HASRETTEN PRANGALAR ESKİTTİ TOPLUM SEVGİSİNİ TERK ETMEDİ

HASRETTEN PRANGALAR ESKİTTİ TOPLUM SEVGİSİNİ TERK ETMEDİ

Adı; Ahmed ARİF

1927 Yılında Diyarbakır’da doğdu.

1991 yılında Ankara’da yaşamını yitirdi.

Devrimciydi…

Kelepçeleri kolundan eksik olmayan şairlerdendi…

Şiir emekçisiydi…

Etnikçi düşünenleri ve kafatasçıları öteleyen şairlerdendi!

Sosyalistti…

Emeğin ve insan haklarının en yılmaz savunucularındandı…

Özgürlükçü ve tam bağımsızlıktan yanaydı…

Emperyalistlerin ve faşistlerin amansız düşmanıydı…

Toplumcuydu…

Kirli savaşlara karşı ve barıştan yanaydı…

Kalemini ve beynini hiçbir güce kiralamadan korkusuzca yazardı.

Onun içinde; ikide-bir hücrelerde konaklardı!

Yani koca şairimiz; Ahmed ARİF, Anadolu’ya sevdalıydı…

Bugün; 2 Haziran

Bugün; onun aramızdan ayrıldığı gün

Yani 2 Haziran 1991 yılında aramızdan ayrıldı.

Fakat aradan 26 yıl geçmesine rağmen unutulmadı.

Onu bir kez daha siz ‘sayfa arkadaşlarım’ adına onun çok bilinen ve sevilen bir şiiriyle anmak isterim.

Buyurun hep birlikte okuyup, hep birlikte üstünde düşünelim…

Anadolu

Beşikler vermişim Nuh’a

Salıncaklar, hamaklar,

Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,

Anadoluyum ben,

Tanıyor musun ?

Utanırım,

Utanırım fıkaralıktan,

Ele, güne karşı çıplak…

Üşür fidelerim,

Harmanım kesat.

Kardeşliğin, çalışmanın,

Beraberliğin,

Atom güllerinin katmer açtığı,

Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,

Kalmışım bir başıma,

Bir başıma ve uzak.

Biliyor musun ?

Binlerce yıl sağılmışım,

Korkunç atlılarıyla parçalamışlar

Nazlı, seher-sabah uykularımı

Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,

Haraç salmışlar üstüme.

Ne İskender takmışım,

Ne şah ne sultan

Göçüp gitmişler, gölgesiz!

Selam etmişim dostuma

Ve dayatmışım…

Görüyor musun ?

Nasıl severim bir bilsen.

Köroğlu’yu,

Karayılanı,

Meçhul Askeri…

Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.

Sonra kalem yazmaz,

Bir nice sevda…

Bir bilsen,

Onlar beni nasıl severdi.

Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı

Minareden, barikattan,

Selvi dalından,

Ölüme nasıl gülerdi.

Bilmeni mutlak isterim,

Duyuyor musun ?

Öyle yıkma kendini,

Öyle mahzun, öyle garip…

Nerede olursan ol,

İçerde, dışarda, derste, sırada,

Yürü üstüne – üstüne,

Tükür yüzüne celladın,

Fırsatçının, fesatçının, hayının…

Dayan kitap ile

Dayan iş ile.

Tırnak ile, diş ile,

Umut ile, sevda ile, düş ile

Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,

Namuslu, genç ellerinle.

Kızlarım,

Oğullarım var gelecekte,

Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.

Kaç bin yıllık hasretimin koncası,

Gözlerinden,

Gözlerinden öperim,

Bir umudum sende,

Anlıyor musun ?

Ahmed ARİF

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?