KUTLANAN ÖĞRETMEN GÜNLERİ BİZDE ÖĞRETMENLERİN DEĞERİ

KUTLANAN ÖĞRETMEN GÜNLERİ BİZDE ÖĞRETMENLERİN DEĞERİ

Bugünkü sohbetimizin üst-başlığı:
“5 ekim Dünya Öğretmenler Günü” olacaktı aslında…
Fakat ben bilerek böyle bir ‘üst-başlık’ kullandım…
Çünkü ‘5 Ekim Dünya Öğretmenler Günüyle’ birlikte bizim kendi ülkemizde farklı-farklı tarihlerde kutladığımız üç tane daha ‘Öğretmenler Günümüz’ var…
(bilenler biliyor da, bilmeyenler için söyleyecek olursak;)
Taa 1848 yılından kalma ’16 Mart Öğretmenler Günü’ kutlamamız var…
Köy Enstitülerinin kuruluş tarihi olan 17 Nisan tarihini unutmamak için kutlanan ‘Öğretmen Günümüz’ var…
1980 Darbecilerinin (Atatürk’ü çok sevdiklerinden değil) o büyük insanın 24 Kasım 1928 tarihinde ‘yazı tahtasının’ başına geçtiği günü ‘Öğretmenler Günü’ olarak ilan ettikleri ‘öğretmenler günü’ var…
Eh, birde buna ilave olarak ‘5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’ var…
Al sana yılda 4 tane öğretmenler günü…
Seç-seç içinden hangisini kutlayacaksan kutla!
Ancak burada bir parantez açarak söylemek isterim ki;
(Ben hepsini de önemsiyorum ve kim hangi öğretmenler gününü kutlarsa-kutlasın alsa ve asla yadırgamıyorum. Hatta yılın 365 gününü de ‘öğretmenler günü’ ilan etseler; yinede keyif alıyorum)
Ancaaaaak!
Ancak; dünyanın diğer ülkelerindeki öğretmenlerinin durumu ve değeri nedir? onu pek bilemem ama;
Bizim ülkemizin öğretmenlerinin durumu ve değeri nedir?
Pür-melali nedir ve ne vaziyettedir?
Bunları düşünmeden de edemiyorum…
Ve mademki bugün; 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü…
O halde bilge insanlar ‘öğretmenleri’ nasıl tanımlamış,onların sözlerinine yer verelim sohbetimizin içinde…
Ve ilk olarak da Hazreti Ali’nin sözüyle başlayalım sohbetimize;
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.”
Öğretmenlere yakıştırılan bu benzeti güzel bir söz öyle değil mi?
Elbette güzel…
Ancak ben derim ki; hiçbir kimse öğretmenin köle’si olmasın…
Ama hiçbir egemen güçte öğretmenleri kapısında beslediği kendi köle’si sanmasın! (diyeceğim demesine ama….) diyemiyorum…
Çünkü günümüzde ve benim bu güzel ülkemde birçok öğretmen mesleğinin değerini yükseltmeyi değil;
Oturduğu koltuğu daha çok yukarılara yükseltmek için egemen güçlerin kulu-kölesi olmayı tercih ediyor…
Bu konuda yanıldığımı da sanmıyorum…
Mademki bugün; 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü…
O halde özgür düşüncelerinden dolayı baldıran zehri öldürülen Sokrat’ın öğretmenler için söylediği şu güzel sözü de paylaşalım;
“Dünyada her şeye değer biçmek mümkündür. Fakat öğretmenin eserine asla değer biçilmez.”
Ne dersiniz; bu güzel sözün üzerinde düşünmeye değer mi?
Bence değer…
Değer-değmesine de; acaba üzerinde düşünenler olur mu?
İşte orası biraz kuşkulu!
Şimdi burada ben kendi düşüncemi ifade etmek için desem ki;
“Benim ülkemde öğretmenin değer eskidenmiş”
“Hele-hele Atatürk döneminde ‘öğretmenlerin değeri’ her konuda mebusların bile önündeymiş” desem;
İnanın bana içinden ne kadar küfreden, hatta bu söylediklerime inanmayan ve biat ettiği efendilerine yaranmak çini abuk-sabuk saçmalıklarıyla öne çıkmak isteyen ne kadar insan vardır biliyor musunuz?
Hatta ve hatta (haklı olarak savunmak istediğim) öğretmenlerden ‘diş bileyenler’ bile vardır!
Yoksa namerdim!
Şimdi ben desem ki; “Bugün öğretmenlerin her türlü değerleri cami imamının çooook-çok gerilerinde” desem;
Beni ‘bir içim suda boğmak isteyen’ ne kadar insan ortaya çıkar biliyor musunuz?
Hatta belki inanmayacaksınız ama (efendisine şirin görünmek için) öğretmen unvanlılar bile bunun dedikodusunu yapar!…
Şimdi ben desem ki; “Bugün 400 bine yakın öğretmen atanma sırasını beklerken, derslere imamlar, müftüler ve tarikat reisleri vesaire giriyor” desem;
Efendilerinden rütbe ve bir ‘aferin’ almak için ne kadar yağdanlık ortaya çıkar hayal edebiliyor musunuz?
Bugün; 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü…
Benimde önemsediğim bu ‘öğretmenler gününü’ Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sevdiğim bir sözüyle sonlandırmak istiyorum;
“Öğretmenler!.. Cumhuriyet sizden; fikri hür, vicdanı hür nesiller ister.”
Ancak bu konuda ne kadar ‘özgür düşünceli’ insan yetiştirdik onu bilemiyorum…
Bildiğim tek şey; özgür düşünceli yetişenlerin ortadan kaldırılıp ve mahpushane damlarına tıkıldığı!
Bir şafak vakti dar-ağaçlarında asıldıkları!
Fikri ve vicdanı hür olanların; sürüm-sürüm süründürdükleri!
Kısacası; gün-yüzü gösterilmek istenmeyenler, özgür düşünceyi benimseyenlerdir!
Ve bütün bu olumlu ve olumsuzluklara rağmen;
“5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününde”
Yeryüzünde şu an fiilen iş-başında bulunan ‘beyin emekçisi’ olan ve emekten, özgürlükten yana olan eğitimcilerin…
Dünyanın neresinde olursa-/olsun; tüm emekli eğitimcilerin…
Bu zamana kadar kendilerini ‘kandil gibi tüketerek’ başkalarına ışık verip aydınlatan tüm aydınlık yüzlerin…
Ve çağının sorumluluğunu taşıyan tüm öğretmenlerin;
Bu anlamlı gününü yürekten kutlarım…
Mesleğini aşk ateşiyle seven tüm eğitim emekçilerinin;
“5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü” herkese kutlu olsun…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?