HORONA ÇIKAN OYNAYACAK SONUCUNA DA KATLANACAK

HORONA ÇIKAN OYNAYACAK SONUCUNA DA KATLANACAK

Öyle yağma yok arkadaş!
Mademki sevdiğin birisinin düğününe gittin;
Çıkıp ortaya oynayacaksın!
Ve ardından yaşanması gereken muhtemel olumsuzluklara da artık çaresi yok katlanacaksın!
Bu işin kaçışı yok…
Bu abuk-sabuk ‘girişten’ sonra sözü şuraya getirmek istiyorum.
24 Haziran seçimlerinden sonra hayatımızın bütün alanlarına ‘zam yağmuru’ yağdığından şikayet ediliyor…
Yok; “Benzine otomatik bir şekilde zam yapılıyormuş”
Yok; “Doğal gaza ardı-ardına zam yapılmaya başlanmış”
Yok; “Pazar yerinde yapılan alış-verişler, el yakıyormuş”
Yok; “Elektriğe yapılan zamlar; herkesi tir-tir titretiyor-muş!”
Yok; “Fırıncılar -çaktırmadan-ekmeğin gramajından çalıyormuş”
Vesaire, vesaire…
Listeyi uzatın uzatabildiğiniz kadar…
Sizlerinde bildiği gibi bazen alenen ve açıktan-açığa ve bazende tüketicinin anlamayacağı bir şekilde ardı-ardına zam yapılıyor ve bu zamlarda halkı fazlasıyla rahatsız ediyormuş!
Eeeee!
Ne olacaktı?
“24 Haziran Seçimlerinde” yapılan milyonlarca dolar harcamalar; senin, benim ve halkın cebimden çıkmayacaktı da, kimlerin ve kimin cebinden çıkacaktı?
Kendilerini parlamento çatısı altına taşıyanlar az mı para döktü yola-ize?
O kadar kolay mı; parasız-pulsuz yukarılara kadar taşınabilmek!
Hem kim bu dünyada “ekmeden biçebilmiş ki?”
Yani demem o ki; “24 Haziranda ekenler” elbet -biçme zamanı- çoktan gelip-geçmiş olmalı ki; ektiklerini biçmeye başlayacaklar!
Yani diktikleri ağaçların meyvelerini toplayacaklar!
İşte zamanında yatırım yaparak diktikleri ağaçlar bizleriz!
Çayırlarda tırpan sallayarak biçtikleri verimli bitkilerdeniz!
Kısacası; sırtına vurdukça tozutan sütü bol kerizlerdeniz!
Eh, o zaman borçlarımızın zamanı geçmeden ödemeliyiz!
Bunca yapılan borçları efendilerimizin ödeyecek hali yok ya!
Şimdi kalkıp da koskoca şirketleri, holdingleri olanlar mı ödesin?
Tabanda milyonlarca sen-ben varken; bir avuç ihaleci mi ödesin?
Senin gibi cengaver varken!
Bu topraklar için seve-seve ölmesini bilen varken!
Sırtına vurulduğunda, ağzındaki lokması alınan milyonlarca insan varken;
Yapılan bunca borçları kalkıp da; ülkenin dört-bir yanına dağılmış Market Zincirleri olanlar ödeyecek hali yok ya!
Hele-hele Okyanuslarda filoları ve ticari donanmaları olanlar hiç ödeyemez!
Hariri denilen bir Lübnanlı gelip Türk Telekom’u soyduktan sonra kaçıp gitmiş ve artık onu Allah’a havale etmiş durumdayız!
Amerika dersen, ekonomik alanda durmadan sıkıştırıp duruyor!
Durup-dururken; ya doları yükseltiyor, yada ambargo koyuyor!
Sınır ötesi operasyonlar dersen; o şimdilik bir kenarda duruyor!
Köprü geçişlerinde yine açık varmış; ödemesi yine bizi bekliyor!
Bu kadarıyla kalınsa yine iyi…
Başımızı kaşımaya vakit bulamadığımızdan, daha ‘çılgın kanal projelerini’ konuşamıyoruz bu aralar!
Gerçi -düşmanlarımız çatlasa da, patlasa da- Malazgirt- Ahlata 1071 metre kare üzerine “Alparslan Sarayı” isimde yeni bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı daha yaptırmak istiyoruz ama şu sıralar -dış güçlerin- ekonomik ayak oyunlarıyla uğraşıp duruyor ve sürekli onlarla meşgul oluyoruz!
Özetleyerek ve birazda -affınıza sığınarak- amiyane tabirli ifade edecek olursak; “Hiç öte-beri kıvırmaya gerek yok!”
Bu zamana kadar yapılan ‘dış borçları’ da ‘iç borçları’da bizler ödeyeceğiz…
Yani sen, ben ve şu köşede kendi halinde hiçbir şeyi umursamaz durumda dikilip duran vatandaş ödeyecek!
Bundan kaçış yok…
Ne diyordu üstat Ahmet Haşim dizelerinde;
“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak”
Sonuç;
Bu zamların yapılacağını hepimiz ‘bal gibi’de biliyorduk…
Biliyorduk veya seziyorduk ama nedense gıkımızı çıkarmıyorduk!
Çünkü sözünü ettiğimiz o süreçlerde çok meşguldük!
Hemde öylesine çok meşguldük ki;
O günlerde -başımıza taç edeceğimiz- beyzadelere ‘yalakalık yapmak’ için birbirimizle adeta yarış ediyorduk!
Taraftarı olduğumuz ‘liderlerin’ üzerine toz kondurmuyorduk!
Eh, o zaman bu durumda ya; “boy aynamıza” bakacağız!
Ya da oturup aşağı; “Kendim ettim, kendim buldum” türküsünü çığıracağız!..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?