Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
KUSURA BAKMA CANCAĞIZIM VERDİĞİMİZİ ALMAMIZ LAZIM
  • 0
  • 159
  • 04 Ocak 2021 Pazartesi
  • +
  • -

Efendim!…

Anlamadım…

Neyi emanet ettiniz de geri almanız lazım?

A, aa, aaa!

Seni gidi seniiii!…

Seni gidi hınzır seni!…

Nasılda anlamamış gibi davranıyor…

Bırak şakayı da, sana dört gün önce verdiğimiz emaneti geri ver…

Şeyyy!

Vallahi anlamadım hangi emanetten bahsettiğinizi…

Tövbe şart olsun anlamadım…

Nasıl anlamazsın birader;

Sana ‘yeni yıla’ iki gün kala ‘askeri ücretlerinize’ ve maaşlarınıza üç kuruşluk zam yapmıştık ya…

İşte onları geri istiyoruz…

Ve hem de hiç vakit kaybetmeden…

Üstelik bizim verdiğimizi ikiye, üçe, dörde katlayarak vermelisiniz…

Ama sizin maaşlarımıza yaptığınız üç kuruşluk zamlı ücret daha cebimize girmedi ki….

Vermeden niye geri istiyorsunuz ki?

Üstelik, sadece vermeyi taahhüt ettiğiniz üç kuruşluk zammı geri isteseniz amenna…

Birde utanmadan vermek istediğinizi üçe-dörde katlayarak geri istiyorsunuz, ayıp değil mi?

Anlasa be kardeşim…

Durum çok kötü çoook!…

Niye?

N’oldu ki?

Bak, birde soruyor daha ”ne oldu ki’ diye…

Ne olacağı var mı benim canım kardeşim;

“Yap-İşlet-Devret” yöntemiyle yaptırdığımız ‘köprülerden’ şu kadar araba geçer diye garanti verdik” geçmedi…

Eeee!

Geçmediyse geçmedi…

Bana ne bundan…

Üstelik benim arabamda yok…

Hem olsa da, o sözünü ettiğiniz köprülerin üzerinden ben kendi arabamla bir kere olsun geçmedim ki…

A, aa, aaa!

Söylediği şeye bak…

Hiç bana ne olur mu, canım kardeşim!

Hiç olur mu benim bir tanem!…

Neydi parolamız;

Anca beraber, kanca beraber…

Aynı gemide değil miyiz elhamdülillah!

Boğulsak da, hep birlikte boğulacağız!

Bunda anlaşılmayacak bir şey yok ki;

Tasada da, kıvançta da…

İyi günde de, kötü günde de hep birlikte olacağız…

Yani;

Bugün ben sana bir verdimse…

Bir gün sonra sen bana iki vereceksin…

Ve bu devinim, bu devran böyle sürüp gidecek!

Öyle değil mi ama?

İnsan hiç; “yaktığım elektriğe şu kadar zam geldi”

Kullandığım doğalgaza bu kadar zam geldi diye şikayet eder mi?

Üstelik tükettiğiniz elektriğe yapılan yüzde-6’lık zamla hemencecik batacak haliniz yok ya!…

Doğalgazınıza yaptığımız yüzde-26’lık zamla hemen dünyanın yıkılacak hali yok ya!..

Üstelik sizlerden ‘zam’ yöntemiyle topladığımız bu paracıkları ‘har vurup-harmanda’ savurmuyoruz…

Yani;

Sizlerden topladığımız bu paraları;

Köprülerden geçmeyen arabaların….

Yeni yapılan Hava-Alanlarına inmeyen uçakların…

Binilmeyen hızlı trenlerin…

Denizin altında geçilmeyen tünellerin -döviz kurundan- paralarını ödemek zorundayız…

Hem de öyle az-buzda değil…

Milyarlarca para ödeniyor, halkın yanından bile geçemediği, adını bile bilmediği bu tesisleri inşa eden patronlara…

Neymiş efendim;

Yeni yılın daha 2. gününde elektriğe yüzde bilmem kaç zam yapılmış…

Doğalgaz şu fiyata çıkarılmış…

Benzine, mazota yapılacak zam sıradaymış…

Emlak vergisi ve motorlu taşıt vergisi yukarı çıkarılmış…

Neymiş efendim;

Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan Osmangazi Köprüsünden geçiş ücretleri yüzde-25.1 oranında zam yapılmış…

Ve bu Osmangazi köprüsünden ‘geçiş ücretlerine’ yapılan zammın hesap analizini sizinle birlikte yapalım ister misiniz?

Yok, yok…

Öyle, cebir-geometri ve kosinüs-sinüs üzerinden hesap yapmanıza gerek yok…

Benim gibi, toplama-çıkarma yapmanız yeterde artar bile…

Örneğin;

Osmangazi köprüsünden geçerek, kendi özel otomobilinizle geze-toza İstanbul’dan-İzmir’e gereceğimizi düşünelim…

Osmangazi köprüsünden karşı tarafa geçmek için (yapılan son zamlara göre) 147.50 TL ödüyorsunuz…

Bu köprüden değil de, İzmit körfezini dolaşarak (yol biraz uzamış olsa da) geze-toza gidiyorsunuz…

Ve yakıt olarak sadece 204 TL gibi bir ücret ödüyorsunuz…

“Yok, bu da bana çok pahalıya patlıyor…”

“Üstelik çokta zaman kaybı oluyor” diye düşünüyorsanız eğer…

Uçak fiyatları da, Osmangazi köprüsü geçiş fiyatlarıyla ayni…

Yani;

Otomobilinizle, Osmangazi köprüsünden geçmek için 147.50 TL ödüyorsunuz…

Uçakla giderseniz, hem zaman kaybınız olmuyor ve hem de 149 TL ödüyorsunuz…

Yani, arada sadece 150 kuruş bir fark var…

“Kamyonla geçersek, kaç lira ödememiz gerekir” diye mi soruyorsunuz?

Onu da söyleyelim;

Yapılan son zamlarla 371.50 TL ödüyorsunuz…

“Oha!” dediğinizi duyar gibiyim…

Duyar gibiyim, duyar gibisine de….

E, bu zamları ben yapmıyorum ki canım kardeşim…

Madem ‘oha!” dedin…

Dur ‘tır geçiş ücretini’ de söyleyeyim de, bakalım buna nasıl bir tepki göstereceksen?

Yapılan son zamlarla, bir TIR Osmangazi köprüsünden 468.50TL ödeyerek geçiyor…

“Cüüşşş!” dersin ya…

Her neyse…

Konuyu yavaş yavaş toparlayalım…

Ve adam gibi bir sonuca bağlayalım…

Borç yiyen, kesesinden yer…

Borçlanılan kişi, gün gelir yolunu keser…

Yani öyle söylenildiği gibi;

Her koyun kendi bacağından asılmaz…

Bacağından asılan koyun bir gün kokmaya başlayınca;

Ve o koku etrafa yayılınca…

Herkes o kokudan üzerine düşen nasibi alır!…

Ne dersiniz?

Sohbetimizi ‘soruyla-yorumu’ iç-içe geçirerek bitirelim mi;

“Bu işin sonu nereye varacak?”

Yani;

Sürekli ‘borç yiğidin kamçısı mı’ olacak?

Yoksa;

Bu ‘tüketici’ yolculuğa bir an önce son verip, ne zaman ‘üretici’ bir toplum yaratılacak?

Yani;

Bu toplum el-aleme ‘avuç açmaktan’ ve sürekli ‘borçlu yaşamaktan’ ne zaman kurtulacak?

Ve daha kestirme ve daha anlaşılır bir biçimde söyleyecek olursak;

Bu toplum, bu sömürü ve talan düzeninden ne zaman kurtulacak?

Bunun üzerinde düşünmenin hala zamanı gelmedi mi?

Hani 2021 yılına en iyi temennilerle ve yepyeni umutlarla girmiştik.

Yani, bu toplum birlikte düşünmek için daha neyi bekliyor?

Kendisini kurtaracak ilahi bir güç mü bekliyor?

Yoksa tılsımlı bir elin onları gelip kurtaracağı günümü bekliyor?

Buyurun…

Şimdi söz sırası sizin…

Özgür bir birey olarak;

Söyleyeceklerinizi sizde söyleyiniz…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM