Maltepe Mitingi üzerine bir analiz

Maltepe Mitingi üzerine bir analiz

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’dan 15 Haziran günü başlattığı Adalet Yürüyüşünü, 9 Temmuz Maltepe Mitingi ile bitirdi.

Adalet Yürüyüşünü eleştiren çeşitli kesimler oldu.

İktidar eleştirdi.

Başbakan, “Neden yürüyorlar hızlı trene binsinler” diyerek yürüyüşü dalgaya aldı!

Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfekçi, “Biz yollar yapıyoruz, millet için yapıyoruz. Teröristler yürüsün diye değil” dedi.

Yürüyüşçülere ‘terörist’ imasında bulundu.

MHP’den de yürüyüşe eleştiriler geldi. Twitter üzerinden, “Adalet Ankara ile İstanbul arasında değildir” dedi.

“CHP’nin karanlığa doğru adım atmasına PKK destek vermektedir, FETÖ omuz vermektedir, Türk düşmanları el vermektedir. Millet ise yoktur” dedi…

Benzer eleştiriler AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da geldi.

Zaten günümüzde her muhalif hareket için benzer suçlamalar yapılıyor!

Bu yaftalama Adalet Yürüyüşü içinde yapıldı.

Vatan Partisi lideri Perinçek’de eleştirdi. “Ben kefilim adalete güvenebiliriz” dedi.

“Bu yürüyüş CHP’nin bonzaisidir” dedi…

Referandum gezilerine katılan ve “hayır” çalışması yapan önceki dönem İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ’da yürüyüşü eleştirdi.

“Ben bu ülkenin bölünmez bütünlüğüyle sorunu olanlarla, Cumhuriyetle ve Atatürk’le sorunu olanlarla, emperyalizmin işbirlikçiliğini yapanlarla yürümem” dedi.

AKP içinden, MHP içinden ve Vatan Partisi içinden yürüyüşe destek verenler olduğu gibi, CHP içinden yürüyüşe eleştiri getirenlerde oldu.

CHP dışından da yürüyüşe çeşitli partilerden, sendikalardan ve sivil toplum örgütlerinden destek geldi.

Yürüyüşte boy göstermesi eleştiri konusu olanlarda oldu.

Bazı “yetmez ama evetçi” isimler bunlar arasındadır.

Yürüyüşün 19. Günü destek amaçlı yürüyüşe katılan ve bir süre yürüyen HDP vekilleri de…

***

Yürüyüş ‘kervan yolda düzülür’ mantığı ile gerçekleşti. Yol boyunca aksaklıklara karşı önlemler alındı.

Bazı provakatif tepkilere karşı alınan 12 maddelik Adalet Yürüyüşü Genelgesi buna örnektir.

CHP’li bazı belediyeler yürüyüşe ciddi destek verdiler.

Özellikle yol boyunca ve molalarda yürüyüşçülerin ihtiyaçlarını karşılamak için çaba harcadılar.

25 günlük yürüyüş giderek artan bir destekle başarı ile sonuçlandı.

İstanbul girişinde karşılanma son derece görkemliydi.

Yürüyüşçüler 9 Temmuz günü ülkenin çeşitli illerinden gelen katılımcılar ile Maltepe’de buluştular.

O gün dünya tarihinin en uzun siyasi yürüyüşü son bulmuştur.

Ve ülkemizin en kalabalık mitingi yapılmıştır.

Bu iki özelliği ile Adalet Yürüyüşü ve Maltepe Mitingi Guinness Rekorlar Kitabına girmiştir.

Yabancı basın katılımcı sayısını 3 milyon olarak duyurmuştur.

Fakat katılımcı sayısı konusunda ilk açıklama twitter üzerinden Melih Gökçek tarafından yapıldı.

Bu sayı, gece yarısı İstanbul Valisinin basın açıklamasına da yansıdı!

Nasıl hesap yaptılar ise bu ikili katılımcı sayısını 175 bin olarak açıkladılar.

Katılımı az gösterip, mitingi etkisizleştirmek ve başarısız oldu havası yaymak için bilerek hesap hatası yaptılar.

İşin ilginci yandaş kanalların kameraları miting günü öğleye doğru gelip alanda çekim yaptılar. Sonra da bu çekimle katılımın az olduğunu, mitingin ‘fiyasko’ olduğunu haber yapabildiler.

TRT ise mitingi hepten yok saydı!.

Talimatla katılımcı sayısı açıklama, talimatla mitingi görmezden gelme örneklerini gördük.

***

İstanbul mitinge ciddi destek verdi. Daha sonra en büyük desteği İzmir verdi. Yine Ankara, Adana, Antalya, Aydın, Eskişehir, Bursa, Balıkesir, Manisa, Tekirdağ, Kocaeli, Hatay ve Mersin illerinden ciddi katılımlar oldu.

Balıkesir Edremit ve Adana Seyhan ilçelerinin katılımları da övgüye değerdi.

19 ilden mitinge otobüs kalkmadı. Bu illerden katılımcılar bireysel olarak geldiler.

Doğu ve Güneydoğu illeri dışında en zayıf katılım Doğu Karadeniz illerinden oldu. Artvin ve Gümüşhane’den otobüs kalkmadı.

Rize ve Trabzon’dan bir otobüs, Giresun’dan iki otobüs, Ordu’dan dört otobüs ve Samsun’dan yedi otobüs mitinge yolcu taşıdı.

Trabzon’dan bir, Giresun’dan iki otobüsün kaldırılmasının nedenleri üzerinde durulması gereken bir konudur.

Hele ilimizden gitmesi gereken bazı isimlerin ortalıkta görülmemesi de düşündürücüdür!

***

Miting için Maltepe’ye gelen katılımcıların önemli bir kısmı sıcak nedeniyle alana girmek yerine ya çevredeki ağaçların altından miting konuşmasını dinlediler. Ya da yakın cafelerde TV’lerden izlediler.

Alanda mitinge katılanlar, orada bulunan yetkililer tarafından 2.650 bin olarak açıklandı. Alan dışındakilerle birlikte sayı 3 milyona ulaşıyordu.

Katılımcı sayısı önemlidir ama miting konuşmasının içeriği ve etkisi çok daha önemlidir.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının son bölümünde açıkladığı 10 maddelik manifesto, sanırım bundan sonrası için yol haritası olacaktır.

Bu 10 maddenin önemli talepleri şunlardır.

1-)FETÖ’ nün siyasi ayağı ortaya çıkarılsın.

2-) Sivil darbeye dönüşen OHAL kaldırılsın ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun yeniden tesis edilsin.

3-) Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlansın. Adil yargılanma hakkı eksiksiz uygulansın.

4-) OHAL mağduriyetleri giderilsin. FETÖ ile bağlantısı olmayan, sırf muhalif oldukları için haklarından mahrum bırakılan akademisyen ve diğer kamu görevlilerinin hakları iade edilsin.

5-) Sadece mesleklerini yaptığı için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılsın. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılsın.

6-) OHAL şartlarında gerçekleştirilen anayasa değişikliği gayrimeşrudur.

7-) Kamuda liyakat esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmelidir.

😎 Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara son verilmelidir.

9-) Adalet uluslararası ilişkilere hâkim olmalıdır.

10-) Türkiye coğrafyasındaki tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır.

***

Bu yürüyüş ve miting ile açıklana manifesto Türk siyaseti için önemlidir. Bundan sonra bunun etkilerini göreceğiz.

Sanırım iktidar 3 milyon kişinin ortak sesine kayıtsız kalamaz. Kalmamalıdır!

Bu arada bir gözlemimi de ifade edeyim.

CHP, bu manifesto ile sosyal demokrat bir parti olma amacını ortaya koymuştur.

İdeolojik olarak SODEP ve SHP çizgisine daha net olarak yöneldiği söylenebilir.

Bu yöneliş bakalım ne gibi tartışmalara neden olacaktır?

Yürüyüşe yönelik bazı eleştiriler belki de işaret fişeğidir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?