Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
İLİMİZ DE FUTBOLUN TARİHÇESİ DAHA DOĞRUSU KISA BİR ÖZETİ
  • 0
  • 191
  • 25 Mart 2020 Çarşamba
  • +
  • -

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Dünkü sohbet yazımda da belirttiğim gibi ‘yaşlılar kategorisine’ girdiğim için evden dışarıya çıkamıyorum..
Korkudan fırına ekmek almaya bile inemiyorum..
Eh, durum böyle olunca -Gündem Gazetesinde’ yayınlanan köşe yazılarımı bile bu sayfa üzerinden gönderiyorum…

Kısacası ‘Corona Virüsü’ bizleri -yargılamadan- cezamızı kestiği için bütün işlerimi ve iletişimleri ya telefonla görüyorum…

Ya da -şimdi olduğu gibi- şu gözünü sevdiğim bilgisayar sayfası ve ortamında sohbet gereksinimlerimi gideriyorum!…
Her neyse…
Sözü daha fazla uzatmadan sohbetimize başlayalım…

Dünkü sohbet konumuzun başlığı;
‘Giresun da Güreş Sporu’ idi…

Bugünkü konu başlığımız ise; ‘Giresun da Futbolun İlk Yılları’ veya da 1900’lü yılların ‘İlk Yarım Yüzyılın Kısa Bir Özeti’ diye de adlandırabiliriz…

Efendim;
Birçok kasabada ve yörede olduğu gibi 1900’lü yıllara gelene kadar Giresun Kasabasında da (Osmanlı döneminde kasabaydı) ve meşin futbol topu olmadığı için gençler mahalle aralarında lastik top veya -çaputlardan yapılmış- toplarla futbol maçı yaparmış…

İlk meşin futbol topunu 1903 yılında Giresun’da ‘Reji’ olarak görev yapan bir İtalyan Reji görevlisi -çocuklarının oynaması- için İtalya’dan getirmiş…

Daha sonra da süreç içerisinde ‘meşin top’ çoğalmaya başlamış ve bu çoğalmaya birlikte önce -gayri federe- Mahalle Takımları ve daha sonra da tüzüğü ve mekanı olan Kulüpler kurulmaya başlanmış..

Giresun Kasabasında tüzük yazılarak, 1914 yılında kurulan ilk futbol takımının;İDMAN YURDU olduğunu gösteriyor belgeler…

1944 yılına gelene kadar kurulan bütün Mahalle veya merkeze yakın kasaba ve nahiye takımları futbol müsabakalarını Giresun merkeze 6 kilometre uzaklıkta bulunan Teyyare Düzü çayırında yaparmış..

Müsabaka yapılan sahanın ölçüleri ise gayri nizami..
Kale direkleri ağaçtan ve -keyfiyete göre- hesaplanıp dikilmiş.
Korner köşeleri bayraksız..
Saha içinde ve kenarlarında bulunması gereken nizami çizgiler; Müsabakadan-müsabakaya kireç tozlarıyla çiziliyor..

Kasaba eşrafının, Belediye Başkanının ve Mülki idarecilerin maç izlemeleri için 100-150 kişinin oturacağı tahta bir tribün yapılmış,
hepsi bu kadar…

Ancak bütün bu eksikliklere ve noksanlıklara rağmen Giresun merkez yerleşkede bulunan mahalle sakinleri yapılacak futbol maçlarına o kadar çok ilgi duyuyorlar ve o kadar ilgi duyuyorlar ki; ne zaman bir maç organizasyonu duysalar ‘bayram varmış’ gibi seviniyor ve cümbür-cemaat Teyyare Düzüne koşuyorlar!

Üstelik;
Futbolun ne anlama geldiğini bilsinler veya bilmesinler!
Bir topun peşinde koşan onca insanın niye böyle delicesine birbirlerini kovalarcasına öteye-beriye niye koştuklarını bilsinler veya bilmesinler hiç fark etmez!..

