KÖY ENSTİTÜSÜNDEN MEZUN OLANLAR YÜREĞİ MESLEK AŞKIYLA TUTUŞANLAR

KÖY ENSTİTÜSÜNDEN MEZUN OLANLAR YÜREĞİ MESLEK AŞKIYLA TUTUŞANLAR

Bizler öğretmen okulu mezunlarıyız…
Birçoğumuzun yaşı yetmişi çoktan aştı…
Öğretmen okulundan en son mezun olan arkadaşlarımızın yaşı ise; yetmiş yaşına ha geldi, ha merdiven dayadı!
Ancak bende her ne kadar öğretmen okulu mezunu olsam da…
Öğretmen okulundan mezun olmanın gururunu yaşasam da…
Ne zaman bir ‘köy enstitülü öğretmenle’ karşı-karşıya gelsem …
Nerede ve ne zaman -tanışık olmasam da- köy enstitülü bir öğretmenin ismini duysam; birdenbire başka bir heyecan sarıyor bedenimi…
Ve hemen, bir an önce gidip kendisiyle tanışmak istiyorum…
Tıpkı Beşikdüzü Köy Enstitüsünün son mezunlarından olan Ayhan Çalış ile bir an önce tanışıp, sohbet etmek istediğim gibi…
Ki, bu tanışıklığa vesile olan ise sevgili dostum Hayri Yılmaz ile bundan beş-on gün önce öğretmen evinin bahçesinde spontane bir şekilde toplumsal konular üzerinde sohbet ederken, konuyu eğitim sisteminin bozukluğuna ve Köy Enstitülerinden yetişen öğretmenler konusuna gelince, sevgili Hayri Yılmaz, sohbetin bir yerinde;
“Hocam tanışıyor musunuz bilmem, benim amcam da Beşikdüzü Köy Enstitüsü mezunlarından”
Ben; “Adı ne?” diye sorunca…
Hayri’de: “Ayhan Çalış” diye yanıtladı, ben tanımadığımı ama bir an önce tanışmak istediğimi söyledikten sonra o gün ayrıldık…
*** **** ****
Hayri, beş-on gün sonra beni telefonla arayarak Kılıçlı köyüne davet etti…
Günlerden Pazartesi ve öğleyin üzeri Kılıçlı köyüne vardım…
Ve Ayhan Çalış öğretmenimle bir an önce tanışmanın sabırsızlığı ile yaşlı çınar Ayhan öğretmenizin evine vardık…
Bizi evinin kapısına sevgili eşi Sevgi yengeyle çıkmış ve sanki (kırk yıl öncenin sıcak dostluğu ile) güler yüzle bizi içeriye davet ettiler…
Beşikdüzü Köy Enstitüsünün son mezunlarından olan Ayhan Çalış öğretmenimiz (maşallah) ileri yaşına rağmen hala çakı gibi ve sağlığı yerinde ama kulakları ağır işitiyor, işitme zorluğu çekiyor.
Benimde (geçirdiğim bir ses teli operasyonu nedeniyle) sesim çıkmıyor…
Onun için Ayhan öğretmenimle benim diyalog köprümü sevgili Hayri Yılmaz yapıyor.
(ama ben anlatımı şimdi konuyu derleyip toparlayarak anlatmak istiyorum)
*** *** ***
Beşikdüzü Köy Enstitüsünün son mezunlarından olan Ayhan Çalış öğretmenimize “ne zaman mezun oldun?” diye soruyoruz ve Ayhan öğretmenimiz öylesine gurur duyarak yanıt veriyor ki; böyle bir yanıtı ya okulun “ilk mezunları” verir…
Ve birde ‘son mezunları’ (bizden sonra daha mezun vermedi) demenin keyfini yaşayarak verir!
Ayhan Çalış öğretmenimizde (haklı olarak) bunun keyfini yaşar ve çıkarırcasına veriyor…
Ki, bu keyfi çıkarmaya da hakkı var…
Çünkü 4×4 bayrak yarışının son koşucusu Ayan öğretmenimiz…
(Sevgili Hayri’nin aracılığı ve tercümanlığında sohbetimizi kısa sorularla devam ettiriyoruz)
-Beşikdüzü Köy Enstitüsünden ne zaman mezun oldun hocam?
-1952 yılında mezun oldum.
– İlk görev yerin neresi?
-Bulancak ilçesinin en yüksek köyü olan Kızılev köyüne tayin oldum. Okul henüz açılalı üç yıl olduğu için ancak üçüncü sınıfa kadar öğrencisi vardı. İki yıl sonra okulun ilk mezun öğrencilerini ben mezun ettim.
-İlk maaşını kaç liraydı anımsıyor musun hocam?
-Anımsamaz olur muyum, ilk maaşım 76 liraydı. Ama daha sonra 10 liralık -müdürlük makamı- maaşıyla birlikte 89,5 liraya çıktı…
-Okulda öğrenci sayısı ne kadardı?
-Okulda 125 öğrenci vardı. Komşu köylerden Derecikalan ve Tandır da okul olmadığı için bütün öğrenciler Kızılev okuluna gelirlerdi…
-125 öğrencinin hepsini siz mi okutuyordunuz?
-Yok, birde yedek öğretmen vardı.
-Tekrar şu maaş konusuna geri dönecek olursam hocam, maaş yetiyor muydu?
-Yetmez olur mu, bir hayli artıyordu bile..Nasıl yetmesin sığır eti 50 kuruş, koyun eti sadece 125 kuruştu. Bol keseden hemen hemen et yediğimiz gibi kenara para bile bırakırdık…
-Mesleğinizde mutlaka zorluklar çekmişsinizdir de, hiç şikayetçi oldunuz mu?
-Biz mesleğimizde ömür boyu zorluklar çektik ama hiç şikayetçi olmadık..Zorlukları ve yorgunluklarımızı hep emek verdiğimiz öğrencilerimizin gözlerinin içinde pırıltılara bakarak dinlendik…
-Ne zaman emekli oldun?
(bu arada sevgili eşi Sevgi teyze araya girerek)
“Çok erken emekli oldu” deyince, bende Sevgi teyzenin sözünü haklı çıkarmak istercesine;
-Öyle mi Ayhan hocam, erken mi emekli oldun?
-29 yıl 23 gün çalıştıktan sonra emekli oldum. Aslında biraz daha çalışırdım ama Askeri darbenin onbaşının sözü onuruma dokundu ve onun için ayrılmaya karar verdim.
-Nasıl yani?
-Ben Piraziz’de bir okulda müdürlük yaparken, ikide-bir onbaşı rütbeli bir asker gelip bana; “Hocam okula gelmeyen öğretmen varsa bize bildir” diye komut vermeleri çok onuruma dokunduğu için bende emekliliğimi istedim.
(Ayhan öğretmenimle eğitim üzerine daha çok farklı konulara değindik ama ne yazık ki hepsini anlatmaya sayfa alanım daha fazla olanak vermiyor)
Şimdi sizlerde merak eder misiniz onu bilemem ama ben açıkçası ilimiz mülki sınırları içerisinde kaç Köy Enstitüsü mezunu öğretmen kaldı merak ediyorum…
Ve -eğer başarabilirsem- en kısa zamanda da bunun il genelinde bir araştırmasını yapmak istiyorum…
Tabi bir de bu eşi-benzeri bulunmaz ‘eğitimci’ değerlerimize gerekli ‘değerin’ herkes tarafından verilmesini istiyorum…
Bir başka sohbet konusunda buluşmak üzere;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Bizi ‘biz’ yapan değerli unutmayın…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?