Ne dersiniz; bugünkü sohbet konumuz ‘sanat’ ve sanat etkinlikleri üzerine olsun mu?

Gün geçtikçe bu etkinliklerden iyiden-iyiye uzaklaşıyoruz da onun için sohbetimizin konusunu ‘sanat’ ve sanat etkinleri üzerine olsun diye öneriyorum…

Ve bu önerimi yaptıktan sonra da konuyu; bir zamanlar sanatsal gereksinimlerimizi karşılayan Giresun-Sokak Başındaki (eski adı Sami Oytun) olan Kültür Sitemizden söz etmek istiyorum…

Ve diyorum ki; “Giresun’un Sokakbaşı mevkinde bir Kültür Sitemiz vardı…

Bildiğim kadarıyla bu ‘Kültür Sitesi’ Özel İdarenin tasarrufundaydı.

Eğer yine yanılmıyorsam,Belediye bu eski ‘Kültür Sitesini’ yıkarak; yerine daha görkemli ve daha kapsamlı, çağdaş bir sanat merkezi yapmak için kendisine ait başka Atatürk Stadyumu taraflarında bir arsayla ‘takas’ yaptı…

Ve yıllarca bu kente hizmet vermiş ‘Kültür Sitesini’ yıktı…

Sanıyorum ‘yıkılalı’da yaklaşık beş-altı yıl oldu gibi geliyor bana…

Ve o zamanlar Belediyenin bu kentin merkezindeki binayı ‘takas’ ederek veya bir-şekilde kendi uhdesine geçirerek büyük, çağdaş bir ‘Sanat Merkezi’ yapmak istemesi, bizleri o kadar sevindirmiş, o kadar çok sevindirmişti ki;”İşte çağdaş belediyecilik böyle olur” diye bayağı böbürlenip, bayağı bir sevinmiştik!

(Düşünülen Sanat Merkezi 2. projesinin görsel)

Aradan uzun zaman geçmesine rağmen bu konuda hiçbir ses yok.

Düşünülen ‘Sanat Merkezi’ yapılacak mı, yapılmayacak mı?

Yapılacaksa; ne zaman yapılacak?

Hadi diyelim ki; muhalefet partisine ait bir Belediye olduğunuz için ‘ödenek almada’ zorluk çekiyorsunuz…

O zaman işi garantiye almadan bu iyi-kötü elimizde bulunan Kültür Sitemizi niye yıktınız?

İyi-kötü biz orada ‘Sanat Etkinlikleri’ yapıyor ve Sanat Etkinliklerine gidiyorduk..

Şimdi bunların hepsinden mahrum olduk…

Halbuki bu kentin nüfusu üniversiteli öğrencilerle birlikte gitgide çoğalıyor…

Bizler üniversiteli öğrencilerin ve akademisyenlerin çoğalmasıyla birlikte, kentimizde; bir değil, iki-üç tane Sanat Merkezleri ve buna benzer ‘Tesisler’ beklerken, elimizde-avucumuzda bulunan yegane Kültür Merkezimizi de kaybettik gibi görünüyor…

Kendi-kendime kuşkulanıp; “Acaba diyorum, bu kentte belediyenin dışında sanat yapılması istenmiyor mu?” diye de, kendi-kendime komplo teorileri geliştiriyorum!

Hatta daha da ileri giderek; “Yoksa dışarıdan başka sanat ekipleri gelmesin” diye mi ‘Sanat Merkezinin’ yapılmasını geciktiriyorlar diye düşünmekten de kendimi geri alamıyorum!

Bilenler çok iyi bilir ki; bu kent küçük bir nüfusa sahip olmasına rağmen, birçok imtiyazlı ve torpilli kentler gibi bol keseden yatırım almamasına rağmen; bir sanat ve kültür kentiydi bizim ilimiz…

Ki, bu kente en ünlü sanat gurupları gelmekten büyük bir keyif alır ve her yıl gelmek için can atarlardı…

Ve yıkılan ‘Kültür Sitemizin’ Salon akustiği iyi olmamasına rağmen, Sahne ve sahne arkası profesyonel standartlara pek uygun olmadığı bilindiği halde; ülkenin en önde olan Tiyatro Gurupları ve Tiyatro sanatçıları Giresun seyircisiyle buluşmaktan büyük keyif alırdı…

Örneğin ülkemizin en önde gelen tiyatrocularından; Genco Erkal, bunu her oyun sonrası veya sohbet sırasında itiraf etmiştir.

Yine Nejat Uygur, Rüştü Asyalı ve daha birçok sanatçı Giresun da tiyatro seyircisinin diğer kentlerden çok farklı ve kaliteli olduklarını itiraf ederlerdi…

Şimdi son beş-altı yıldır bu tiyatrocular ve tiyatro guruplar ilimize gelemiyorlar; çünkü oyun oynayacakları doğru-dürüst bir salon yok…

Halbuki bir zamanlar bu kentte “Liseler Arası Tiyatro Yarışması” yapıldığı gibi, birçok amatör topluluklarda (salon olduğu için) sanat çalışmaları yapardı…

İlkokulundan-Lisesine kadar, tüm okullar yapacağı sanat etkinliğini hep provasını, hem de gösterimini bu Kültür Sitesinin Sahnesinde yapardı…

Gerek ilimizin Musiki Cemiyetinin yaptığı konserler, gerekse diğer illerden konuk olarak gelen Müzik Gurupları Kültür Sitesini kiralar ve orada konserlerini yaparlardı…

Bu ‘Kültür Sitesi’ varken ‘Amatör Tiyatro Yapmak İsteyenler’ bir araya gelir, çok güzel oyunlar sergilerlerdi bu Salonun sahnesinde ama şimdi o amatör topluluklardan eser kalmadı…

Kısacası;bir zamanlar Giresun il merkezinde bir Kültür Sitesi vardı.

Ve arada-sırada da olsa bizleri orada bir araya toplardı…

En azından ‘Sanat’ vesile olur ve dostlar antrede sohbet yapardı!

Sokak-başındaki sanat merkezi yıkılınca, şimdi herkes bir köşeye dağıldı…

Ve eskiden amatör olarak sanatla iştigal eden dostların her birisi ‘sanatsal etkinliklerden’ uzak kaldığı için şimdi ya; Millet Bahçesi, ya da Zübeyde Parkında buluşuyorlar…

Üç-beş kişi karşı-karşıya geçip; eskiden yaptıkları o unutulmaz sanat etkinlikleri üzerine sohbet ediyorlar…

Yani bugüne dair (salon olmadığı için) bir şey yapamadıkları için geçmişin ‘sanat dedikodusunu’ yapıyorlar!

Ve kendilerini öyle tatmin ediyorlar!

(Ancak benimde onlardan bir farkım yok. Bende onlar gibiyim)

Ve bende bu ‘Salon Yokluğu’ konusunda dertliyim…

Zaten bu konuyu da onun için gündeme getirdim…

Umarım beni yanlış anlamazlar da, bu değerlendirmelerimi hoş karşılarlar ve demokratik katılımcılığın öznelerinden sayarlar!

Tekrar görüşmek üzere…