KUR’AN MÜSLÜMANIYIZ

KUR’AN MÜSLÜMANIYIZ

Eskiden ilimizde ne Süleymancı, ne Nurcu vardı. Herkes elhamdülillah Müslümandı. Sonra Süleymancılar türedi. Şehrin ortasına, kurs binalarını yaptılar. Eleştirenlere, ‘Adamlar kocaman bina dikiyorlar, siz karşısına bir direk dikebiliyor musun?’ diyerek semirmelerine ön ayak oldular. Arkalarından bir kaç Nurcu. Sonra bunlar il insanını beğenmez oldular. İldeki yurtlarda ve Nur evlerine sohbete gittiler. Camilerdeki eski sohbetler kayboldu. Cemaat azaldı. Birbirlerini takip ettikleri ritüeller, giyim – kuşam yüzünden eleştirdiler. Her cemaat kendini övdü. İslam deyince akla sakal, cüppe, sarık, turban gelmeye başladı. Oysa İslam deyince akla; ahlak, adalet, akıl ve ilim gelmeliydi. Eski huzur, birlik ve beraberlik kalmadı. Sonra bunlar ayakta kalabilmek adına İslam’ı kullanarak o beğenmedikleri köylülerden çuval çuval fındık, maddi destek alarak ayakta kaldılar. Şimdi düşünüyorum da kimler fitne fesat soktu aramıza. Buralarda namaz kıldılar.

Bizim Kur’an-ı Kerim’imiz var. Peygamberimizin sünnetleri var. Peygamber kendi yolunu sadece Kur’an’a uymak olarak tanımlar; sözde Peygamber yolcularıysa, Kur’an’ın yetmediğini söyleyerek Kur’an’ın yanına bin çeşit kitabı daha dinin kaynağı yapmaya kalkarlar. Bir insanın kutsal kitabı Kur’an’sa, Kur’an tek dini kaynağın kendisi olduğunu ve kendisinden sorumlu tutulacağımızı söylüyorsa, bu durumda bizim, ‘Bu hüküm Kur’an’da var mı, yok mu?’ diye sormamızın nesi yanlış? ‘Biz Kur’an’ı anlayamayız, ancak din âlimleri bilir, tabiatıyla hadislere de bakmalıyız’ diyenler mi Kur’an’a uygun hareket etmektedir; yoksa dinini Allah’ın apaçık kitabından öğrenmeye çalışanlar mı? Ne diye başka yollar ararsınız. Tarikat veya başka bir yola gerek yok.

Rabbim kitabında her şeyi açıklamış. Uyarsın veya uymazsın. Cezası veya mükâfatı belli. Ama gerek yok böyle topluluklara. Adamlar fetva verme yetkisi görüyorlar kendilerinde. Rabbimi anmak için hiç kimseye ihtiyaç yok. Sessizce bir köşeye çekil, ibadetini yap, duanı et. Allah şah damarından daha yakın değil mi? Dini konularda insanlarımızı sömürmeye çalışanlardan uzak duralım. Kur’an dışında her şeye inandık. Tarihi birikim diye adam karımızı kızımızı 13 yaşında götürürken, ‘Harama el uzatmayın!’ diyen Kur’an’ı yok saymasaydık şimdi bambaşka yerlerdeydik ümmetçe! Şimdi böyle eleştiriler yapınca bizi eleştirip, ‘Kur’an Müslümanısın’ diyorlar. ‘Kur’an Müslümanı’ tabiri, yeni bir dini akım, hizip, tarikat ya da mezhep değildir; Allah’ın Kur’an’da tarif ettiği gerçek Müslüman anlamına gelmektedir. Kur’an Müslümanı, takısız ‘Müslüman’dır, Peygamberlerimizin Müslümanlığıdır. Din adamlarının görüşlerine, hurafelere, hadislere değil, sadece Kur’an’a uyar; tıpkı Hz. Muhammed’in de sadece Kur’an’a uyduğu gibi; “Onlara şunu söyle: ‘Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!’ Sor onlara: ‘Körle gören bir olur mu?’ Hâlâ düşünmüyor musunuz?’ ” (En’am 50)

Ne Müslümanı olmamız gerekiyor acaba? Dini bölüp parçalayan tarafta değiliz çok şükür. Kur’an Müslümanıyız elhamdülillah. Kur’an ve Sünnet Müslümanı olmayacağız da kula mı kulluk edecekmişiz?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?