KİTAP FUARI ÇOK ŞEYLER ANLATIYOR OKUYANLA OKUMAYAN BELLİ OLUYOR

KİTAP FUARI ÇOK ŞEYLER ANLATIYOR OKUYANLA OKUMAYAN BELLİ OLUYOR

Hiç abartıya yer vermeden söylemek isterim ki;

Giresun il merkezine açılan ‘Kitap Fuarı’ ile birlikte -bana göre- şu günlerde tarihi günlerinden birini yaşıyor…

Hemde öylesine güzel günler yaşıyor ki;

Kitap Fuarı açıldığı günden bu yana ziyaretçileriyle dolup taşıyor.

Yani bu etkinliği -her kim düşünüp öncülük ettiyse- bence tarihin sayfalarına adını altın harflerle yazdırmak istiyor!…

Ki; üstüne-üstlük yazdırmayı da doğrusu hak ediyor…

 

Giresun il merkezinde bu zamana kadar farklı isimler altında ve farklı organizasyonlar kapsamında açılan ‘Fuarların’ içerisinde de kitap tanıtım ve satış fuarları açılmıştı ama salt kitaplara yönelik böyle büyük bir Kitap Fuarı açılmamıştı benim bildiğim kadarıyla.

 

Umarım bu ilki yapılan ‘Kitap Fuarının’ bundan sonra da ardılları gelir ve dibe vurmuş ‘kitap okuma alışkanlıkları’ eskiden olduğu gibi tavana vurur!

Ve ‘Kitap Okuma Sevgisi’ tekrar kazandırılır…

Her neyse…

Benim ne demek istediğimi anlayan-anladı…

Umarım asıl anlaması gerekenlerde anlamıştır diye düşünüyor ve (kısada olsa) Kitap Fuarı ile ilgili küçücük birkaç tespit yapmak istiyorum..

 

Biraz öncede söylediğim gibi ilimiz meydanında böyle bir fuarın açılması gerçekten çok güzel…

Kitap sever ve kitap okurların -birbirleriyle- yarış edercesine kitap stantlarını dolaşarak, sevdikleri ve aradıkları kitapları alıp yazarı her kimse ona imzalatması daha da güzel…

Hele-hele enflasyonun tavana vurmasına rağmen;

Cüzdanların içi iyiden-iyiye boşalıp, arka ceplerde gezdirilmesine rağmen, inanın bana ‘kitap sever alkolikler’ yinede boğazından kesip kitap alması; güzelliklerin en güzeli…

 

Demem o ki; Kitap fuarında kasketlisinden-takkelisi’ne kadar!

Başı açık olanından-türbanlısına kadar;

Kravatsız olanından- kravatlı olanına kadar;

Gencinden-yaşlısına kadar, her kesimden insanı Fuarda gördüm de, sadece okullardan toplu olarak veya Türkçe ve Edebiyat öğretmenleriyle birlikte gelen öğrencileri göremedim…

Ne yalan söyleyeyim -eski bir eğitimcide olsamda- gözlerin hep tanıdık bir edebiyat öğretmeni ve Türkçe öğretmenini; öğrencileriyle ile birlikte arayıp durdu….

 

Eeeeeee!…

Beni soracak olursanız; vallahi ne yalan söyleyeyim dostlarım ve hele-hele de yarım asır önce aynı atmosferi paylaştığım okul arkadaşlarımı karşımda görünce, yemin ediyorum duygusallıktan elim-ayağıma dolaşıyor!

 

Bana (yazdığım kitaplardan birini uzatarak) “Bana şu kitabını imzala” dediğinde, vallahide-billahi de mutluluktan ellerim titriyor ve hangi sözcükler arka-arkaya gelirse daha güzel olur; inanın ne yazacağımı bilemiyorum!..

 

Meğer acıları yaşamak zor olduğu kadar, mutluluğu yaşamakta bir hayli zormuş be kardeşim!..

Ama yinede ne mutlu bana ki;

Yıllaaaaar-yılar önce -yarınlar için-birlikte düş kurduğumuz okul arkadaşlarıma veya okul-dışı dostlarıma şimdi yıllar sonra;

Ya kendisine…

Ya oğluna, kızına…

Ya da torunları için aldıkları kitabı imzalama mutluluğu yaşıyorum şu sıralar…

 

Bugün günlerden salı…

Ve hava biraz da kapalı..

Bugünde imza günüm var ‘Cadde Kitap-Evinin’ standında…

Bakalım bugün hangi dostlarımla yüz-yüze geleceğim…

Bakalım hangi duygusal bir ortamda olacağım!

Bakalım bugün hangi kitap sever bir dostla tanışacağım…

Ve şimdi bugünkü sohbetimize burada bir nokta koyalım;

Çünkü vakit yaklaştı, az sonra meydandaki kitap standının başında yerimi alacağım..

Tekrar görüşmek üzere…

Şimdilik hoş kalın…

Hoşça kalın…

Ama kitap dünyasından uzakta kalmayın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?