KOLTUK SEVDASI

KOLTUK SEVDASI

Bir türkü ; Çarşamba’yı sel aldı bir yar sevdim el aldı. Türk töresinde alale de olaylar saza ,söze dökülmüş, dil den dile yüzyıllar ca söylenegelmiştir. Bu türkü nün dile getirildiği yıl da ÇARŞAMBA da aşırı yağışlar dan dolayı büyük seller olmuş adeta ÇARŞAMBA Sele teslim olmuş, bu ara Ozan’ın Gönül verdiği yâri Çarşamba daki felaketten daha zengin bölge’de bir delikanlı ile evlendirilince Ozan bu türküyü sazıyla, söze dökmüş yüz yıldır söylenir olmuştur. Türk tarihinde hiç bir söz olmasın ki ardın da gerçek yaşanmış bir hadise olmasın. ”Bu Giresun’da apartman yöneticiliği, ticaret odası yöneticiliğinden daha yüksekte bir makamdır.Varmı aksini iddia eden?
Yazısını okuyunca yazan şahsın konum , bilgi birikimini göz den geçirince bu sıradan bir yazı olamaz , böyle bir not düşülmüşe sivil toplum kuruluşların da alelade evrim , dönüşüm, yeni yapılanmalar varki, böyle bir not düşme ihtiyacı hasıl olmuş diye kafa yorup sivil toplum kuruluşlarının dününü, bu gününü gözden geçirme ihtiyacı duydum.

Sivil toplum kuruluşlarına tarihte loncalara zamansız yağan KAR fırtınası ardından gelen bahar olarak bakılmıştır. Selçuk lu ülke kalkınması için eğitim, ticarete önem vererek canlandırarak daha fazla vergi toplayıp ekonomik gelişim adına kervansaray lar yaptırıp vakıflar kurup, kervan saraya gelen tacirlerin 4 gece 3 gün ihtiyaçlarını, hayvanlarının yüklerinin emniyetini, bakımını muhafazasını ücretsiz karşılamıştır. 12 yüzyıla göre günümüz de de değişen bir durum yok aslın da amaç eğitim, ticaret, zenginliğin getirdiği ferah huzur, zenginlikten alınacak vergiler le devleti zengin kılmak.

Osmanlı , cumhuriyet dönemin de ise lonca teşkilatları adını sivil toplum kuruluşu olarak değiştirmiş şehre gelen devlet büyükleri mülki idarenin yanında mutlaka sivil toplum kuruluşu yöneticilerini görmek istemiş, ticaret odası, ticaret borsası, esnaf odaları birliği, ziraat odaları, üretici birlikleri, diyalog köprüleri olarak görülmüş, istekler, eksikler, noksanlar ihtiyaçlar, idarecilere bu kurum yöneticileri tarafın dan arz edilmiş, yöneticiler ise bu kurum üyelerinden beklenti, dilek ve temennilerini de kurum yöneticileri vesilesiyle mesajlarını üyelerine ulaştırma imkanı bulmuşlar. Kazan, kazan mantığın daki düzen ile bu günlere gelinmiştir.Bu gün insanların iletişim, haberleşme,birbirine ulaşım seviyesinin yükselmesi sivil toplum kuruluşlarının üyeleri’ ne fayda, noktasında etkinliğini azaltmış noter konumuna düşürmüştür.

Vergi dairesine kayıtlı, yıllarca meslek odasına kayıtlı bir mükellef, Bağ-Kur’lu yapılmamışsa sorumlu kimdir ? Sekiz sene vergi mükellefi olmuş. Şöförler odasına kayıtlı, esnaf sicili yaptırmış, Bağ-kur görevini yapmayıp reysen Bağ-Kur’lu yapmadığı için madur olan esnaf, adliye kapıların da odasının girişimleriyle çözülmesi gereken sorunlarını kendisi çözmeye çalışmakta , muaffakta olamamaktadır. Bu gün çiftçi ZİRAAT odasına kayıt olduğun da reysen Bağ-Kur’lu oluyorsan, bu oda ihbar kurumu haline mi gelmiştir.? Bu gün anında gerçekleşen işlem geçmişte Bağ-kur tarafından yapılmamış’sa sorumlu mükellef mi?

Şöförler odası il trafik komisyonun da temsil edilirken bu gün bu görevleri belediye yürütür ken şöförler odasın dan bir temsilci nin olmaması ne anlam ifade eder ? Şöförün sorun ve isteklerini karara bağlayanlar bu konuda gerekli bilgiye sahip mi ? Sahip değiller se vatandaşın 2. Bin imzay la dile getirdiği istekleri belediye encümeni tarafından neden dikkate alınmaz ?

TİCARET odası üyelerine ölüm ilanı verme de dahi imtiyaza tabi tavır içindeyse ticarette zaten katkısı mümkün değildir. Yaşayan üyesine katkısı yokken kazancının 1000 de 2 sini kanunla isteyen kurum, ölen üyesinin ölüm ilanını vermekte genel sekreterinin insiyatifine bırakılmış sa ticaretten de, üyelerinden’de kopmuş demektir.

GTB Bora’sı 240 üyesi olan kurum üyesi nin arazisine lisanslı depo kurup, kapısından içeride üyelerini almıyorsa; buraya Zi̇raat odasına kayıtlı çiftçiler ürün verebilir uygulaması yapmış sa GİRESUN ZİRAAT odası haline gelmiş demektir. Kendi üyelerine verdiği hizmet karşılığı aldığı ücreti üyeleri yararına kullanmak yerine üyelerinin aleyhine kullanıyorsa; Giresun Zi̇raat odası fındık fiyatı, rekolte tahmini, üretici ürün teslimi mağduriyetin de sessiz kalırken bahçelerinizi SİGORTA yaptırın demesi sigorta sektörünü cazip gördüğü çağrışımını uyandırmaktadır.

Global firmalar şehri istila ederken AVM ler çoğalır, bakkallar yok olu rken bakkallar odasının sesi çıkıyor mu ? Kamyoncu lar, yok oldu. UBER geldi taksicileri bitirecek, metro dolmuş hatlarını yok ediyor, taşımacılık, ulaşım üretim, sanayi, hizmet sektörü tekelleşiyor . Sivil toplum kuruluşları nın üye sayısı hızla düşüyor. Esnafın aylık Bağ-Kur’u 600 tl ,Salma vergiler can yakıyor. Kanunla uzlaşma yapılan kurum genelgeyle cezaya ceza kesiyor. İş yeri kiraları almış başını gidiyor. Mülk sahibinden alması gereken gelir vergisini işyeri stopajı altında esnaftan alıyor.

Seçimler haftaya, herkes aday, yönetimdeyken ne yaptın? Yaptırım yetkimiz yok. Ne yapacaksın ? Yapılacak birşey yok. Yönetici olmak sana ne katacak? Eşime ben yönetici oldum ,başkan oldum diyecek hava atacaksın. Nişanlı sözlü olsan neyse’de , evli olduğun için bilki eşinde önemsemeyecek. Biliyormusun evde iktidarı yengem çoktan ele geçirmiş .

Şimdi dön bir geçmişe bak birde geldiğimiz bu güne; biri çıkıyor “Bu Giresun’da apartman yöneticiliği, ticaret odası yöneticiliğin den daha yüksekte bir makamdır.’’

Varmı aksini iddia eden? Diyor…

Bende yazımın başında andığım Ozan’ı rahmetle anıyorum.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?