KÜMBET’TEN – AĞAÇBAŞI’NA YAYLA NOTLARI

KÜMBET’TEN – AĞAÇBAŞI’NA YAYLA NOTLARI

Yaylacılık bizim hayatımızın tabii bir parçasıdır. Atalarımız hayvancılık merkezli bir yaylacılık yaparlardı. Artık   yaylalar yeni nesil için dinlenme, tatil yapma mekanları oldular. Ben de yıllık iznimi genelde yaylada geçiririm. Bu sene de öyle oldu. Bu konudaki önceki yazımızda kendi yaylam Espiye Karaovacık yaylamızı yazmıştım. Bu yazımızda da kısa notlar halinde gezip gördüğümüz diğer yaylalarımızdan bahsedeyim.

AĞAÇBAŞI: Güce ilçemize bağlı Ağaçbaşı yaylamız civarındaki kalabalık obalarıyla dikkat çekiyor. Bu yönüyle hareketli bir yaylamız. Perşembe günleri Pazar kurulan yaylamızda eski cami yıkılıp 2014 yılında yerine güzel bir cami yapılmış.Hakikaten sade ve ferah bir iç dizayna sahip cami olmuş. Caminin çevre düzenlemesi de yakında tamamlanacak. O zaman daha güzel hale gelecek. Diğer taraftan Ağaçbaşı’nın çarşı içi parke döşenerek toz ve çamurdan kurtulmuş. Ancak Ağaçbaşı’na ulaşımı sağlayan yollar sıkıntılı. Hele Karaovacık-Ağaçbaşı arası yol berbat. Ağaçbaşı ve civar obaların bir diğer sorunu elektrik. Yaylacılar acilen elektrik verilmesini istiyorlar. Millet telefonlarını güneş panelleri ile şarj ediyor.

ÇAKIL: İsmini 2476 rakımlı Çakıl Dağından alan Çakıl yaylamız yolumuz üzerinde, devamlı gelip geçilen uğrak bir yerde bulunuyor. Hava şartları(bulunduğu konup itibariyle bol siz oluyor) olumsuz olsa da gelişmeye devam edecek gibi gözüküyor. Üç senedir “Çim Kayağı” etkinliği yapılıyor. Bu sene de ilk olarak Turnagölü yayla şenliği yapıldı. Ancak gerekli tanıtımlar yapılmadığından olsa gerek yerel basında dahi pek yer bulamadı sanırım. Çakıl yaylamızda yapılması gereken işlerin başında şu camimizin yanı başındaki tuvalet ve şadırvana acil su sağlanması. Bir cumartesi yolum düştü çakıl pazarına. Lavabolara kokudan girilmiyordu. Tuvaletlerde sular kesikti. Hemen yanı başında Temmuzda bile kar eksik olmayan Çakıl dağı bulunan sulak bir yerde susuzluk çekilmesinin makul bir izahı yok. Diğer taraftan Çakıl pazarımızın acilen parke taşı döşenmesi lazım. Yağmurda çamur, güneşte tozdan geçilmiyor. Hele bu toz içinde açıkta döner satanları görünce şaşırıyoruz. O tozun içinde o dönerleri nasıl alıp yiyorlar şaşırıyoruz doğrusu.

KÜMBET: Kümbete de gittik bu tatilde. Giderken Dereli yolundan gittik, dönüşte Yağlıdere üzerinden indik sahile. İnanın yol çalışmaları hariç hiç toprak zeminde araç kullanmadık. Bu güzergâhın tamamı asfalt olmuş. Hele Kümbet- Çıkrıkkapı-Çakrak hattı çok güzel olmuş. Kümbet’te her şey güzel. Lâkin Kümbet gibi turistik bir yere şu cami hiç yakışmıyor. Bir cuma namazı kıldık camide yer bulamadık. Bereket hava güzeldi de dışarıda kılabildik cuma namazını. Cami küçük, tuvalet ve şadırvan berbat. Acilen güzel bir cami ve müştemilatı yapılmalı. Caminin yakınında Orman İşletmeye ait bir tesis gördük. Tam cami yeri burasıymış aslında dedik. Geniş ve duvarla çevrili bir de avlusu var. Kümbette cami yapılmaya yer bulunamamış ama maşallah bu tesis buraya kondurulmuş.

ÇIKRIKKAPI: Kümbet dönüşümüz Alucra Çıkrıkkapı Yaylası üzerinden idi. Ben ilk defa geçtim buradan. Burada Çin seddinden sonra dünyanın en uzun seddi olan ve  407 yıllık tarihe sahip yaklaşık 6,5 km’lik  Abdullahzâde duvarını gördük. Fotoğraf ve video çekimlerimiz oldu. Burada yaylaya ismini veren ve hala çıkrık gibi ses çıkararak açılıp kapanan kapıdan geçmek zorundasınız. Lakin geçmek ücrete tabi! Çocuklar gümrük vergisi alıyorlar! Bu durum bazı çevrelerce yanlış anlaşılıp olumsuz tepkiler doğurabilir. Bu konuya el atılmalı.  Ancak çocuklara dedim ki, bunu geçiş ücreti diyerek almayın, harçlık isteyin daha iyi olur. O zaman herkes verir dedim. Aksi takdirde haraç gibi oluyor dedim. Ama harçlık olarak isterlerse geçenler çocukların kalbinin kırılmasını istemezler harçlık verirler diye düşündük.

Özetin özeti: Yaylalarımız güzel. Ancak özellikle yol konusunda vatandaşlar bir hayli dertli. Buradan ilgililere duyuralım.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?