Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
KAYMAKAMA FATURA KESENLER GEREKÇESİNİ’DE SÖYLEMELİLER (4)
  • 0
  • 167
  • 01 Eylül 2020 Salı
  • +
  • -

Söylemeliler;
Çünkü halk kendisini yöneten bir kişinin nasıl bir insan olduğunu öğrenmek ve tanımak ister…
Öyle ya…
İki yıldır ilçeyi yöneten bir kaymakamdan hiçbir şikayet yokken…
Görevini devlet memurluğuna yakışır bir şekilde yapıyorken…
Durup-dururken görevden alınıyorsa…
Bu işin içinde bir iş var demektir!
Siz olsanız;
Sel felaketinin yaşandığı 4. günün tam öğlen ortasında görevden alınan kaymakam; Erzincan Kemaliye ilçesine atanıyor;
Ve aynı gün -bir ışık hızıyla- Kemaliye kaymakamı Dereli ilçesine atanıyor ve nasıl oluyor da hızlı bir şekilde ‘göreve başlıyor’ diye düşünmez misiniz?
Şimdi diyeceksiniz ki;
“Bu kadar şaşıracak ne var bunda?”
“Gayet normal”
“Üstelik ilk kez karşılaşmıyoruz ya böyle bir durumla.” diyebilir ve böyle düşünebilirsiniz…
Ki;istesem de istemesem de -bir şekilde- bende normal sayarım.
Sayarım saymasına da…
Benim anlamadığım ve garibime giden şurası;
“Dereli ilçe merkezi tarihinin en büyük sel felaketini yaşamış”
“Taş-taş üstünde kalmamış”
“Bütün dükkanların içerisini balçık sıvamış.”
Kısacası; sel felaketine ansızın yakalanan halk ne yapacağını iyiden-iyiye şaşırmış..
Ve siz kalkıyorsunuz;
“Görev süresini bir yıl daha uzattık” dediğiniz kaymakamı krizin tam ortasında bir ‘öğlen’ kararıyla görevden alıyorsunuz ve hızlı bir şekilde Erzincan’ın Kemaliye ilçesine atıyorsunuz…
Ve ‘Sel felaketinin’ 4. günü bir öğlen üzeri görevden ayrılmasını istiyorsunuz…
Ve nasıl oluyorsa…
Ve aynı gün Dereli ilçesine tayin olan Kemaliye kaymakamı aynı gün gelip Dereli ilçesinde göreve başlıyor..
İşte beni şaşırtan taraf burası…
Şimdi bütün bunlardan sonra insana sormazlar mı;
“Yahu akıl var, mantık var”
“Sel felaketinin yarattığı tahribat orta yerde dururken”
“Herkes ne yapacağını şaşırmışken”
Nasıl oluyor da ‘yıldırım nikahıyla’ (pardon) ‘Yıldırım kararıyla’ içişleri bakanı, ilçe kaymakamını görevden alıp, başka bir ilçeye tayin ediliyor?
Yani suçu neydi?
Öyle ya;
İki yıldır görev yaptığı bir ilçede görevini suistimal etmeyip ‘suç’ işlemiyor da; sel afetinin yaşandığı ve içişlerinin bakanını geldiği günlerde mi ‘suç’ işliyor ilçe kaymakamı?
Sel felaketinin ortaya çıkardığı tahribat; kaymakam yeterli önlem almadığı için mi meydana geldi?
Akkaya deresinin taşmasıyla, ilçe esnafının tamamını zarara uğratan;
Hatta ‘Kemal Akar’ isimli bir vatandaşında sele giderek ölmesine neden olan;
Ve Ordulu-oğlu mahallesindeki bir sel felaketinde her an tehlike yaratan köprüyü yıkmak ve yerine doğru-dürüst bir köprü yapıp önlem almak;
İlçe kaymakamının sorumluluğu altında mıdır?
