Hacı Hüseyin Cami Avlusu

Hacı Hüseyin Cami Avlusu

Kâbe’nin yeryüzündeki şubeleri, Allah’ın evleri olan camilerimiz, Müslümanlığımızın ve istiklalimizin simgesi olarak yükselen huzur, bilgi, birlik ve ibadet mekânlarımızdır.

Fıtrata en yakın olduğumuz dönemde hayatı camiye, camiyi hayata taşıyarak ancak kalbi mescitlere bağlı nesiller yetiştirebiliriz. Zira sadece namazla sınırlı bir ortam değil, yoksulların, yolcuların, her yaştan insanın huzuru ve anlamı bulduğu mekânlardır.

Birlik olmanın en güzel yolu oralarda geçiyor. Müslümanlar, günde beş vakit bir araya gelip; birbirlerinin dertlerinden, sevinçlerinden haberdar oluyor. Bu dayanışma, bu kardeşlik, bu sevginin pekiştiği camilerde tüm Müslümanlar, tek bir yöne dönüyor ve hep birlikte secdeye varıyor. 

Hacı Hüseyin Camii Kent merkezinde bulunan cami, 1594 yılında Çobanoğlu Hacı Hüseyin tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra yıkılan yapı, 1861 yılında Dizdarzade Murat Bey’in kızı, Ayşe Emetullah hayratı olarak yenilettirmiştir. 1901 tarihli kitabesinden mermer şadırvanının Hattatzade Hacı Ömer Ağa tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Hacı Hüseyin Camii Ve Çeşmesi – Giresun Vakıflar Bölge Müdürlüğü kayıtlarına göre Merkez İlçede en eski cami Hacı Hüseyin Camiidir. Çobanoğlu Hacı Hüseyin tarafından 1594(h.1002) yılında yapılan ilk camii, sonraki yıllarda yıkılmış ve 1861(h.1277) yılında Dizdarzade’lerden Murad Bey kızı Ayşe Emetullah Hanım hayratı olarak bugünkü camii yaptırılmıştır.

Mü’minleri toplayan, bir araya getiren birleştiren manasına gelen cami, hayatın merkezidir. Bilindiği gibi cami, Asr-ı Saâdetten başlayarak 14 asır, bütün İslam diyarlarında, Müslümanların ibadet, ilim ve meşveret durağı olmuştur. İbadet için toplanan cemaat, din ilmini orada öğrenir, dünya işlerini de orada görür çözümlerdi. Müslümanların hayatında cami, çok fonksiyonlu işlem gören bir dini müessese haline gelmiştir.

 “Sinan ‘400 yıl önce bıraktığım yerde mi otluyorsunuz?’ derdi”
Mimar Sinan 400 yıl sonra bir an için açsa gözlerini ve çevresine baksa, “400 yıl önce bıraktığım yerde mi otluyorsunuz” diye Osmanlı tokadı aşk etse, haklı değil midir? Bu cami, bizim her yapısında başka şey deneyen, bir yenilik arayan Sinan’a hiç yakışmayan torunlar olduğumuzu gösteriyor. Bizim Sinan’a sahip çıkmamız bu kafayla olanaklı değil. 

Esasında cami mimarisi kapalı alanı orantılı olarak nispeten küçük tutarken, açık alana övgüler sunmalı. Çünkü cami bir toplanma yeridir. Çok amaçlı salon gibi toplanma yerlerinde olduğu gibi camiler için de öncesinde hazırlık alanı gerekli. Elzem olan bu alanlar camilerde son cemaat mahfili ile geçilmeye çalışılsa da oran olarak çok yetersiz. Ancak açık alanlarla, avlularla sağlanabilir karşılama alanları. Ayrıca bu açık alanlarda insanlar bir araya gelir, oturur konuşur, çocuklar oynar. Velhasıl camiler toplumda olması gerektiği yere, hayatın tam içine girer. Avlusu olmayan mahalle camileri, cami cemaatinin namaz aralarında oturabileceği alanı bulundurmaz. Mahalleden kopuk ve yalnız durur.

İlimizin en büyük mahallelerinden olan Hacı Hüseyin Mahallesinde bir tane camii vardır.

Oda Hacı Hüseyin camisidir. Cami ilimizin ilk yapılan en eski camisidir.

Cami avlusunda ördüğüm ‘’bir eksiği ‘’yeterli olmayan bir durumu anlatmak kamuoyunun ve yetkililerin dikkatine sunmak istedim.!

Giresun un sevilen simalarından değerli büyüğümüz, Alparslan Unat’ın cenazesine katıldım. Cemaati kalabalıktı camiinin avlusu almadı yollara taştı. Yol trafiğe kapandı.

Giresun, da birçok kardeşimizin zaman, zaman söylediği gibi cenaze namazlarında Cami avlusunda, bu sorunu yaşamaktayız.

Atalarımızın bizlere binlerce yüz yıl önce yapıp bıraktığı Caminin avlusun yıllar sonra, düzenleyerek neden yeterli hala getiremiyoruz.

Cenaze namazlarını kalabalık cemaat olunca avlu dışına taşarak araç trafine kapatmak zorunlu oluyor.

Gelen araçlar yol acılana kadar bekliyor. Allah göstermesin acil yaralı hasta olsa ambulans geçmek istese geçemez. Yangın çıksa müdahale edilemez. Yıllardır böyleydi. bir şey olmamış şimdimi olacak demeyin.

Camilerimizin içersi kadar avlusu, da bir o kadar önemlidir.

Giresun’un ilk camilerinden olan bizlere bırakılan tarihi mirası

Etrafında yapılacak olan çevre düzenlemesiyle “ Tarihi dokuya uygun aynı zamanda Hacı Hüseyin Camisini yapanlara yakışan bir yapıya vesile olup, çok güzel bir görünüm kazanacak ve insanlarımızın vakit geçireceği bir alanda olacaktır.

Tarihiden günümüze kadar gelen ve bizlerden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük mirastır.

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?