Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

Birleşmiş Milletler Örgütü;

1949 yılında ‘2 Aralık’ gününü ‘Uluslararası Köleliğin Kaldırılması Günü olarak ilan etmiş…

Ve bu ‘günün’ öneminin öne çıkarılması içinde sözleşmenin altına imza atan ülkelerde de ‘destekleyici’ etkinlikler yapılmasını önermiş..

Köleliğin kaldırıldığı tarihlere şöyle bir göz-gezdirdim;

İngilizler sömürgelerinde köleliği 1833’te kaldırmış…

Fransızlar 1848…

Amerika’da 1865 yılında kaldırılarak sonlandırılmış…

‘Kaldırıldı’ denilen köleliği en kısa yoldan tarifine baktım da;

“Bir insanın, başka birinin malı mülkü” olarak tarif ediliyor…

Bu tarifi günümüz dünyasına uyarlarsak;

Sizce kölelik sistemi kalkmış mı oluyor?

Yoksa ‘evrimleşerek’ isim mi değiştiriyor?

Benim fikrimi soracak olursanız;

İlkel ve klasik ‘kölelik’ çok dikkat çektiği için öteleniyor…

Ve çağa uygun bir versiyonla ‘modern kölelik’ getiriliyor…

Yani, pek fazla değişen bir şey yok….

İlkel kölelik döneminde;

İnsan, insanın kölesiydi…

Kölelik kaldırıldı dense de;

Günümüzde de insan, insanın kölesi…

Yani;

Patron yine aynı patron veya oğulları…

Sömürü düzeni yine aynı sömürü düzeni…

Parayla satın alınan insanlar yine aynı sınıfın insanları…

Emekçinin emeğini çalan aynı düzenin patronları…

Neymiş efendim;

İnsan hakları göz önüne alınarak ‘kölelik’ kaldırılmış..

Bu göstermelik ve fantastik yalanlara-dolanlara inanan inansın ben inanmıyorum…

Kölelik;

Bir insanın, bir başka insanı parayla satın alınan bir mülküyse…

Dünya ölçeğinde 152 milyon çocuğun…

Ülkemiz genelinde 720 çocuğun emeği patronlar tarafından emeği satın alınıyorsa…

Bu bir insanın malı-mülkü olmuyor da kimin oluyor?

Ülkemiz üzerinden örnek verecek olursak;

Okula gitmesi gerekirken, çocuk yaşta ‘gelin’ edilen çocuklar, bir başkasının kulu-kölesi olmuyorsa, kölelik nasıl kalkmış oluyor?

Son beş yılda 82 bin çocuk, töre ve para uğruna gelin olmuş..

Yine ülkemiz üzerinden örneklersek;

Parası olan askere gitmemek için ‘bedel’ ödüyorsa…

Parası-pulu olmayan ‘bedel’ ödeyemediği için askere gidiyorsa…

Ve askere gitmeyenlerin yerine ölüyorsa;

Bunlar bir başka insan tarafından satın alınmış olmuyor mu?

Neymiş efendim;

Kölelik sistemi kaldırılmış…

Sen onu benim külahıma anlat!

Kölelik kalkmadı…

Kölelik sistemi sadece şekil değiştirdi…

Hatta iddiamı daha da ileri taşıyorum;

Modern kölelik sistemi, kendini kamufle edip saklayarak, ilkel kölelik sisteminden daha da kötü azgınlaştı…

İsterseniz nasıl azgınlaştığını gelin birlikte düşünelim…

Mülkiyet kavgasının başladığı günlerde başlayan ‘kölelik sistemini’ ortaya çıkaranlar (o günün) mal-mülk sahibi olanlar değil miydi?

Malı-mülkü çok olanlar ve gözü doymayanlardı…

Peki;

Günümüzde mala-mülke gözü doymayanlar kimler?

Hangi devletler ve küresel güçler?

İnsanları etnik kimliklerine göre ayırtıp, kışkırtan kimler?

Terör örgütlerini, kimler kimin için kuruyor?

Din ve mezhep kavgalarını kimler çıkarıyor?

Yüzyıllardır barış içinde yaşayan halkları, kimler birbirine düşürüp savaştırıyor?

Çıkarılan bu kirli savaşların silah üretimini ve gereksinimi hangi ülkeler sağlıyor?

Kölelik kaldırılmış he mi?

Sömürü düzeni sonlandırılmış öyle mi?

Yemezler…

Özetlersek…

Neymiş efendim;

Birleşmiş Milletler Örgütü bundan tam 73 yıl önce…

Yani 1949 tarihinde ‘2 Aralık’ gününü uluslararası boyutta köleliğin kaldırılması ‘günü’ olarak ilan etmiş…

Hani;

‘Minareyi çalacak olan kılıfını hazırlar’ demişler ya…

Bu hesap;

Birleşmiş Milletler Örgütünün patronları da sömürü düzenlerine bağlı ‘köleliği’ sürdürmek için ne güzelde bir kılıf uydurmuş.”

Buyurun;

Belki içinizde sömürü ve kölelik düzeninin dışında olanlar vardır…

Belki itirazı olanlar çıkacaktır…

Son söz sizin…