LONDRA’DA YAŞAYAN TÜRK YAPTI

LONDRA’DA YAŞAYAN TÜRK YAPTI

TÜRK olmaktan her zaman gurur duymakla ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım. Devletin yapması gereken Ülkemizin haklı davasını Ülkemizin vatandaşı olmasa da savunan ve YUNANA haddini bildiren vatan sevdalımız… 1944 Kıbrıs doğumlu Avustralya vatandaşı, Avrupa Kamuoyunda “TURANCI lider” olarak biliniyor. Uzun yıllar Avustralya da hâkim olarak çalışan GÜRPINARIN Londra’da hukuk bürosu var. Birçok Ülke adına Uluslararası arabuluculuk statüsüne sahip ve bu konumu nedeni ile Uluslararası kurumlarca tanınır. GÜRPINAR Avustralya’da yaşadığı dönemde Avustralya Türk toplumunun ve diğer Türk soyundan gelen toplumların başkanlığını yapmış, Uluslararası hukuk uzmanı. İngiltere’de yaşayan Türk hukukçu Kemal GÜRPINAR, Ege Denizi ve adalarda “Yunan oyununu bozmak amacıyla Yunanistan’a adaları tahliye etmesi için nota verdi!
GÜRPINAR, Yunanistan’a “Nota” vermesinin nedenini ise şöyle açıklıyor; “’Birleşmiş Milletler Antlaşması, BM Teşkilatına Uluslararası anlaşmazlıklara hakemlik ve hukuki antlaşmalar (Madde 33) çerçevesinde barışçıl çözümler bulma ve Uluslararası hukukun gelişimini ve tedvinini destekleme (Madde 13) görevi vermiştir. Yıllar boyunca, Birleşmiş Milletler 500’den fazla çok taraflı anlaşmanın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Söz konusu anlaşmalar Ülkeler arasında geniş ortak yaklaşıma işaret etmekte ve anlaşmaları ihlal eden Ülkelere yasal kısıtlamalar getirebilmektedir. Yunanistan’ın Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milletine ait adaları oldu, bitti ile işgal ederek bir tür olumsuz sahiplenme teşebbüsü ile Birleşmiş Milletlerin görev alanına girmektedir. Verdiğim nota, Yunanlıların ‘olumsuz sahiplenme’ deki 12 yıl süresini de hukuki olarak bozmuştur. Olumsuz Sahiplenmedeki herhangi bir mülkiyete, 12 yıl içerisinde itiraz edilmediği takdirde 12 yıl sonra karşı çıkıldığı takdirde sahiplenenin lehine sonuçlanmaktadır.
Neden böyle yaptığını ise Gürpınar şöyle açıkladı: “Ben Notayı sadece Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine vermedim. Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanlığın ve Yunanistan Savunma Bakanlığına da verdim. Amacım ‘3. Dünya Savaşı’nın önüne geçmektir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği ile Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanlığı’ndan 3. Dünya savaşının önlenmesini istedim. Ancak Yunanistan Savunma Bakanlığı’na Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milletine ait işgal ettiği adaları bir an önce boşaltmasını, bu adalardaki asker ve sivilleri tahliye istemesini istedim.”  Türkiye ve Yunanistan arasında deniz sınırının henüz bir anlaşmayla belirlenmediği buna rağmen Yunanistan Ege Denizin de bulunan 18 adayı uluslararası anlaşmalara aykırı olarak işgal etti ve askeri tahkimatta bulundu, Yunanistan işgal ettiği 17 adayı ise şöyle sıralaya biliriz.  “KOYUN,  HURŞİT,  FORMOZ,  EŞEK, NERGİZCİK, BULAMAÇ, KALOLİMNOZ, KEÇİ, SAKARCILAR, KOÇBABA, ARDACIK, GAVDOS, DHİA, DİONİSADES, GAİDHOURONİSİ, KOUFONİSİ, VENEDİK kayalıkları”. Ege Denizi’nde Yunanistan tarafından işgal edilen 18’inci ada, MARATHİ Adası’nın,1933’te Türk Hükümetince Milletler Cemiyeti’ne başvuruda bulunularak “Türk Adası” olarak ve ismen tescil ettirildiğinin de ortaya çıkmış olduğunu belirten GÜRPINAR, bu konuda şunları kaydetti. “Oysa şu anda, hem Türkiye hem de Yunanistan karasularının Ege Denizin deki genişliği 6 deniz milidir.
“Yunanistan’ın sebep olduğu Ege sorunlarının başında 1923 Lozan Antlaşması, 1947 Paris Antlaşması ve konuya ilişkin diğer uluslararası belgeler çerçevesinde Doğu Ege Adaları’nın silahsızlandırılmış statüsü gelmektedir” diyen GÜRPINAR, “Yunanistan bu anlaşmaları hiçe sayarak işgal ettiği adaları silahlandırmaktadır” dedi.                                    Yıllardır Türkiye’nin çeşitli karşı çıkışlarına rağmen sürdürülen Yunanistan Karasularının 12 deniz miline çıkarılması tartışmasına da değinen GÜRPINAR, bunun sonucunda Ege Denizi’ndeki çıkar dengelerinin de Türkiye aleyhine orantısız bir şekilde değişeceğini vurguladı. Gürpınar bu konuda şunları ifade etti: “Şu anda, sahip olduğu birçok ada sebebiyle, Yunanistan’ın karasuları Ege Denizi’nin yüzde 40’ını oluşturmaktadır. Karasularının 12 deniz miline çıkarılması durumunda bu oran yüzde 70’e yükselmektedir. Bu durumda Türkiye’nin açık deniz büyüklüğü yüzde 51’den yüzde 19’a düşerken, Türkiye’nin karasuları da Ege Denizi’nin yüzde 10’undan daha az kalmaktadır. Ege’de Türkiye ve Yunanistan’a ait kıta sahanlığının sınırları henüz belirlenmemiştir. Şu anda ne Türkiye ne de Yunanistan Ege’de 6 deniz mili mesafesindeki karasularının ötesinde, sınırlandırılmış bir deniz yetki alanına sahip değildir.
Dışişleri Kaynaklarının belirtiğine göre Ege’ye ilişkin bir başka temel sorun, bazı coğrafi Formasyonların yasal statüsüne ilişkindir. Ege sorunlarının dördüncüsü, Yunanistan’ın uluslararası hukuka aykırı olarak ulusal hava sahasının 10 deniz mili genişliğinde olduğunu iddia etmesi ve Uçuş Bilgi Bölgesi (FIR) sorumluluğunu istismar etmesidir. Ege sorunlarının beşinci kategorisi Arama Kurtarma (SAR) Faaliyetleriyle ilgilidir. Türkiye tüm sorunların bir bütün olarak ele alınması gerektiğine inanmaktadır ve Ege sorunlarının Uluslararası Hukuka uygun olarak barışçıl yöntemlerle çözülmesi için çalışmaktadır.” Bir sonraki aşamada konuyu Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne (LCIA) taşıyacağını belirten GÜRPINAR; bu mahkemenin herhangi bir yaptırımının olup olma-yacağı şeklindeki soruyu ise Yunanistan ve Türkiye’nin de bağlı olduğu an-laşma ile bu mahkemenin kararlarının uygulandığını belirterek, LCIA mil-letlerarası bir tahkim kurumu olduğunun altını çizdi. Kendisinin kamuo-yunda TURANCI Lider olarak tanındığını belirten Kemal GÜRPINAR, amaç-larının Türk Hükümeti ve devlet politikaları dâhilin de kan dökülmeden adaların Yunanistan işgalinden kurtarmak olduğunu belirtti. YORUMSUZ…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?