Doğrusu ben bilmiyorum…
Ancak mahalli gazetelerimizden (benimde köşe yazısı yazdığım) Giresun Gündem Gazetesinde (Dereli kaymakamının görevden alındığı gün yayınlanan) bir yazıyı paylaşarak, sohbetimizi de bu yazıyla sonlandırmak istiyorum…
Aksu vadisinde…
Duroğlu Beldesinde;
İktidar partisinden (Bu belediye başkanından önce) 2. dönem Belediye Başkanlığı yapan Murat Kılıçaslan, Dereli Belediye başkanını istifaya çağırıp ve Gündem Gazetesine şu demeci veriyor;
“AKSU TAŞSA AFET SAYARDIM AMA AKSU TAŞMADI”
(Dereli’deki afetin asıl sebebinin belediye başkanı olduğunu söyleyen Murat Kılıçaslan, verdiği demeçte şunları söylüyor;)
“Onuru olan istifa eder.
Çünkü Aksu deresi taşmadı.
Aksu deresi taşsa, bende bunu afet sayardım.
Değerli kardeşlerim;
Emin olun çok düşündüm.
Yazıp yazmama arasında kaldım.
Ama dayanamadım yazdım.
O insanlara içim yandı…
Aksu deresi taşıp, Dereli ilçesi o hale gelse ‘afet’ derdim.
Hiç kimse kusura bakmasın.
Bu afet değil, bu sadece sorumsuzluktur.
Kaale etmemektir.
Vatandaşı ‘tiğe’ almaktır.
Sadece yazıklar olsun;
250 esnafını bir kalemde bitirdiğin için sana yazıklar olsun.
O milletin ahı seni zaten bitirir.
Rahat uyuyor musun?
Dereli’de asıl mesele şu;
60 yıl önce Akkaya’dan gelen dere var.
O derenin Dereliye kavuştuğu noktada 10 metrelik köprü var.
Tam ortasında köprü ayakları var.
Dere yataklarında büyüyen ağaçlar, sel felaketinde sökülünce ve sel afetiyle birlikte geliyor.
Bu tür noktalarda tıkanıp kalıyor.
O tür köprülerde set oluşturup kapatıyor.
Mesele şu;
Bu zamana kadar defalarca afet yaşandı.
Ey belediye başkanı!;
Bu köprü için belediye meclisinde karar almışsın.
Neden o köprüyü yıkıp, tek açıklıklı bir köprü yapmadın?
10 metrelik köprüyü yapmaya paran mı yoktu?
Paran yoksa, esnaflarına anlatsaydın emin ol millet o köprünün parasını toplar o köprüyü yapardı.
Madem ki yapmadın.
Baktın sel felaketi oluyor.
Aksu’ya gitmesi gereken su şehir merkezine dönüyor.
Neden bir eskavator bulundurup,o köprüyü kırıp suyunu Aksu’ya gitmesini sağlamadın?
O Derelinin şehir merkezini, o esnafları bitiren tek sebep budur.
Eğer zerre kadar onur varsa, istifa etmesi lazım.
Ve milleten özür dilemesi gerekiyor.
Yapar mı?
Asla yapamaz..
Zerre kadar onurun varsa, milletin önüne çık “sizi ben bu hale getirdim. Özür diliyorum de…Ve istifa et.” diyor Duroğlu Beldesi (eski) belediye başkanı Murat Kılıçaslan…
Bu konuda benden yorum beklemeyin…
Bu konuda yorum yapmak isteyen varsa, buyursun yapsın..
Ben aradan çekiliyorum..
Ve yarın ‘sel felaketiyle’ ilgili bir başka konuda sohbet etmek istiyorum..
Tekrar görüşmek üzere;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın…
NOT: Birinci görselde (sağ başta sarı çizmeli) Dereli kaymakamı Emre Yeşilbaş, İçişleri bakanı Süleyman Soylu’nun anlattığı bir bir şeyi dinlerken.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM