İNANALIM MI?    

İNANALIM MI?    

Adı, Mustafa Sabri Efendi.

Anadolu’nun işgali ve paylaşılmasını öngören Sevr Antlaşması’na destek veren zat.

‘…İstilacılara karşı direnişe geçen milliyetçilerin öldürülmeleri caiz olmakla kalmayıp, hatta her

Müslümanın dini görevidir…’ fetvasını hazırlayanların başında gelmekte.

Anadolu’yu istila edenler kimler? Emperyalizmin maşası Yunan, İtalyan, Fransız ve İngilizler.

Adam, Milli mücadele kahramanlarını ‘hainlik’ ile suçlayabilecek kadar katıksız ‘vatan haini’’

Anadolu’ya asker çıkaranlar bu gibilerin baş taçları.

Cumhuriyet ve Türklük düşmanı bu yobaz, ‘Anadolu’da başlayan milli hareketi engellemek için ordu kuralım’ diyebilmekte.

Ölüm fetvasının hazırlayıcısı Mustafa Sabri kimleri hedef göstermekte?

O’na göre öldürülmesi gerekenler, işgale karşı direnen M. Kemal ve arkadaşları.

Atatürk, Milli mücadele, Cumhuriyet ve devrimlerin azılı düşmanı M. Sabri’nin yaşamı, yaptıkları okunduğunda, Türk Ulusuna ihanet ettiği anlaşılacaktır.

Türkleri soykırım yapmakla suçlayan, ‘Allah’ın huzurunda Türklükten istifa ediyorum…’diyen bu zatın adı, Tokat’ta açılan bir İmam Hatip Lisesi’ne verilebiliyor.

Tepkiler üzerine, bir gün sonra tabelanın indirilmesinin önemi yok.

Okullara kimlerin adların nasıl verileceği, ‘MEB Bağlı Okullara… Ad Verme Yönetmeliği’ hükümlerinde belirtilmekte.

Bu yönetmelikle belirlenen maddeleri yok sayan, gelişi güzel isimlerin okullara verilmesini teklif eden yetkililer hakkında ne gibi işlem yapıldı?

Tepki üzerine, ‘Sehven’ verilmiş demek yeterli mi?

Yönetmelikler ayaklar altında.

Benzer durum, kısmen farklı olsa da ilimizde de yaşanmış, kimse sesini çıkarmamıştı.

Mustafa Sabri ve Cumhuriyet düşmanlarının günümüz kadar gelen torunları aynı kin ile dedelerinden kaldığını bildikleri mirasa sahip çıkmaya devam etmekteler.

Bu ‘İşgal Artıkları’nın mahdumları buldukları her fırsatta harekete geçmekte.

‘Tokat’ta Mustafa Sabri Anadolu İmam Hatip Lisesi tabelasının indirilmesini şiddetle kınıyorum…  İsme tahammülsüzlük asla kabul edilemez…Tabela iner ama yürek ve zihinlerden saygınlığı asla inmez..’ diyen ise, iktidarın en yakınındaki sendika.

Bu vatan hainini savunan, milyonlarca üyeye sahip memur sen başkanı.

Okulun tabelası kaldırılınca üzülmüş.

Sessiz kalmak sahiplenmek değil mi?

10 Kasım’da ‘Sena Demirci’ adlı şahsın 2013 yılında yazdığı ‘Atatürk Olmasaydı’ yazısı da birileri tarafından kopya edilerek, tekrarı yazılmak suretiyle sahiplenilmekte.

İhanet, bilgisizlik, fikir sahibi olmama, düzeysizlik ve dayanaktan yoksun olarak bu yazıyı tekrar yayınlayarak nereye varılmak istenilmekte?

Son günlerde AKP’nin başlattığı Atatürk’e bağlılık tartışmaları sürmekte.

Görünen o ki, epey daha sürecek gibi.

İçten bir davranış mı, inandırıcı mı? Şimdilik belirsiz.

Atatürkçü düşünce ve felsefeyi içselleştirmek, uygulamalarla gereğini yerine getirmekle olacaktır.

O günlerin en zor koşullarında, tüm yoksul, yoksun ve olanaksızlıklar içerisinde sadece adını duydukları Mustafa Kemal’in ‘Kutsal İsyan’ına kayıtsız koşulsuz destek veren Anadolu insanı, topraklarını işgal eden emperyalizmin maşaları ve yerli işbirlikçilerine karşı savaşırken, bir yandan da kurtuluşu ABD mandacılığı, İngiliz egemenliğine girmeye çalışanlarla savaşmaktaydılar.

Gerçek olan doğruları görmezlikten gelerek, Cumhuriyet ve Atatürk‘ün tescilli düşmanlarından Tarih öğrenmeye çalışanların inandırıcı olmaları olası değildir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?