Yani demem o ki;
Yapılacak olan futbol müsabakaları bir şölen ve bayram sevinci yaratıyor Giresun merkezde yaşayan mahalle sakinlerine…

Kadın-erkek hiç fark etmiyor!
Yaşlı-genç ayrımı yapmakta gerekmiyor!
Yeter ki ‘Teyyare Düzünde’ bir futbol maçı yapılacağını duymasın Giresun merkez mahallinde oturan mahalle sakinleri!

Yetir ki dükkan camlarında ve mağaza kapılarında asıl bir ‘maç’ ilanı görmesinler!
Maç gününün bütün hazırlıkları en az bir-iki gün önceden ona göre düşünülüp ve ona göre hazırlıklar yapılıyor…

Hangi komşu birbiriyle birlikte Teyyare Düzüne maça gidecek?
Hangi komşu maç günü erkenden gidilip de, Çardağını nereye yapacak?
Çarşaftan veya Dastar’dan çadır yapılacaksa, çayırın neresine ve en güzel yerine kuracak?

Bir yandan maç seyredip ve bir yandan mahalle dedikodusu yaparken o gün birlikte yenilmesi için kara lahana ‘diblesini’ kim yapacak?

Gün darısı ‘yarmalı pancar dolmasını’ kim saracak?
Fındıklı Burma Tatlısını hangi komşu yapacak?
İçecek su evden mi götürülecek, yoksa Teyyare düzüne yakın bir yerden mi testilerle taşınacak?
Vesaire, vesaire..
Bütün bunlar birbiriyle samimi olan komşular arasında iş-bölümü yapılır ve maç günü geldi mi; hep birlikte girilir yola…

Kimileri Gemilerçekeği Mahallesinden komşusuyla birlikte yola çıkıp, gelin-kaynana dedikodusu yaparak gider 6 kilometrelik uzaklıktaki Teyyare Düzü çayırındaki futbol müsabakasına…

Kimileri ise o kadar yolu yürümeye göze alamadığı için ya deniz yoluyla motorlara ve kayıklara binerek yol alır Teyyare düzüne..

Kimileri de külüstür bir kamyonun kasasına doluşup, topluca türküler söyleyerek, gelişigüzel haykırışlar içinde giderler futbol müsabakasının yapılacağı çayıra…

Ve merkezden 6 kilometrelik uzaklıkta bulunan Teyyare Düzü macerası 1944 yılına kadar devam eder…

Yani Atatürk Stadyumunun yapılıp hizmete girdiği tarihe kadar.
(ki, bu stadyumun yapılışına da bir bilgi notu düşeyim.)

Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği ve aynı zamanda Fındık Tarım Satış kooperatifinin kurulduğu yıllarda ilin idealist valisi Muhtar AKMAN’dır..

Şimdiki ‘Atatürk Stadyumunun’ bulunduğu çayırı 1939 yılında kamulaştırıp ve 1940 yılında Stadyumun temelini atmıştır…
1944 yılında da hizmete açmıştır…

(Bu konuda daha çok ayrıntılı ve güzel tarihi bilgiler var ‘var’ olmasına da, sözü daha fazla uzatıp kafanızı şişirmemek için özetleyerek sonlandırmak istiyorum.)

1930’lu yıllarda Giresun merkezde üç-dört futbol kulübü vardı ama il merkezinde yaşayan mahalle sakinlerini salt yaptıkları spor müsabakalarıyla değil, aynı zamanda düzenledikleri sanat ve kültür geceleriyle de il sakinlerinin kültürel gereksinimlerini gideriyorlardı…

Ve bu Futbol Kulüplerinden en öne çıkan Kulüp ise Hilal Spor Kulübüydü…

Onun içindir ki ‘görselde’ Hilal Sporun 1930 yılında takım halinde çekilmiş bir fotoğrafını paylaşmayı uygun gördüm.

(Şair Can Akengin, en çok bu kulübün sanat ve kültür gecelerine öncülük etmiştir.)

Yarın Giresun’la ilgili başka tarihi bir konuyu görüşmek üzere şimdilik hoş kalın;
Hoşça kalın,
Dostça kalın,
Sevgiyle kalın,
En önemlisi de; şu sıralar baş belası olan ‘Corona Virüsünden’ uzak kalın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM