Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Bugünkü sohbet konumuz;
Genç bir şairle tanışıklığım ve ‘Kıştan Kalan Ne Varsa’ isimli şiir kitabı üzerine olacak…

Ancak kitabın niteliğini ve analizini yapmaya geçmeden önce şairimizi kısa başlıklarla tanıtmak isterim.

Şairin adı; Hasan ÜNAL
1974 Amasya-Merzifon doğumlu
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü mezunu..
Şu an yaptığı görev: Giresun’da Denetimli Serbest Müdürü.

Sözünü ettiğim ‘Kıştan Kalan Ne Varsa-İlk 45’lik- ismini verdiği kitabın 1. Baskısı Nisan 2019
Yayın evi: Baygenç yayıncılık

(Şairimizi bu özlü tanıtımı yeterli sayıp, şimdi kitaptaki şiirlerden ve şairin sanata, toplumsal yaşama nasıl baktığına yine kısa başlıklarla değinmek isterim diyerek parantezi kapatıyorum.)

Sizlerinde çok iyi bildiği üzere şairler yağmur bulutu gibi duygu yüklüdür…
Ne zaman duygu patlaması yapacağı belli olmaz…
Şairler olması gerekenden fazla hümanisttir…
Onun için bazı tanımlara göre “şair kısmı biraz delidir” derler.
Her neyse…

Sözünü ettiğim değerli şairin ‘Kıştan Kalan Ne Varsa’ şiir kitabı gerçekten de baştan-sona heyecanla okunası bir kitap…

(Ancak ben şiirleri bir-bir analiz edemeyeceğimden, kitaba adını veren -Kıştan Kalan Ne Varsa– şiirinden tadımlık da olsa iki mısrayı sizlerle paylaşayım da tadı damağınızda kalsın.)

“Yalandır baharda canlandığı her şeyin,
Sesi duyulmaz bazen çığ gibi ölenlerin.”

Hadi ‘Aforizmalar-1’bölümünden de bir örnek vereyim;

“Kendine ırgatlık et,
Beynindeki tarlaları ek biç.”

Ve buna benzer -farklı başlıklar-farklı konuları dile getiren şiirler var…

Ben şimdi şiirleri kitabın içerisinde okuyucularına ve okuyacak olan okurlara bırakıp, birazcıkta şairin sanata ve yaşama bakış açısından söz etmek isterim…

Asli görevinin dışında şiirle haşır-neşir olduğunu söyleyen şair;
Sanata toplumcu pencereden bakıyor…
Aşkın salt karşı cinsler arası olduğu kadar;
Doğaya,
Yaşadığı çevreye ve dünyaya karşıda bir aşkı ve sevdası olması gerektiğine inanıyor..
“Şiir sanatı salt sözcüklere ritm ve uyaklı hale getirmez.”
“Toplum içindeki farklılıkların da ‘uyumlu ve uyaklı’ bir şekilde yaşaması için savaşım vermeli şiir sanatı” diye ekliyor..

Sevgili genç şairimiz Hasan Ünal, gerçekten toplumsal duyarlılığı olduğu gibi aynı zamanda ülkemizin ve dünya şairlerini de çok yakından takip ettiği belli ki…

Örneğin; Bedri Rahmi Eyümoğlu’na hayranlığını kanıtlamak için sorumluluğunu üstlendiği ve görev yaptığı Denetimli Serbestlik Binasının alt odalarından birisini ‘Bedri Rahmi Eyüpoğlu Çok Amaçlı Salon’ olarak tanzim ittirmiş..

İlimiz Görele doğumlu ve dünya çapında tanınırlığı olan Ressam ve Şair Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun (bildiğim kadarıyla) buradan başka bir yerde ‘ismini’ taşıyan başka bir mekan daha yok…

Odalardan birisini de ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konferans Salonu’ olarak tanzim etmiş şair Hasan GÜNAL…

Günümüzde birçokları Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun kim olduğunu bilmez ve tanımazken…
Ve yine günümüzde bu ülkenin kurucu liderine birçokları ulu orta küfür edip, saygısızlık yaparken…
Şimdi böylesi bir sanat adamı ve yönetici alkışlanmaz ve tebrik edilmez de, ne yapılır Allah aşkına!

Şahsen ben ayakta alkışlıyorum..
Ve son sözü de bu değerli şairimizin şu dizelerine bırakıyorum;

SUSMA
İnancın ne olursa olsun
Allem eder kallem ederler
Çevirirler bir dalavere.
Birde bakmışsın hep kafir olmuşsun;
Başka inanca göre!
Allah’ü ekber dedi biri.
Şehit edildi!
Kutsal Ruh adına dedi biri,
Katledildi!
Yehova şahidimdir dedi biri,
Lanetlendi!
Ateistim dedi biri,
Öldürüldü!
Hindu…
Budist..
Sabii..
Ortadoks, Katolik, Protestan, Ezidi!
Dünya tam bir kan gölü!
Korktum!
Ve sustum!
Dünyayı zindan edenler,
Ellerinde kalın birer değnek.
Kapımda birden türeyerek,
Tempoyla dediler hep bir ağızdan!
Susma!
Sıra!
Sana!
Gelecek!
——————–
Not: Görselde’ki fotoğrafları belki inanmayanlar olur diye paylaşma gereği duydum.