Helal olsun sana altın kız…
Seni ayakta alkışlıyorum…

Sen ki, ayakkabının birisi ayağından çıkmasına rağmen koşuyu terk etmedin…
3 bin 500 metrelik mesafeyi; bir ayağında ayakkabı, bir ayağın yalın-ayak koşarak, ipi ‘BİRİNCİ’ olarak göğüsledin…
Ve -Birincilik Kürsüsüne- çıkarak; ay-yıldızlı bayrağını göndere çektirip, rakiplerine ‘İstiklal Marsını’ dinlettin…

Şimdi seni ben nasıl ayakta alkışlamam altın kız?
Senin Avrupa Şampiyonluğun’la nasıl gurur duymam!
Nasıl duygulanmam?

Bravo Emine Akbingöl…
Bravo atletizmin genç yıldızı…
Bravo Anadolu’nun buğday tenli kızı!

Sen ki ‘koşarken’ ayağından ayakkabının birisi çıkıyor ve sen;
Çıkan ayakkabıyı eline alıyorsun…
Koşuyu asla ve asla terk etmiyorsun…
Ve bir ayağında ayakkabı, bir ayağın yalın-ayak koşuyu en önde bitirip -ipi göğüsleyerek- BİRİNCİ olarak bitiriyorsun…
Şimdi bu mutluluk olmasın da; Allah aşkına daha ne olsun!

Bırak canım, gazeteler bu ‘başarıya’ yer vermezse vermesin!
Varsın anlı-şanlı televizyon kanalları; ipe-sapa gelmez, abuk-sabuk magazin haberleriyle bezensin!

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Kusura bakmayın…
Sizlere Emine Akbingöl isimli gerç bir kızımızın Portekiz’de düzenlenen Avrupa Şampiyon Kulüpler Kros Şampiyonasında tek ayakkabıyla koşan ve ülkemize ‘Avrupa Şampiyonu’ olup ve altın madalya ile dönen kızımızın öyküsünü anlatacaktım ama;

Genç kızımızın gösterdiği üstün başarı beni de çok etkilemiş olacak ki, duygularıma gem vuramayıp, önce kendi duygularımı anlattım farkında olmadan…

Tek ayakkabıyla koşan genç kızımızın öyküsüne gelince;
Koşucu kızımızın adı; Emine AKBİNGÖL
Muş’un Varto ilçesine bağlı Haksever Köyünden…
Çoban bir baba ile ev hanımı bir ananın kızı…

Emine Akbingöl,
Alpaslan Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Öğrencisi…
Boş zamanlarında evde anasına, otlaklarda koyun güden babasına yardımcı oluyor çoğu kez…
Atletizm idmanlarını da zaman-zaman koyun güderken yapıyor.
(2. görselde görülüyor)

Genç kızımız Emine Akbingöl, Portekiz’de yapılan Avrupa Şampiyon Kulüpler Kros Şampiyonasına U-20 gençler kategorisinde Fenerbahçe Kulübünü temsilen katılıyor…

Ve sözü uzatmayalım;
Yarış başlıyor…
Talihsizlik bu ya;
Yarışın 500’üncü metresinde talihsiz bir olay yaşanıyor.
Yani; arkadan bir başka yarışmacı ( farkında olmadan) önünde koşan Emine’nin -Çipli ayakkabısına- basıyor…
Ve genç kızımızın ayağından ayakkabı çıkıyor…

Fakat, Emine’de Anadolu inatçılığı var!
Emine ömrünü dağlarda, yaylalarda yalın-ayak geçirmiş…
Yani Emine’nin ayakları yalın-ayak topraklarda yürümeye alışık!
Emine’nin ayaklarının derisi zaten nasırlı ve kırışık!

Kısacası…
Velhasıl-kerim…
Ayakkabısının teki çıksa da ayağından; koşuyu terk etmiyor…
Yani 4 bin metrelik parkurun 3 bin 500 metresine yalın-ayak koşuyor…
Ve -ipi göğüsleyerek- koşuyu BİRİNCİ olarak bitiriyor…
Ve U-20 kategorisin de ‘AVRUPA ŞAMPİYONU’ oluyor…

Eh, onun için alkışlıyorum avuçlarım çatlayıncaya kadar genç atletimiz Emine Akbingöl’ü…
Onun için gururlanıyorum bu yalın-ayak koşan genç kızımızla.
Bir kere daha helal olsun diyorum…
Hata ne bir keresi…
Binlerce, milyonlarca ‘helal olsun’ sana Emine Akbingöl…
Seni yürekten kutluyorum…
Seni canı-gönülden alkışlıyorum…