Sevgili dostlar,
Değerli canlar,
Kusura bakmayın…
Bugünkü sohbetimiz yine Dereli ilçe merkezi üzerine olacak…
Şimdi bazılarınız da haklı olarak diyecektir ki;
“Hani bu konuyu daha açmayacaktın?”
“Şimdi durup-dururken ne değişti de, yine bu konuya parmak basıyorsun?” gibi…
Buna benzer sorular aklınıza gelebilir…
Doğru…
Bu konu üzerine daha fazla konuşmayacağıma dair söz vermiştim vermesine ama…
Sizlerin de çok iyi bildiği gibi, hemen-hemen her gün veya her haftada ilçeye mutlaka bir ‘Bakan’ geliyor…
‘Bakan’ gelemezse, en üst düzeyde bir bürokrat geliyor…
Herhangi bir siyasi partinin lideri geliyor….
İlçeye gelme şansı bulamazsa; konuyu televizyonlarda örnek vererek tartışıyor…
Daha da olmadı, TBMM’ne taşıyor…
Vesaire. Vesaire…
Yani sizlerin de bildiği üzere;
22 Ağustos tarihinde Giresun’da yaşanan sel felaketi en çok Dereli ilçe merkezine zarar verdiği için, haftalardır Dereli ilçesi tartışılıp konuşuluyor…
Hem de öylesine çok tartışılıyor ki;
Çok tartışılıp ve her gün yeni fikirlerin ortaya atılmasından mıdır bilemem…
Dereli ilçe merkezinde hemen-hemen her Allah’ın günü plan değişikliği yapılıyor…
Hem de öylesine hızlı bir ‘değişiklik’ yapma sürecine girildi ki…
22 Ağustosta Sel felaketi oldu…
Sayın İçişleri Bakanı ilçeyi 2. Günde ziyarete gelerek ve anında karar vererek;
“Dere kenarında ne kadar bina varsa yıkılacak” diye emir verdi…
Ve 3. Gün yıkımlar başladı…
Hem de evin sahibine evdeki eşyalarını almak için fazla zaman tanımadan…
Hatta yıkılan birçok kamu binalarında elektronik araçları ve benzeri gereçlerin içeri girip alınmasına fırsat verilmeden yıkıverdiler kamu binaların çoğunu…
Örneğin;
Halk Eğitim Merkezi ve Öğretmen Evinin ortak kullanımında olan köprü başındaki bina yıkılırken onlarca bilgisayar ve elektronik araçların hepsi harfiyat taşıyan kamyonlara yüklenip döküm alanına götürüp döktüler…
Afetten sonra iki-üç günlük süre içerisinde ve hangi arada ‘planlama’ yaptılar onu pek bilemem ama…
Yaşanan sel felaketinin 3. Günü tüm iş makineleri dere kenarında ne kadar bina ve ev varsa yıkmaya başladılar…
Ve ‘binası’ yıkılanlardan bazılarının gönlü alınıp memnun edildiği gibi…
Memnun olmayıp, ancak yine de gıkını çıkarmadan bekleyen mekan sahipleri var…
Hatta bazı Kabine Bakanları;
“Size yepyeni bir ilçe kuracağız” denildiğinde çılgınca alkışlayanlarımız olduğu gibi bu sözü söyleyen ‘Bakana’ yürekten inananlar ve ölümüne savunanlarda var…
Sohbetimizi yavaş yavaş toparlayıp özetleyecek olursak ve (eğer yanlış bilmiyorsam) Dereli ilçe merkezinde –tespiti yapılmış- 316 mekan var…
Bu sayının içerisinde yıkılacak kamu binaları da var…
Ve yine edindiğim bilgilere göre yıkılan kamu binaları şunlar;
Belediye binası…
Hükümet Konağı…
İlçe Emniyet Binası…
Polis Lojmanları…
Yüksek Okul Binası…
Dereli lisesi ve ek Hizmet binalarını yıkmışlar…
Ancak her nedense (kamu binası mı denir, yoksa ne denir bilemem) yıkılan Dereli Lisesiyle yan-yana duran (bildiğim kadarıyla) Süleymancılar Yurdu diye binen ‘Tarikat Yurdu’ yıkılmayıp, dimdik ayakta duruyor. (görselde paylaştığım 1. Fotoğraf)
Ki, bu binada dere kenarına yakın inşa edilmiş bir bina…
Sakına sakın bana “E, bu binayı niye yıkmadılar?” diye sormayın…
Bu soruya ben değil, verse-verse bu binanın yıkılmasını istemeyenler veya da yıkmak istemeyenler verebilir…
Üstelik bu küçücük ilçede sadece bu değil, ilçenin girişinde bir tane daha var…
Her neyse…
Bugünkü sohbet konumuzu da şöyle bitirmek isterim…
Sevgili dostlar,
Dereli ilçesinin yanlış yere ve plansız-programsız yapıldığı doğru…
Çünkü ilçe Aksu deresinin özgürce akacağı ‘sel yatağı’ üzerine kurulmuş…
Yani kısaca demem o ki;
Dereli ilçe merkezini 20 yılda, 30 yılda-bir ya ‘sel felaketiyle’ yıkılıyor…
Ya da ‘yönetsel erkler’ yıkıyor…
Örneğin bundan 60 yıl önce dönemin kaymakamı İsmet Hilmi Balcı, evlerin hepsi ahşap olduğu ve yangın çıkarsa ‘ilçenin tamamı yanar’ diye evleri yıktırıp yerine betonarme evler yaptırmış…
60 yıl sonra da, bu kez en üst düzey yetkililer tarafından yıkılıyor…
Ve yeni bir ‘ilçe’ kurulmak isteniyor…
Yani;
Sel yıkmazsa, yönetsel erkler yıkıyor…
Bakalım 3. Yıkım ne zaman ve nasıl olacak?
Sonuç…
Veya özetin özeti;
Yıkılan lisenin alanına Belediye Binası, Hükümet Konağı ve İlçe Emniyet Amirliği Binası yapılacakmış…
“Peki, liseyi mi nereye yapacaklarmış?”
(edindiğimiz bilgilere göre) yeni bir lise yapılmayacakmış…
Ya YİBO’da bir binaya yerleştirilecekmiş…
Ya da İmam-Hatip okulunun bünyesine taşınacakmış…
NOT;
1.Görsel Süleymancılar Tarikatının yıkılmayan Öğrenci Yurdu ve sağ taraftaki boş alan ise yıkılan liseden arta kalan alan…
2. Görsel ise yıkılan lise ve ek binaları…