KURTULUŞ İÇİN SAVAŞAN KADINLAR CUMHURİYET HARCINI DA KARDILAR

KURTULUŞ İÇİN SAVAŞAN KADINLAR CUMHURİYET HARCINI DA KARDILAR

Mustafa Kemal Atatürk diyor ki;
“Dünya’da hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez.”
Bu anlamlı ve güzel söz; bundan yüzyıl önce emperyalistlere karşı verilen ‘bağımsızlık savaşında’ ve ardından da Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüne kadar çok doğru bir tespit olabilir ama; ben bu güzel tanımlamayı “Atatürk’ün ölümüyle birlikte ‘öldü” diye düşünenlerdenim…
Mustafa Kemal’in yücelttiği ve yüceltmek istediği kadınlar ki;
Bizzat erkeği ile cephede emperyalistlere karşı yan-yana ve omuz-omuza savaşan kadınlardır…
O kadınlar ki;
Düşman Aydın’ı işgal edince, küpelerini satarak tüfek alan ve Kuvvacı harekete katılan Çete Emir Ayşe’lerdir…
O kadınlar;
Kağnısıyla top mermisi taşırken, yolda soğuktan donarak ölen İnebolulu Şerife Bacıdır…
Düşman elini-kolunu sallayarak İstanbul’a girdiğinde, yaptığı etkili konuşmalarla toplumu ayağa kaldıran Halide Edip Adıvar’dır…
Onun sözünü ettiği kadınlar, Adanalı; Kamacı Fatma, Tayyar Rahime ve Yörük Emine, kılavuz Hatice ile Tarsuslu Adile Hala’dır…
Trakyalı Havva ile annesi Zehra anadır…
İzmirli Ayşe hanımla, Manisalı Nezahat onbaşıdır…
Kastamonulu Halime Çavuş ile Domaniçli Habibe ve Giresunlu İğneli Pembe kadındır…
Mustafa kemal Atatürk’ün; “Sen yerlerde değil, omuzlarda yükselmeye laiksin” dediği kadınlar;
Antep’te Fransızlara karşı savaşan Antepli Yirik Fatma’dır…
Doğu cephesinde yer almış Süreyya Sülün Hanımdır…
Bitlis Defterdarının hanımıdır…
Besim kızı Şükriye ile Hacı Osman kızı Fatma ve Ali kızı Alime..
Veli onbaşının kızı Ayşe…
Musa kızı, molla İbrahim ve Molla Hasan’ın kızı Fatma’lardır…
Ki, bu kadınlar; ülkelerinin bağımsızlığa kavuşması için erkeği ile birlikte cepheden-cepheye koşan kadınlardır…
O kadınlar; kendilerinden sonra ‘yaşayacak olanlar’ daha iyi yaşasın diye kendilerini bile-bile ölümün üstüne yürüyen kadınlardır…
O kadınlar ki; emperyalist işgal güçlerini yurtlarından kovduktan sonra -Atatürk’ün öncülüğünde- Cumhuriyetin harcını da karan kadınlardır…
*** *** ***
Ve yıl 29 Ekim 1923;
Cumhuriyet kurulmuştur.
Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte eskiler unutulmuştur!
Ve başlamıştır yepyeni bir yolculuk;
Öncelikle Eğitim ve öğretimde birlik sağlanmıştır.
Kılık-kıyafet ve şapka devrimleri…
Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik…
Medeni Kanun çıkarılmış….
Ardından reformlar ve yenilikler birbirini izlemeye başlamış;
Türk Ceza Kanunun…
Türk Kadının Medeni ve Siyasi Haklarına kavuşması kanunu…
Ki; Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türk Kadınlarına laik gördüğü “seçme ve seçilme” hakları verildiği tarihlerde, Avrupa’nın birçok ülkesinde ‘kadın haklarının’ esamesi okunmuyordu…
Örneğin; Türk Kadınları 1934 yılında siyasi haklarına kavuşmuş.
Fransa 1944
Bulgaristan 1944
İtalya’da 1945
Sırbistan 1946
Yunanistan’da 1952
İsviçre’de ise 1971
Kısacası; Asya ve Doğu bloku ülkelerinde ise daha çok sonraları kadınlara seçme ve seçilme hakları verilmiştir…
1934 yılında TBMM’sine seçilen kadınlarımıza gelince isimleri ve temsil ettikleri iller ise şöyledir;
Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar)
Hatı (Satı) Çırpan (Ankara)
Türkan Örs Baştuğ (Antalya)
Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir)
Şekibe İnsel (Bursa)
Hatice Özgener (Çankırı)
Huriye Öniz Baha (Diyarbakır)
Fatma Memik (Edirne)
Nakiye Elgün (Erzurum)
Fakihe Öymen (İstanbul)
Ferruh Güpgüp (Kayseri)
Morova Aydilek (Konya)
Meliha Ulaş (Samsun)
Esma Nayman (Seyhan)
Mihri Bektaş (Malatya)
Sabiha Görkey (Sivas)
Seniha Hızal (Trabzon)
Benal Nevzat İstar (İzmir)
*** **** ****
Yıl 2018 ve Cumhuriyetin 95. yılını kutluyoruz…
Şunun şurasında 100’üncü yaşına beş yıl kalmış…
Bakalım 100’üncü yılını nasıl kutlayacağız?
Yani demem o ki; yapılacak olan olimpiyatlara 4-5 yıl önceden hazırlanılıyor….
Cumhuriyetin 100’üncü yaşına basmasına şunun-şurasında bir şey kalmamış ama henüz bizde bir hazırlık ve kıpırtı yok…
Kim bilir, belki bundan sonra ‘cumhuriyetin 100’üncü yılını’ en görkemli şekilde kutlamak için hazırlıklar yapılmaya başlanır…
Veya başlanacaktır…
İyi bayramlar dileğimle;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Bu ülkenin özgürlüğüne katkı yapanları sakın unutmayın…
Yani unutmayalım…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?