Kutsal Öğretmenlik Mesleği 24 Kasım

Kutsal Öğretmenlik Mesleği 24 Kasım

Cumhuriyet sizden “fikri hür vicdanı hür irfanı hür” nesiller ister. ( 25.081924, Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine.)

Öğretmen ne demek?

Öğretmen bir bilimi, bir sanatı, bir tekniği veya belli bir bilgiyi öğretmeyi kendisine meslek edinmiş kimselere öğretmen denir.

Yüce dinimiz İslam, ilme, ilim öğrenme ve öğretmeye büyük önem vermiştir. Zira ilim, sadece sahibine değil, insanlara ve tüm canlılara sayısız faydaları bulunan eşsiz bir hazinedir. Bundan dolayıdır ki, ilim sahipleri Kur’an-ı Kerim’de, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 39/9) buyrularak övülmüştür.

Kur’an’a ve Kur’an’ın başöğretmeni Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Hz. Peygamber’e inen ilk vahiy olup Peygamber’e ve onun şahsında tüm Müslümanlara okumayı emretmiş, onları kalemle yazmaya ve ilimde gelişip yetkinleşmeye teşvik etmiştir. İlk vahyin “oku” emriyle başlaması ve bu emrin iki defa tekrar edilmesi, okumanın ve ilmin dinde ve insan hayatında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Tıpkı başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk gibi, bütün bir hayatını daha güzele ve iyiye ulaşmak için değiştiren, sana birey olmayı öğreten, sahibi olduğun bir vatan emanet eden, içindeki gücü dışarı çıkarman için her şeyi hazır eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi…

“Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.”

Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır.

Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fenne, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir…

Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

Ülkemizde mesleklerin içinde en önemli olan mesleklerden biride öğretmenlik mesleğidir. Öğretmenlik gerek ülkemizde, gerek ise dünya ülkelerinde onur duyulacak kutsal mesleklerdendir.

Öğretmenlik gerek Cumhuriyetin ilk yıllarında, gerekse içinde yaşadığımız çağda gururlu ve şerefli meslekler içinde yer alır.

Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum özdeyişin anlamı nedir

Öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Hz. Ali’nin bir sözüdür.

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” Hz. Ali, bu kısacık cümlesinde, dağlar kadar, denizler kadar anlam yüklerken, aslında İslam’ın nasıl bir ortamda doğduğunu; Bu dinin, eğitime ne kadar büyük önem verdiğini anlatıyor.

İslam öncesi yaşanan köleliğin, insanlığın yaşadığı yüz karası bir dönem, kaldırmasının da bir o kadar zor olduğunu anlatırken, bir harf için köle olmayı düşünen bir Halifenin ne anlatmak istediğini varın, siz düşünün.

Bir harf için 40 yıl diyen bir Halife, çarpı alfabedeki harf sayısı kadar kölelik vurgusu yaparken, “Bilimin köleliği” ne talip olmakla Kur’an’ın bilime, eğitime verdiği değeri de göstermektedir.

24 Kasım, 1928 yılında Latin harflerinin 1 Kasım 1928 tarihinde kabulünün ardından Millet Mekteplerinin açılmış ve okuma yazma seferberliği başlatılmıştır.

O gün sadece Millet Mektepleri açılmamış ayrıca Mustafa Kemal Atatürk Başöğretmen olarak kabul edilmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren eğitim ve öğretime büyük önem verilmiş ve Türkiye’de üç eğitmen okulları açılmış, 17 Nisan 1940’ da Eğitmen Okulları kaldırılarak yerine 5 yıllık Köy Enstitüleri kurulmuş,

Daha sonra günün siyasi şartları ve gelişmeleri sonucunda köy enstitüleri kapatılarak öğretmen okulları ve eğitim enstitüleri açılmış, bu okullardan da çok sayıda öğretmen yetişmiş, bazıları emekli olmuş, bazıları da halen eğitim ordusunda görev yapmaktadırlar.

Mustafa Kemal Atatürk öğretmenlere hitaben yaptığı bir konuşmasında: “Arkadaşlar, yeni Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askerlik, siyaset ve yönetim alanlarındaki devrimler, sizin; sayın öğretmenler, sizin toplumda ve düşünce yaşamınızda yapacağınız devrimlerdeki başarınızla gerçekleşecektir. Hiçbir zaman unutmayın ki, Cumhuriyet sizden “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister.” Diyerek öğretmenlere verdiği önemi belirtmiştir.

Elbette yine de öğretmenlerimiz saygı gören mesleklerden biridir. Büyük önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK Cumhuriyet kurduktan (1930) yılarda Öğretmenlerin soruları üzerine konuşurken, Öğretmenlerin özlük ve ekonomik soruları, ücretleri sorulurken, zamanın Milli Eğitim Bakanlığına şu talimatı verir. <<Öğretmen maaşları, Milletvekilleriyle aynı olmalıdır?>> diyerek talimatlar vermiştir. Ne yazık ki bugün ise maalesef öğretmen maaşları istenilen seviyede değildir.

KUTSAL öğretmenlik mesleğini sadece bir güne sığdırmak mümkün değildir.

Ülkemizin geleceğine nur ışıkları yaymak istiyorsak, çocuklarımızın yarının umudu öğretmenler geleceğimizin mimarlarıdır. Eğer samimiysek onlara hak ettikleri maaşı, ücretleri verelim. Hak ettikleri değeri ve saygıyı gösterelim.

Eflatun’un; “Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir.

Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir”

Sözünde de belirttiği gibi barışı sağlamak, insan vücudundaki ruh ve güzelliği ortaya çıkarmak, ülkesine ve milletine yararlı öğrenciler çıkarmak amacına hizmet eden;  görevde bulunan, emekli olan ve vefat eden tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.

Oku! İnsana bilmediklerini Belleten, kalemle yazmayı Öğreten Rabbin,

En Büyük kerem sahibidir… ”

Hz. Peygamber (s.a.s.) de bir öğretmendi. Efendimiz (s.a.s.) bunu bizzat kendisi şöyle ifade buyurmuştur: “Ben, ancak bir muallim olarak gönderildim.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?