kore ekonomisi bugün nasıl Türkiye’nin iki katı büyüklüğe ulaşmış. Bunun sırrı eğitim sisteminde yatıyor. Eğitime milli gelirlerinin yüzde 4.7’sini harcayan Güney Kore en başarılı eğitim sistemine sahip ülkeler arasında ilk üçte. 50 milyonluk nüfusa sahip Kore’de 415 üniversite bulunuyor bizde ise bu sayı 190’larda. Kore üniversitelerinde öğrenci seçimiyle ilgili olarak hükümet minimum temel koşulları belirterek üniversitenin özerkliğini geliştirmiş ve çeşitli metotlarla üniversitenin kendi öğrencilerini seçme hakkı büyük ölçüde genişletilmiş.

Gelişmenin sırrı eğitim, bilim, özgüven, devlet desteği, inat çok çalışmak, ürettiğin malın arkasında durup pazarlamak.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?