Ahmed ÇITLAKOĞLU
Ahmed ÇITLAKOĞLU
ahmedcitlakoglu@giresungundem.com
İnsanı ölümsüzleştiren iksir!..
  • 0
  • 498
  • 20 Kasım 2020 Cuma
  • +
  • -

İnsanı İNSAN yapan değerler: CAN, GÜÇ, İKRAR, ADALET, KEMÂL

İNSAN doğar CAN kazanır, büyür GÜÇ kazanır, gücünü ikrarından alır… İKRAR verdiği kararlardır… Eğer kararında ADALETLİ ise erdemli olur… Adaletinde kemâli bulursa KÂMİL olur…

İşte o zaman CANLAR CÂNINI BULUR, ölse bile bedeni ölür… Ama o sonsuza dek yaşar bunlardan biri eksik olursa insan kâmil olamaz… Kâmil olamayınca da İNSAN denilemez…

Kâmil olmayana BEŞER denir…

BEŞER, dış deri, derinin dış kısmı, görünen kısmı anlamına gelir.

Deri sonsuza dek yaşayamaz ölür…

***

“ÖLEN HAYVAN İMİŞ ÂŞIKLAR ÖLMEZ”

****

Kim olursa olsun, bir beşerin (peygamberler müstesna) hatadan münezzeh olması mümkün değildir…

***

Kim olursa olsun, bir beşerin her söz ve icraatını kayıtsız şartsız (hiç şerh koymadan) desteklemek onun hatadan münezzeh olduğuna işarettir.

***

Bir beşerin söz ve eylemlerini (haşa) bir peygamberin sözü ve eylemleri gibi tasdik etmek, insanî ve itikadî açıdan fevkalade problemli bir ifadedir!

 

 

 

*************

Can, mal ve özel hayatın dokunulmazlığı…

Allah’ın Rasûlü (Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem) VEDÂ hutbesinde şöyle buyurdu:

– “Ey insanlar! Bugün hangi gün?”

– “Haram (dokunulmaz) gün” diye cevap verdiler.

– “Bu şehir hangi şehir?” dedi;

– “Haram (dokunulmaz) şehir” dediler.

– “Bu ay hangi ay?” dedi;

– “Haram (dokunulmaz) ay” dediler.

Dedi ki: İşte sizin kanlarınız, mallarınız ve özel hayatınız (ırzınız) da tıpkı bu gününüzün, bu ayda ve bu şehirde dokunulmazlığı gibi dokunulmazdır

Bu sözü birkaç defa tekrarladı, sonra başını kaldırdı ve “Allah’ım! Tebliğ ettim mi?” dedi” (Buhari, Hacc, 132).

 

***

“Size kim saldırırsa, siz de ona, size yaptığı saldırıya denk bir saldırı yapın. Allah’tan sakının. Bilin ki, Allah sakınanlarla beraberdir.” (Bakara 2/194)

***

“Her kim size saldırır, hürmet ve masumluğunuzdan bir şey bozarsa, onun size saldırdığı kadar, yani aynısı olmak şartıyla siz de ona, karşılık olarak saldırınız. Çünkü, “Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür.” (Şûrâ, 42/40)

Bir tecavüze karşı ayniyle karşılık vermek tecavüz değil, tecavüzün cezasıdır. “Kötülüğe ilk başlayan daha zalimdir.” Buna tecavüz ve sınırı aşma denilmesi, fiilin kendisindeki benzerlik dolayısıyla bir müşâkeledir.

Aslında çirkin olan bir şey, böyle bazı şartlar altında itibarî bir güzellik kazanır. Bundan dolayı ilk başlayanın fiili, gerçekten ve hükmen çirkin ve sırf zarar olduğu halde, onun tepkisi demek olan karşısındakine bir hak vermiş olur.

***

– Böyle olabilmesi ise benzeri olma şartına bağlıdır.

– Benzerine riayet mümkün olmayan hususlarda kısas yapılmaz.

– Kıymetli şeyler birbirine takas edilmez.

– Hukukun derecelerine uymak gerekir. Mesela: gasbedilen bir şey mevcud ise aynen alınır. Misliyat (aynı şeyler)tan ise, aynı cinsten misli ile; değil ise malî misli olan kıymeti ile ödettirilir.

Kısaca meşru olan, kayıtsız şartsız karşılık vermek değil, ayniyle karşılık vermektir.

Misle riayet edilmeyince, doğrudan bir zarar meydana getirilmiş ve zarara zarar ile karşılık verilmiş olur.

***

Halbuki İslâm’da, “Doğrudan zarar vermek caiz değil, zarara zararla karşılık vermek de caiz değildir.”

Fakat zararı ortadan kaldırmak lazımdır. Zarar ise zarurî olarak misli ile takas edilerek ortadan kaldırılabilir. Yoksa diğer bir zarar ortaya atılmış olur.

Takas demek olan kısas kelimesi, bu aynı olma mânâsını taşıdığı halde yanlışlık yapılmaması ve hükümde asıl maksat olduğu gösterilmemesi için sonuç olarak ayrıca da delil getirilmiştir.” (Bakara Sûresi, 194; Elmalılı Hamdi Yazır tefsiri)

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM