Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Gün geçtikçe mevcut toplumsal değerlerimizi de iyiden-iyiye kaybetmeye başladık dersem; bilmem ki bana katılır mısınız?

Bu konuda ne düşünürsünüz onu pek bilemem ama…
Ben bazı ortak değerlerimizi çoktan yitirdiğimizi ve geriye kalan değerlerimizi de çok yakın bir zaman diliminde kaybedeceğiz gibi geliyor bana…

Neden böyle düşünüyorum?
Veya neden bu kadar kaygılanıyorum?
Bu kaygılarımı birkaç örnekle anlatmak isterim…

Merak bu ya…
Ve arada-sırada ipe sapa gelmez abuk subuk şeylerde düşünüp, siz değerli dostlarımın da kafalarını gereksiz yere şişiriyorum ya!

Bugünkü -sayfa sohbetimizi-de diğer saçmalıklardan sayın..
Ve hatıra-binaen hoş karşılayın…

Efendim;
Dünyaca ünlü Ajans Prees’in bizim RTÜK’ten elde ettiği bilgilere ve verilere göre ‘Televizyon İzleme’ konusunda ve dünya ülkeleri sıralamasında ilk sırada yer alıyormuşuz…
Yani bu konuda BİRİNCİ durumdayız..

Ve bu konuda bizim arkamızdaki sıralamaysa şu şekilde imiş;
1. Türkiye
2. Japonya
3. İtalya
4. Polonya
5. İspanya
6. Rusya
7. İngiltere
8. Fransa
9. Almanya
10. Brezilya

ABD ise gördüğünüz gibi ilk on sıralamaya bile girememiş..
Sizlerinde gördüğü gibi Rusya başta olmak üzere, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi devletleri arkamızda bırakmışız…

Şimdi gel de övünme!
Şimdi gel de göğsün kabarmasın!

Ve şimdi insanın ister-istemez şöyle düşünesi geliyor;
Acaba bizler televizyon izlerken onlar neyle meşgul oluyordu?

OECD verilerine göre;
Akıllı telefon,
İnternet,
Ve Sosyal medya kullanma sıralamasında ise;
Avrupa’da BİRİNCİ sırada..
Dünya sıralamasında ise İKİNCİ durumdaymışız…

Eh bu konuda da gördüğünüz gibi elimize su dökecek yok!
Yani evvel-Allah bu konuda da iyi sayılırız…

Ancak ‘Kitap okuma alışkanlığı’ konusunda dünya ülkeleri arasında 86. sıradaymışız…
Hiç önemli değil…
Zaten biz okuduğumuz kadar okumuş…
Ve bu konuda unumuzu eleyip; eleğimizi duvara asmışız!

Ha birde 167 ülke arasında ‘demokrasi düzeyi sıralaması’ ölçümü yapılmış;
Ve bizim ülkemiz bu ölçümde 110. sırayı almış…
Bana göre bunun da hiçbir önemi yok!
Üstelik bu ölçümü yapanların mutlaka bize bir taraftan gıcığı olduğu için bizim ülkemizi arka sıralara atmaya laik görmüşlerdir diye düşünüyorum!

Ve bu saçma-sapan, şamataya dönük sohbetimizi yavaş yavaş özetleyerek sonlandıracak olursak…

Yine bu konuda sizler ne düşünürsünüz onu pek bilemem ama..
Televizyon izleme konusunda ‘Dünya Birincisi’ veya ‘Dünya Şampiyonu’ oluşumuzu ben şuna bağlıyorum;

Geçim sıkıntısı gibi bir derdimiz olmadığı için;
En leziz, en güzel mutfak zenginliği programları, yemek tarifleri bizim televizyonlarımızda yapılıyor…

Bugün ülkemizde hızlı bir şekilde ‘Özel Hastaneler’ çoğalsa da..
Her ilimize en devasa ‘Kent Hastaneleri’ yapılmış olsa da:
Sağlığımıza yönelik en etkili ‘sağlık tedavilerini’ anlı-şanlı renkli televizyon kanallarımız yapıyor!

Daha da olmadı; arı balı satıyor…
Ayakkabı, don, gömlek, fanila satıyor…
Cinselliği ayağa kaldıracak ‘Viagra’ satıyor be Viagra satıyor…
Ve bütün bu değerli mamulleri adresine kadar ulaştırıyor…
İzlenme oranını yükseltmek için daha ne yapacaktı?

Karısını bıçaklayıp öldüreni…
Baldızını kucaklayıp toprağa gömeni!
Yengesini boğduktan sonra derede sele vereni…
Kısacası işlenen bilumum adi cinayetleri savcısı,hakimi, polisi, jandarması bulup ortaya çıkaramıyor da…
Anlı-Sanlı program yapımcıları ve televizyon kanalları ortaya çıkarıyor!

Yani demem o ki…
Yani sizlerinde fark ettiği gibi…
Biz aldığımız bu ‘BİRİNCİLİĞİ’ hak ettiğimiz için alıyoruz!

Hepinize iyi günler…
Cemi-cümlemize iyi izlenceler!