İSLAMİ MODEL ÇÖKÜYOR NEDEN?

İSLAMİ MODEL ÇÖKÜYOR NEDEN?

İslam ülkelerinin tamamı için hayırlı olan, dayanışma, birlik ve beraber bir şekilde sağlanmalıdır. Bunun için; ihtilafları, parçalanmaya ait çıkarları bir yana bırakarak, yorgan yakarcasına büyük davayı, küçük hesaplar uğruna feda etmemeliler. PEW yaptığı araştırmaya göre Ocak 2011’de ( PEW araştırma şirketidir) araştırmanın özeti şu şekilde.
1910’da dünyanın % 12,6’si Müslüman idi. *
1990’da dünyanın % 19,9’u Müslüman idi.
2010’da dünyanın % 23,4’u Müslüman.
2030’da dünyanın % 26,4’u Müslüman olacak,
Bir araştırmaya göre dünya nüfusunun yüzde 23’ü ve yaklaşık 1,6 milyar insan Müslüman. Her ne kadar İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye olan 57 ülke olsa da Müslümanların çoğunlukta bulunduğu ülke sayısı 49. İslam İşbirliği Teşkilatı örgütünün raporuna göre 2013 yılında İslam Ülkelerinin toplam gayri safi hasılası 9,8 trilyon dolara ulaştı. Bu da 101 trilyon dolarlık dünya gayri safi hasılasının yaklaşık yüzde 9’una tekabül ediyor. Yani 49 İslam Ülkesinde yaratılan toplam değer, dünyada üretilen toplam değerin ancak yüzde 9’una ulaşabiliyor. Müslüman Ülkeler Zekâtını tam verse ihtiyacı olan fakir Müslüman kalmaz. Dış güçlerin kışkırtması ile sürekli biri birleri ile savaşıp ekonomilerini geliştirmiyorlar. Suudiler VAHHABİLİK, İran Şiiliği yayma ve hâkim kılmak için çaba sarf ediyorlar. Davalarından ve İhvana karşı tutumlarından (Müslüman toplumlarda tekke, medrese ve tarikatların yerine, İslam dinini yaşama yaşatma gayreti) vazgeçmiyorlar. İhvanı terörist, kökten dinci, siyasal İslâmcı, olarak damgalayanlar yabancılardır; aynı hurafeyi tekrarlayan bazı İslâm ülkesi siyasetçileri ve din adamları da birliğimizin düşmanlarına destek vermiş oluyor. Batı’ya gittim, İslam’ı gördüm ama Müslüman yoktu; Doğu’ya döndüm, Müslümanları gördüm ama İslam yoktu, bu söz çok derin bir tahlil sonunda kullanılmıştır.
Araştırma yapılırken, kişilerin şahsi yapması gereken, İSLANIN beş şartı sorulmuyor, Zekât, kelimeyi şahadet, namaz, oruç, hac gibi kişisel ibadetler değerlendirilmeye alınmıyor. Alt daldan oluşan İSLAMİ Endeks 1- Yani ülkelerin Ekonomisi, 2- Hukuk 3- yönetişim, 4- Siyasi haklar 5- İnsan hakları,6- Uluslararası ilişkiler bakımından, İslami mevzuata ne kadar uyumluluk gösteriyor, ne kadar “İslami” yaşıyor sorularının yanıtı aranıyor bu araştırmada. Burada Ülkenin Müslüman olması veya Müslüman olmaması dikkate alınmıyor.
ABD’deki George Washington Üniversitesi’nden iki akademisyen 2010 yılında “İslam Ülkeleri Ne Kadar İSLAMİ?” başlıklı bir araştırma yayımladılar. Araştırma giderek genişleyerek Müslüman olmayan ülkeleri de kapsayacak şekilde, İslam’a en uygun yaşanılabilir ülkelerin değerlendirildiği ‘İslami Endeks Listesini’ açıkladı. Listede batılı ülkelerin ilk sıralarda, Müslüman ülkelerinse son sıralarda yer alması dikkat çekti. Yaşanan terör saldırısının ardından Müslümanlara yönelik tutumlarıyla büyük takdir toplayan Yeni Zelanda sıralamada birinci oldu. Listenin ilk 40 sırasında Müslüman ülke bulunmuyor. Türkiye geçtiğimiz yıl 14 sıra gerileyerek 95. sırada yer aldı. Çalışmada Kuran-ı Kerim’de ilgili ayetler ve Hz. Muhammed’in yaşamı, uygulamaları ve sözleri İslami öğretilere bağlılığın referansı olarak kabul ediliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde İran asıllı akademisyen Hüseyin Asgarinin kurduğu İslami Vakfı tarafından 2015 yılından beri yürütülen çalışmada, yakın zaman önce cami saldırılarıyla gündeme gelen ve saldırı sonrasında ülkece tutumuyla takdir toplayan Yeni Zelanda üçüncü kez en yüksek puanı aldı. Sıralamada ilk 44’te Müslüman nüfusu çoğunlukta olan ülkelerin bulunmaması ve en sonda Yemen’in olması dikkat çekti. İslami kritere uygun devlet yapısına sahip olan ‘Müslüman ülke’ ise 45’inci sıradaki Birleşik Arap Emirlikleri olarak belirlendi. 2018 İslami Endeksi’nde en üst sırada yer bulabilen Müslüman ülke Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve listede 45. sırada. BAE’nin ardından Arnavutluk 46, Malezya 47, Katar da 48. sırada yer bulan ve ilk 50 içinde olan diğer Müslüman ülkeler. 60. sırada bulunan Bosna Hersek’in ardından listede yer alan diğer Müslüman ülkeler sırasıyla Umman, Endonezya, Kuveyt, Bahreyn ve Ürdün yer almaktadır.
“İslâm endeksi” sıralamasında ilk 40’a dahi giremeyen “Müslüman Ülkeler” oturup düşünmeleri ve bu durumla yüzleşmeleri gerekiyor. Burada dikkat çeken bir durumda çalışma, Müslüman toplumlar ibadet ve itikat konularını incelemiyor. İslâm’ın temel değerleri arasında yer alan ülkelerin yönetiminde ve toplum hayatında adalet, insan hakları, fikir hürriyeti gibi değerlerin uygulanmadığı görülmektedir. İşte İslâm’da yer alan bu değerler uygulanmadığı için; İslâm ülkeleri bugün tek adamlığın, yolsuzluğun, hukuksuzluğun, ekonomik adaletsizliğin, eğitimsizliğin pençesinden kurtulamıyor. Halk fakir iken yöneticisi büyük bir şatafat içinde yaşıyor. Yöneticilerin baskıcı uygulamaları halkın bu değerleri yaşamamasına sebep oluyor. Ülkelerin bu durumda olması hem dışarıdan müdahaleler hem de ülkelerin birbirleriyle çatışmalarına neden oluyor. Bütün bunların temelinde de demokrasinin İslâm ülkelerinde bütün kurum ve kurallarıyla işlememesi yatıyor. İslâm’ın temel değerleri olan adalet, ahlâk, hürriyet gibi kavramlar konusunda İsveç, Norveç, Finlandiya, Hollanda, Kanada gibi ülkelerin ilk sırada yer almasının sebebi bu ülkelerde demokrasinin yerleşmiş olması… Yusuf İslam’ın (Cat Stevens), Ben İslâm’ı Kuran’dan öğrendim, önce Müslümanları tanısaydım, asla Müslüman olmazdım” sözlerine hak vermemek olurmu.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?