KULİS BİLGİLERİ DOĞRUMU?

KULİS BİLGİLERİ DOĞRUMU?

Bilgiler ANKARADA oluşur TÜRKİYEDE konuşulur söylentiye göre, kulislerinde dolaşan fakat kesin doğrulanmayan ama olma olasılığı mümkün olan, haberlere bakılınca, Ülkemizin kaygan bir zeminde siyaset yaptığını görüyorum. Bu iddia, insanın uykularını kaçıracak cinsten Türkiye, İDLİB krizi ile İRAN la gerilirken kavgalı olduğu ABD ile yakınlaşma girişimi sergiliyor. Papaz BRONSON tahliye edildi ABD Başkanı TURUMP yaptığı açıklamalarda hep olumlu sözler sarf etti ve döviz düşme eğilimine girdi. Tahran zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile RUSYA lideri Putin ve İRAN lideri Hasan Ruhani arasındaki ateşkes atışması gerginliği açıkça ortaya koyuyor. Canlı yayınlanan Tahran zirvesinden önce ve sonra yaşanan gelişmeler ile çok bağlantılı olduğunu düşündüğüm ekonomi ve ABD ile SUUDİ ARABİSTAN söylentilerine bakınca dışişleri koridorlarında duyulan iddialar ne kadar kaygan zeminde siyaset yapıldığını gösteriyor…
Erdoğan, Kırgızistan dönüşünde 25 Eylül’de New York’taki BM Genel Kurulu’nda TRUMP ile görüşme konusunda talep gelmediğini, kendisinin de özel bir talepte bulunmayacağını açıkladı. Acaba bu TURUMP la “görüşelim in kurnazca bir ifadesi miydi?. Tahran zirvesinde TÜRKİYENİN içine düşürüldüğü zor durum, Erdoğan’ın gözlerinin içine bakılarak SURİYE Rejiminin meşruluğunun İRAN ve RUSYA tarafından sürekli vurgulanması, Erdoğan’ın ateşkes ilanı önerisi bu iki ülke tarafından reddedilmekteydi. TÜRKİYEYİ İDLİP de bulunan aşırı terör örgütlerinin hamisi durumuna düşürme atakları yapıyorlardı. TÜRKİYE karşıtı Ülkeler tarafından yapılan bu taraflı hareketleri hep kayda alınıyordu… Erdoğan’ın, ABD yönetimine kapı aralamak için Wall Street JOURNALA yazdığı makale, Lazkiye’den paketlenen terörist Yusuf NAZİK üzerinden Esad’a ve SURİYE rejimine meydan okuyor. Tüm bu gündem maddeleri ile birlikte içinde bulunduğumuz büyük ekonomik kriz ve ABD.. Kasım ayında İRANA uygulayacağı ambargo biliniyor. TÜRKİYEYİ de uyması için ABD oldukça zorluyor, iktidar sözcülerinin tüm aksi yönde açıklamalarına rağmen acaba bir yol ayrımına mı geldik? Sorusunu unutmayalım. Ekonomi ve dışişleri kulislerinde duyduğum şok iddia şöyle; ABD ve SUUDİ ARABİSTAN, İRANA ambargoya uymamız için 65 milyar dolar yardım teklif ettiler. İRANINDA haberdar olduğu bu teklif, İRAN yönetiminde büyük rahatsızlık yarattı. TAHRAN da yapılan SURİYE zirvesi acaba bu yüzden mi canlı yayınlandı? Arkasından, iktidarın “Lazkiye paketi” hamlesi geldi? …
TÜRKİYE, İRAN ambargosuna katılır mı? İlişkilerimiz ne durumda? Benzer soruları, TÜRKİYE-İRAN ilişkileri konusunda uzmanlığı ile tanınan yorumcular. Şunları söyledi “Biz ambargoya normal şartlarda uyamayız. İRAN ile yaptığımız özellikle doğal gaz açısından antlaşmamız var biliyorsunuz… Dolayısıyla doğal gazı nereden karşılayacağız? Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı da bunu söylüyor. Biz doğal gazı Rusya, Azerbaycan ve İRANDAN alıyoruz, İRANDAN almazsak Doğu Anadolu bölgesinin gaz ihtiyacını nasıl karşılayacağız? Tankerle alsak nasıl taşıyacağız? Bana öyle geliyor ki, ABD son aşamada Obama dönemindeki bazı muafiyetleri sağlayacak. Öte yandan, TÜRKİYE benim zararım olacak, bunu nasıl karşılayacağız diyecek? İRANDAN doğal gaz alıyoruz ama doğal gaz ve petrolün parasını İRANA vermiyoruz. Bu tutarın karşılığı bankada TÜRK lirası olarak duruyor, bunu ancak mal karşılığı, ilaç, gıda ve diğer sanayi ürünleri açısından karşılıyoruz. Bu aynı zamanda TÜRKİYENİN dış ticaret dengesi açısından da önemli. Bunu kestiğimiz anda buradan da bir zarar doğacak, dolayısıyla ambargoya uyduğumuz anda, sınırlı da olsa yüksek şişirilmiş fatura çıkarılır. ABD’ye bu zararımızı karşılayın diyecekler, onlar da bunu SUUDİ ARABİSTANA karşılatacaklar, söylenti yaklaşık 150 milyar Dolar kişisel analizler hep bu yönde yapılıyor. TÜRKİYENİN ambargoya uymasının SUUDİ ARABİSTANIN da işine geleceğine dikkat çekerek şöyle devam ediyorlar; ABD “İRAN ile çekişiyor, İRANI sıkıştırmak istiyor. SUUDİ ARABİSTAN, İRAN ile savaşta harcayacağı parayı TÜRKİYE ile arayı düzelterek, TÜRKİYE ye destek çıkarak yapmak istiyor, ancak buda çok farklı olaylara (komplikasyonlara) neden olur.
TÜRKİYE ile İRAN, özellikle bölgedeki büyük İSRAİL, Kürdistan projesine karşı ortak iş birliği ve ortak çıkarları olan iki Ülke bunu da TÜRKİYE ne yapar? Eğer ambargoya uyar ve bu direk, İRANA tavır gibi algılanırsa o zaman başka sıkıntıları beraberinde getirecektir. Artık güveni İRANLA yeniden tesis etmek zor olur, SURİYE de başından beri İRAN ile çatışma halindeyiz. TÜRKİYE, Esad’ı devireceğim yönünde tavır aldığından beri İRAN ile karşı karşıya geldi. Ancak oradaki çatışma başka ilişkileri olumsuz etkilemiyordu. Daha büyük bir sorun çıkmıyordu. Örneğin, Kuzey Irak’ta Barzani referandumunda birlikte hareket ettiler. SURİYE de karşı karşıya olan Ülkeler ortak çıkarları olunca yan yana geldi. SURİYE de bence Barzani olayında olduğu gibi ortak çıkarlar var.
SURİYE de toprak bütünlüğü, Kürt bölgesinin oluşmaması hem İRANIN, hem TÜRKİYENİN çıkarına uygun. ABD.. İRANA ambargo uygulaması İRANIN balistik füze programı nedeniyle başlıyor. ABD, İSRAİL in güvenliğini sağlıyor, İRAN, SURİYE savaşıyla birlikte İSRAİLİ sıkıştırmaya başladı, aslında bölgede herkes kendi BOP projesini uyguluyor. ABD’nin bir BOP projesi var, bizimkilerin kendine göre bir BOP projesi var, İRANIN da kendi BOP unu uygulamak istedi. BOP, asıl İSRAİL içindi, şimdi işler değişti, ABD herkes yerine çekilsin otursun diyor. Oturmazsa bölgedeki Sünni Arapları, PKK-YPG unsurlarını İRANA karşı kullanmak isteyecek. İRANI Ekonomik açıdan içeriden de sıkıştırıp, halkta hoşnutsuzluk çıkarma stratejisi uyguluyor. İRAN da buna tedbir alır, İSRAİLİ hedef alabilir, basit bir durum yok ortada, bir noktada, iki taraf da taviz verip bir noktada buluşacaklar. Burada yine biz kendimize çok dikkat etmeliyiz, tabiri caizse kabak başımıza patlamamalı. İRAN ile ilişkileri heyecanlanıp bozmayalım, iki Ülkenin iyi ilişkileri hem bölge ülkeleri, hem de İslam Ülkelerinin, çıkarınadır. Bu iki ülkenin çatışması en çok iki ülkeye zarar verir, ABD gidecek, biz burada yaşamaya devam edeceğiz. Birinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi iki ülke de zarar görür. TÜRKİYE dağılırsa İRAN dağılır, İRAN dağılırsa TÜRKİYE dağılır. Stratejik ortak çıkarlarımızı dikkate almalıyız. IRAK vurulmadan önce, iktidar ABD ile “at pazarlığı” yapmıştı. İnşallah, tarih tekerrür etmez!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?