Mezuniyet töreni mi yoksa siyasi Show mu yapıldı

Mezuniyet töreni mi yoksa siyasi Show mu yapıldı

Geçtiğimiz Cuma akşamı, Atatürk Stadyumunda, Giresun Üniversitesinin mezuniyet töreni gerçekleştirildi.

Ülkemizin çeşitli illerinden çocuklarının mezuniyet törenini izlemek ve o gurura ortak olmak için çok sayıda anne ve baba da törene gelmişlerdi.

Kolay değil, yıllardır emek verdikleri çocukları üniversite mezunu oluyordu…

Atatürk Stadyumu törenin başlayacağı saat 17.00’dne çok daha önce tıklım tıklım dolmuştu. Tribünleri dolduran öğrenci yakınlarının yüzlerinde mutluluk vardı. Oldukça da heyecanlıydılar.

Sahada toplanan mezun olacak öğrencilerde heyecanlıydı…

Öğrenciler sahada bizlerde tribünlerde yerlerimizi aldık ve tören saatini heyecanla beklemeye başladık.

Saat 17.00 oldu tören başlamadı…

Saat 17.30 oldu tören başlamadı.

Oysa kente asılan afişlere göre törenin başlama saati 17.00 olarak duyurulmuştu.

Veliler sabırsızlanmaya, sahada ki öğrenciler düzenini kaybetmeye başladı.  Ya protokolden önemli bir isim gelmedi ya da başka bir eksiklik var diye düşünmeye başladım.

Yanımdaki Ardahan’dan gelmiş olan baba sabırsızlanmaya ve söylenmeye başladı.

Başka velilerden de söylenmeler başladı.

Bu arada bir anons yapıldı. Öğrendik ki Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Nurettin Canikli bekleniyormuş.

Bakan Canikli henüz gelmemiş…

Anons sonrası Ardahanlı babaya “büyükler bekletir ve biz küçükler bekler” diyerek yaşanan durumu espri ile özetledim. Gülüştük…

Oysa törenin başlama saatini Bakan Canikli’de biliyordu. Planlamasını ona göre yapması gerekiyordu. Ülkemizin değişik illerinden gelen ve heyecanla, sabırsızlıkla töreni bekleyen anne ve babaları da, sahada ki öğrencileri de uzun süre bekletmesi doğru bir davranış olarak kabul edilemez.

Beş on dakika değil tam 50 dakika bekletildik.

Saat 17.50’de yapılan anons ile Bakan Canikli’nin geldiğini ve törenin başlayacağını öğrendik.

Anonsun ardından tüm statta “Dombra”  şarkısı çalmaya başladı!

Herkes biliyor ki bu şarkı AKP’nin seçim şarkısı olarak uyarlanmıştı. Üniversite, siyasallaşmış bir seçim şarkısı yerine daha farklı bir müzik seçebilirdi. Demek ki tercih siyasallaşmış bir şarkıyı seçmek oldu!

Bekleme, bekletme ve müzikle, mezuniyet töreninden daha çok tribünleri dolduran öğrenci yakınlarına ve sahada ki mezun olan öğrencilere siyasi mesajların verileceği bir törenin gerçekleştirileceğini düşünmeye başladım.

Yanılmamışım…

Her konuşan Bakan Canikli’ye övgüler düzüyordu. Her konuşmacı kürsüden ayrılırken “Dombra” çalıyordu.

Rektör Prof. Dr. Cevdet Coşkun’da aynı övgülerle dolu bir konuşma yaptı.

Hem üniversite ile ilgili bilgiler verdi hem de bolca iktidar ve Canikli’ye övgüler düzdü… Yine kürsüden “Dombra” müziği ile indi…

Konuşmasında Tıp Fakültesi ile Sağlık Bakanlığı arasında yapılan anlaşmaya değindi. Bu sayede pek çok ameliyatın ilimizde yapılabildiğinden bahsetti ama törende nedense Tıp Fakültesinden mezun olan öğrenciler yoktu!

Neredeydiler?

Son konuşmacı ise hepimizi 50 dakika bekleten Bakan Canikli idi.

Bu arada konuşmaların uzunluğunun da bu tür törenlerde sıkıcı olduğunu ifade edeyim. Konuşmalar uzayınca öğrenciler sahada düzenlerini kaybetmeye ve sohbete başladılar.

Tribünlerdeki aileler de konuşmacıyı dinlemekten koptular.

Bu ortamda Bakan Canikli kürsüye geldi.

Konuşmasında, Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğundan bahsetti.  “Türkiye güçlü bir ülkedir. Artık oyun kuran, senaryo yazan bir ülkeyiz. Geçmişte olduğu gibi edilgen bir ülke değiliz” dedi.

Uzun konuşmasının en önemli vurgusu bu sözleri oldu.

Öğrenciler ve tribünler uzun konuşmasını dinlemediklerini görünce de sözlerini, “ben ne desem bir kulağınızdan giriyor, diğerinden çıkıyor. Hepinize başarılar diliyorum” diyerek konuşmasını keserek kürsüden indi.

Saat 19.05 olmuştu.

Cuma akşamı ilk teravih namazı da vardı ve süre daralıyordu. Bakan Canikli’nin gecikmesi ile başlayan ve konuşmalarla uzayan tören artık bir an önce bitirebilirdi!

Nitekim öyle de oldu.

Üniversite’de dereceye giren üç öğrenci anons edilerek belge ve ödülleri verildi. Bu sırada her bölümün görevlisi de kenardan sepetlere yerleştirilmiş olan sembolik mezuniyet belgelerini alarak öğrencilere dağıttı.

Artık her öğrencinin elinde bu sembolik belgeler vardı.

Sembolik bir ‘Bayrak Yürüyüşü’ yapılırken öğrenciler orta sahaya toplandılar.

Sonra da ondan geriye doğru ikişer ikişer sayılarak (acele ile) kepler havaya atıldı ve tören sona erdi!

Protokol gitti.

Veliler sahaya indi. Aileler ile mezun öğrenciler hatıra fotoğrafları çektirmeye başladılar…

Ve tören bitti…

İzlediğim en düzensiz mezuniyet töreni oldu.

Acaba yandaş kadrolaşmalar ile üniversitenin elinde böyle organizasyonları yapabilecek eleman mı kalmadı diye düşündüm.

Organizasyon eksiklikleri “Dombra” ile aşılmaya çalışılmıştı.

Belki de tam kadro törende olan iktidar vekillerine;  Dombra ve konuşmalar ile mesaj verilerek kendilerini sağlama almak amaçlı olarak mezuniyet töreni araç olarak kullanılmıştı.

Sahadaki öğrenciler de, tribünlerdeki öğrenci yakınları da bu büyük (!) ‘amaç’ için ‘araç’ olarak yer almışlardı.

Mezuniyet töreninde Bakan Canikli’nin , “ Türkiye güçlü bir ülkedir. Artık oyun kuran senaryo yazan bir ülkeyiz” sözleri içinde birkaç söz etmek gerekiyor.

Ülkemizin güçlü olması elbette hepimizi mutlu eder.

Ancak “oyun kuran, senaryo yazan ülkeyiz” söylemi izaha muhtaçtır.

Hangi oyunları kurduk.

Hangi senaryoları yazdık.

Ya da bugünde hangi oyunları kurmaya, hangi senaryoları yazmaya çalışıyoruz?

“Stratejik derinlik” dedik, sonucu ortada…

“Komşularla sıfır sorun” dedik, gerçek çok farklı…

“Güçlü Türkiye” diyorsunuz ama işsizliğin büyük boyutlara ulaştığı, gıda ürünlerini dahi ithal eden bir ülke nasıl “güçlü” olur?

Demokrasiden uzaklaşarak iktidarı ‘güçlü’ yapabilirsiniz ama ülke tam tersi durumda…

Cuma akşamı mezun olan o öğrencilerin pek çoğu işsizler ordusuna katılacak.

Söylenen sözler ile yaşanan gerçekler çok farklı ve o fark “Dombra” ile coşku vererek kapatılacak gibi de değil.

Giresun meydanına, Gazi Caddesine ve kahvehanelere bakacak olursanız boş boş gezen çok sayıda insan görürsünüz.

Sizden senaryo değil, oyun kurmak değil, ekonomik sorunlara ve işsizliğe çözüm bekliyoruz.

Keplerini havaya fırlatan mezunlara iş bekliyoruz.

Hep sizlerin değil biraz da vatandaşın ‘güçlü’ olmasını bekliyoruz!

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?