Bir baltaya sap olamayanlar;
Günden güne çoğalıyormuş…
Gazeteler eğer yanlış yazmıyorsa;
İşsizler ordusuna ‘1 milyon’ işsiz daha katılmış..
Ve bu rakamla birlikte işi-gücü olmayanların sayısı 5 milyona ulaşmış…
Övünmeli miyiz, dövünmeli miyiz onu pek bilemem ama;
Birçok körfez ülkesinin nüfusundan daha fazla bu rakam…
Eskiden büyüklerimiz bize kızınca şöyle derlerdi;
“Aylak aylak dolaşacağına, bir baltaya sap ol”
Veya; “oku da kendini kurtar.”
Hatta istek ve tavsiyelerini daha da abartarak;
“Bir yere baş ol’da, istersen soğan başı ol” derlerdi…
Yani demem o ki;
Aylak aylak, boş-boş gezenler ayıplanırdı…
“Avare kasnak gibi dolaşma” diye bir-nevi aşağılanırdı…
Her neyse…
Doğruyu söylemek gerekirse, bizim dönemimizde’de kapı kapı iş arayanlar vardı…
Hatta çevresinde ve yurt içerisinde iş bulamayanlar, dış ülkelere gidebilmek için; İş Bulma Kurumuna müracaat eder, Almanya’ya ve Fransa’ya işçi gitmek için sıraya yazılırdı…
Bak ‘İş Bulma Kurumu’ deyince aklıma geçmişten ilginç bin anı geliverdi…
(Bu ilginç konuyu Hasan Pulur köşesine de taşıyıp anlatmıştı.)
Eskiden birçok daire kapılarında “İşi Olmayan Giremez” ibareli uyarı yazıları olduğu gibi bunu ‘İş Bulma Kurumu’da’ kapısına; “İşi Olmayan Giremez” yazısı asınca eleştiri konusu olmuştu…
Yani uyanık bir işsiz vatandaş, yetkiliye sinirlenerek;
“Yahu kardeşim cama -işi olmayan giremez-yazısı asmışsınız.. Benim işim olmadığı için buraya iş aramaya geldim.” diye karşı çıkında günün konusu olmuştu…
Tekrar konumuza geri dönecek olursak;
Ülkemizde işsizlerin sayısı 5 milyonu bulmuş…
Her dört gençten birisi işsizmiş…
Üstelik bu sayı da günden-güne üst üste yığılarak çoğalıyormuş.
Falan filan…
Şimdi izniniz olursa ben aklıma gelen birkaç soruyu (yönetenlere değil) işsiz-güçsüz kalan mağdurlara şunları sormak istiyorum;
-Çalışacak iş bulamıyorsanız; neden bulamıyorsunuz?
-Hangi alanlarda iş arıyorsunuz da; iş bulamıyorsunuz?
-Devlet kapısında mı?
-Fabrika kapısında mı?
-Özel Sektör sahasında mı?
-Toprak ağasının kapısında mı?
-Yoksa azda olsa çalışacak bağınız ve bahçeniz mi yok?
İşsiz-güçsüz kalanlarımız…
İşe girmek için çabalayan okumuş yazmışlarımız…
Önce yukarıdaki soruların üzerinde bir düşünsünler…
Eğer bu soruların yanıtlarını kendileri bulamazsa, işte o zaman ‘neden iş bulamadıklarını’ biat ettikleri büyüklerine şu soruları sorsunlar;
“Hani fabrikalarımız özelleşince güzelleşecekti”
“Hani her şey özelleşince işsizlere iş, aşsızlara aş bulunacaktı”
Özelleştirilmiş fabrikalara ‘işçi alınmasından’ vazgeçtik, fabrikada çalışan mevcut işçilerin çoğunu -kapı dışarı- ettiler…
Demek işsizlerimizin sayısı 5 milyonu buldu ha…
Demek ülkemizde dört gençten birisi işsiz ha…
Desenize bu 5 milyonluk işsizler ordusunun içinde okumuşu da var okumamışı da…
Yani vasıflısı da var, vasifsızı da…
Liyakatlısı da var, liyakatsızı da…
Hepsi var; var olmayı da…
Tek eksikleri; hem iş alanı yok ve hemde torpilleri…
Ama ben işsiz-aşsız dolaşan vatandaşlarıma (eğer kimseye söylemezlerse, aramızda kalmak koşuluyla) bir sır verebilirim.
Şöyle ki;
Sayın cumhurbaşkanımız, devlet büyüğümüz -duyduğuma göre- Suriye Güvenlik Bölgesinde, ülkemizde yaşayan beş (5) milyon Suriyeli göçmen için 250 metre karelik mekan ve bir o kadarda ekip-dikmeleri için tarım alanına sahip olmaları için öncülük yapıp, rahata kavuşturmayı düşünüyormuş…
Fırsat bu fırsat deyip, bu fırsat kaçırılmamalı…
Bizim 5 milyon işsizimiz de böyle bir projenin içinde yer almalı diye düşünüyorum…
Nasıl olsa bizim ülkemizde de bomboş hazine arazileri ve nadasa bırakılmış bir o kadar bağ-bahçe var…
Üstelik elimizi uzatıp, öncülük yapacağımız işsizler ordusu da bizim ordumuz…
El’de değil yani!
Siz ne düşünürsünüz bilmem..
Ben böyle düşünüyorum…
Daha doğrusu ‘Kuyuya’ bir taş atıyorum…
Varsın hangi akıllı çıkaracaksa çıkarsın…