Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
M. KEMAL ATATÜRK YAŞASAYDI  VEYA’DA İLKELERİNE UYULSAYDI 
  • 0
  • 202
  • 15 Haziran 2021 Salı
  • +
  • -

Yemin-billah olsun;

Şu an dünyanın ‘lideri’ biz olurduk…

Ve bizler el-alemin peşinden değil;

Günümüzün süper güçlerini peşimizden koştururduk…

Hey gidi Mustafa Kemal Atatürk hey!

Bundan yüz yıl önce;

Önce emperyalist işgal güçlerini bu topraklardan kovmuşsun…

Sonra da yok olmaya yüz-tutan bir imparatorluğun küllerinden yeni bir ülke kurmuşsun…

Ve hızını kesmeden yola koyulmuşsun;

Bir yandan çağ-dışı kör gelenekleri ortadan kaldırmışsın…

Bir yandan da çağa ve bilime uygun ‘yenilikleri’ uygulama alanına taşımışsın…

En önemlisi de;

Yabancıların ellerinde ve tekelinde bulunan ‘devlet demiryollarını’ bir-şekilde geri satın alarak millileştirmişsin…

Yetmedi;

On yıllık bir süre içerisinde ülkenin dört-bir yanına binlerce kilometre demiryolu da sen ilave etmişsin…

Cumhuriyeti kurduktan sonra 15 yıllık yaşam diliminin içine;

Bu ülkeye 46 fabrika kurmuşsun…

El-aleme avuç açmamak için modern tarımın öncüsü olmuşsun…

Çorak arazilerin üzerine çiftlikler ve ormanlar kurmuşsun…

Vesaire, vesaire…

Ve yine en önemlisi de;

Toprakaltı ve toprak-üstü madensel zenginliklerimizi kendimizin çıkarması için de; 14 Haziran 1935 yılında kısa adı (MTA) olan Maden Tetkik Arama Enstitüsünü kurdurmuşsun…

Kurdurmuşsun ki;

Doğamızı ve yaşam alanlarımıza zarar vermeden kendi ‘altınımızı, gümüşümüzü, bakırımızı, kurşunumuzu ve kısa bilumum değerli madenlerimizi biz kendimiz çıkaralım…

Kendimiz çıkaralım ki;

Kendi toprağımızda ‘küresel sermaye güçlerine’ yüzde-1 ile 15 arasında değişen küçük bir gelir için komisyonculuk yapmayalım…

Ve en önemlisi de;

“Cennet” diye tarif ettiğimiz doğamızı üç-beş kişinin çıkarları için talan yaptırmayalım…

Ortadan kaldırtmayalım…

Birde şunu çok merak ediyorum…

Ve “acaba” diyorum;

“Kaz dağları başta olmak üzere, ege bölgesinin bütün dağları-taşları yok edilirken…”

“Karadeniz bölgesi baştan-başa özel maden arama şirketlerine teslim edilmişken…”

“Ve doğanın yok oluşuna Marmara denizi salya-sümük ağlarken!”

Acaba diyorum;

Bu ‘yok’ oluşa aramızda hala inanmayanlar var mı?

Salt, siyaset efendisinin gözüne girmek için;

“Yok daha neler!” diyerek gırgıra alan ve aramızda dolaşanlar var mıdır?

Doğrusu en çok bunu merak ediyorum…

Ve bu merakımı;

“Acaba Mustafa Kemal Atatürk yaşasaydı….

Veya da ilkelerine sadık kalınsaydı.”

Yani;

“Talan ekonomisine geçilmeseydi de ‘devletçilik’ ilkesi harfiyen uygulansaydı.”

Acaba yine doğamız bu kadar tahrip edilir miydi?

Güzelim doğamızın altı-üstüne getirilir miydi?

Aaahh, ah!

Nasıl anlatmalı, ne söylemeli bilmem ki!?

Daha doğrusu bu sohbeti şimdi nasıl bitirmeli?

Durun, aklıma geldi…

En iyisi bizim kuşağın geçmişte çok severek söylediği şu türkünün sözleriyle bitirelim;

“Madenimiz yabancılar işletmiş,

Yüzde-altmış beşi yankeye gitmiş.

Suçumuz; bağımsız ülke demekmiş,

Niye üzülelim, niye susalım…

Yurdu yabancıya biz satmadık ki,

Doğru söyledik, yoldan sapmadık ki,

Niye üzülelim, niye susalım.”

Son söz;

Türkünün sözlerinde geçen “yüzde altmış beşi” sözü bundan elli küsur yıl öncenin durumunu anlatıyordu…

Bugün ise bazı madenlerde yüzde-doksanı…

Ve ‘altın madeni’ gibi madenlerinse yüzde-99’u Yanke’ye gidiyor.

Buyurun…

Şimdi söz sırası sizin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM