MESLEK AŞKI UZAKLIK TANIMIYOR İSTEDİĞİ YERDE BAYRAM YAPIYOR

MESLEK AŞKI UZAKLIK TANIMIYOR İSTEDİĞİ YERDE BAYRAM YAPIYOR

Sevgili sayfa arkadaşlarım,
Öğretmen Okuluna öğrenciyken “Kürsüden Uzakta” isimli bir tiyatro oyununda (ağa baskısıyla) tımarhaneye tıkılmış idealist bir öğretmen karakterini canlandırmış ve (senaryo gereği) 33. günün sonunda, hastane görevlisi ‘Hasta Bakıcısıyla’ yaptığımız diyalog da benim şöyle bir konuşmam vardı;
“Veli dayı, aşk yalnız kadına karşı olmaz ya…Doğa aşkı vardır. Meslek aşkı vardır…Sen mesleğini sevmesen nasıl durursun buralarda?” diye sorardım (diyalog arkadaşıma rol gereği)
Sonra bizlerde (sahne üstündeki rolümüzü bırakıp) meslek olarak bizzat seçtiğimiz ‘öğretmenlik’ mesleğimizi yapmaya başladık…
Mesleğimi ite-kaka sürdürdüğüm süreç içerisinde ben mesleğime ne kadar aşık olacak kadar tutkulu oldum?
Bunun tartısını ve ölçüsünü ben şahsen yapamam ama; mesleğine delice aşık olan meslektaşlarımı ve meslek ağabeyleri çok gördüm…
Tıpkı bir zamanlar Dereli Merkez İlkokulunda (iki yıla yakın) bir zaman diliminde birlikte mesai birlikteliği yaptığım ve Giresun Öğretmen Okulunun ilk mezunlarından Mehmet Bayram’ın mesleğine tutkulu bir aşkla bağlandığını bizzat gördüğüm gibi…
Az öncede söylediğim gibi Mehmet Bayram Giresun Öğretmen Okulunun ilk mezunlarından…
Benim kuşağımın meslek ağabeysi yani…
Dereli ilçesinin Meşeliyatak Köyünden…
Dereli Merkez ilkokulunda çalışırken (ekonomik yetersizlikler) nedeniyle 1974 yılında Avustralya(ya işçi olarak gitti…
Daha sonra yanına ailesini de aldırdı…
Ve 1974 yılından bu yana Avustralya’da yaşıyor…
Arada-bir memleketini de unutmuyor; geliyor…
Ülkesinden 20 bir kilometre uzakta olan Mehmet Bayram, salt yaban ellerde ekonomik durumunu düzeltmek için sorumluluk almadığı gibi aynı zamanda -gönüllü olarak- sanki Türkiye’nin de Avustralya’da ‘kültür ve eğitim Ateşe’si’ gibi görev yapıyor…
Avustralya’nın Melburn’un St Albans Bölgesinde ne kadar İşçi Türk ailesi ve Kuzey Kıbrıs’tan gelen ve Türkçe konuşan aile varsa, onların çocuklarına -hafta sonlarında- eğitim verdiği gibi aynı zamanda Anadolu kültürünün temsilciliğini de yapıyor…
(Her bölgede söylenir mi onu bilmem ama) hani bizim yörede eskiden araba muavinliği yapanlar için şöyle denirdi;
“Kıçına bir kere yağ değmesin, ondan sonra iflah olmaz, kesin şoför olacaktır” diye…
Öğretmenlik mesleği de böyle bir şey olsa gerek…
Yani demem o ki; bir kere ‘öğretmenlik ateşiyle yanıp tutuşmasın’ bir tutuşmaya başladı mı; alim-Allah onu kimseler söndüremez!
İşte sohbet konusu yaptığım Mehmet Bayram ağabeyimiz de bunlardan birisi…
Yıllardır yaban ellerde kalıp, ekonomik durumunu düzeltse de yine rahat durmuyor…
Ne edip-edip, öğretmenlik mesleğinin bir ucundan tutuyor!
Şöyle ki;
20 bin kilometre uzaklıkta da olsa Avustralya denilen memleket…
Orada (ailelerinde isteği ile) Hafta sonları bütün Türk çocuklarına kurslar veriyor…
Kültürlerinden uzak kalmasın diye kültürel etkinlikler düzenliyor…
Türkülerini unutmasınlar diye Türk Halk Müziği Korosu kuruyor…
Bölgelerin birbirinden güzel Halk Oyunlarını öğretiyor…
Türkiye’de hangi ‘Milli Bayram’ kutlanıyorsa; 20 bin kilometre uzaklıkta Mehmet Bayram öğretmenimizde ‘milli bayramlarımızı’ en görkemli bir biçimde kutluyor…
Ve konuk olarak kaldığı ülkede adeta Türkiye’nin reklamını ve bir anlamda geleneksel kültürünün tanıtımını yapıyor…
Tıpkı (görselde de paylaştığım) Cumhuriyetin 95. yılını eğitim verdiği öğrencileriyle birlikte ‘Cumhuriyet Bayramı Etkinlikleri’ yaptığı gibi…
Siz değerli dostlarım ve sayfa arkadaşlarım bu paylaştığım sohbet konusunu ne kadar önemli buldunuz veya bulmadınız onu bilemem ama; ben 20 bin kilometre uzaklıkta cumhuriyet bayramımız unutulmayıp kutlanıyorsa, mutlu olanlardanım…
Ve sonuç olarak, unutmadan hemen şunu da ilave etmeliyim ki;
Mehmet Bayram öğretmenimiz, köyün yarısından çoğu gurbete gitse de, köyde adam kalmasa da (Dereli ilçesi köylerinde) bir ilke imza atmış ve baba köyü Meşeliyatak Köyüne bir “Kültür Merkezi” yaptırmıştır…
Ömrünü eğitime adamış ve eğitimle yatıp-kalkan bir eğitimciyi kutlayıp, ayakta alkışlamaktan başka elimizden ne gelebilir ki…
Onun için bende ayakta alkışlıyorum, eğitim ateşini bir türlü içinden söndürmeyen Mehmet Bayram ağabeyimizi…
Yürekten kutluyorum kendisini…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?