İktidarın eğitim ve kültür devrimi(!)

İktidarın eğitim ve kültür devrimi(!)

Gazi Mustafa Kemal, 29 Ekim 1923’de cumhuriyeti ilan ettiği zaman, ülke halkı cumhuriyet kültüründen oldukça uzaktır.
Okur-yazar oranı çok düşüktür. Kadınlarda yok denecek kadar azdır. Halkın çoğunluğu köylerde yaşamaktadır.
Ağa, bey, şeyh ve Şıhların etkisi altındadır Anadolu halkı…
Yoksuldur, önemli bir kısmı topraksızdır. Osmanlı’nın tebaa toplumu özelliği büyük ölçüde devam etmektedir.
Böyle bir ortamda ilan edildi cumhuriyet.
Mustafa Kemal ve arkadaşları ne düşünmüştü? Eğitim ve kültür alanında yapılacak devrimlerle cumhuriyete yurttaş yetiştiririz diye düşünmüşlerdi.
Diğer alanlardaki devrimlerle de bunu destekleriz diye düşünmüşlerdir.
Her devrimden sonra aslında yapılması gereken budur.
1789 Fransız devrimi sonrasında böyle olmuştur.
1917 Ekim devriminden sonra da…
Fakat bizde eğitim ve kültür alanında devrimler istenildiği gibi gerçekleştirilememiştir.
Bunun nedeni genç cumhuriyetimizin karşılaştığı sorunlardır.
Aslında 1924 yılında ilk adım atıldı. Tevhid-i Tedrisat (Öğrenim Birliği) Kanunu bu amaca yöneliktir.
Diğer 3 Mart 1924 yasaları da…
Bu adımlar 1925 yılında İngiliz desteği çıkarılan Nakşi Şeyh Sait İsyanı ile sekteye uğratılmıştır.
Daha sonra eğitim ve kültür alanında yeniden adımlar atılmaya çalışılmıştır. Medeni Yasa, Tekke ve Zaviyelerin kapatılması, Kılık Kıyafet düzenlemesi ve Harf İnkılabı ile Saat, takvim ve ölçülerde yapılan değişikliklerin bir amacı da budur.
Millet mekteplerinin de…
Bu defa genç cumhuriyetin önüne, aydınlanma adımlarına tepki olarak Menemen İsyanı çıkarılmıştır.
Bu engelde aşılmış.
Ardından Halkevleri, Millet Bahçeleri, Eğitmen Mektepleri ve Köy Enstitülüleri ile cumhuriyet, kendi eğitim ve kültür devrimini gerçekleştirmeye devam etmiştir.
Köy Enstitüleri bu amaçla atılan en önemli adımdır.
Ancak bu eğitim kurumları soğuk savaş dönemi politikalarına kurban edilmiştir… Kapatılmıştır…
Bu nedenle Cumhuriyet, eğitim ve kültür devrimi çabalarında arzu edilen başarıyı sağlayamamıştır. Aydınlanmayı tüm yurt sathına yayamamıştır.
Buna izin verilmemiştir.
***
Soğuk Savaş döneminden sonra, özellikle de DP ile başlayan siyasal süreçte uygulamaya konulan “Yeşil Kuşak” projesi ile atılan tüm adımlar ters yüz edilmeye başlanmıştır.
12 Eylül sonrası uygulanan ve Soğuk Savaş döneminin sona erdiği 1990’lı yıllardan sonra uygulaması hızlandırılan “Ilımlı İslam” politikaları ile de yeni bir aşamaya geçilmiştir.
Nihayet 2002 yılından bugüne iktidarda olan AKP döneminde , ‘final’ adımları atılmaya başlanmıştır.
AKP iktidarı, kendi eğitim ve kültür ‘devrimini’ yapmak için planlı bir çalışma içine girmiştir.
Bu amaçla 16 yılda tam 14 defa eğitim sisteminde değişiklik yapılmıştır.
2012 yılında gerçekleştirilen ve kamuoyunda 4+4+4 adı ile bilinen sistemle AKP, kendi eğitim ‘devrimi’ konusunda çok önemli bir adım atmıştır.
Müfredat değişiklikleri ile bu süreci desteklemiştir.
Değerler eğitimi ve seçmeli dersler ile de yeni adımlar atmıştır.
Liselere Giriş Sınavı düzenlemesi ile de son darbe vurulmuştur!.
Buna rağmen AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim ve kültürde başarısız olduk” açıklaması ile atılması gereken ‘yeni’ adımlara işaret etmiştir.
Ve istenilen ‘yeni’ adımlarda atılmaktadır.
***
Yapılan bir araştırmaya göre bugün ülkemizde çoğu çeşitli dernekler adı altında faaliyet gösteren çok sayıda medrese vardır.
Bunların tespit edilebilenlerin sayısı 800 civarındadır.
Çoğu da Güneydoğu Anadolu’da ve İstanbul’da faaliyet sürdürmektedir.
Bu medreselerde altı yıldan on iki yıla kadar eğitim verilmektedir.
Buralarda ‘molla’ yetiştirilmektedir.
Güneydoğu Anadolu’da, medrese eğitimi veren dernek ve vakıfların çoğu AKP ya da HÜDA PAR tarafından desteklenmektedir.
İstanbul’da veya yurdun diğer illerinde medrese eğitimi veren dernek ve vakıflar ise daha ziyade AKP ile yakın ilişki içindedir.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda müfredat değişiklikleri ile ve diğer adımlarla,
800 civarındaki medreselerde yetiştirilen ‘mollalar’ ile amaçlanan nedir?
Amaç gayet açıktır.
Cumhuriyetin yarım kalan eğitim ve kültür devriminin yerine, iktidar kendi eğitim ve kültür ‘devrimini’ gerçekleştirmek istemektedir.
On altı yılda on dört defa eğitimde sistem değişikliği bu amaçla gerçekleştirildi…
Sekiz yüzden fazla medrese bu amaçla eğitim vermekte, ‘molla’ mezun etmektedir.
Amaç başarısız oldukları eğitim ve kültür alanında başarılı(!) olmaktır.
Toplumu dönüştürmektir. Kendisine seçmen yetiştirmektir…
Özgür birey yerine biat-itaat kültürünü tüm ülkede egemen kılmaktır.
“Hedef 2023” söylemine birde bu pencereden bakınız!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?