Minarelerde Türkçe Ezan ve Adnan Menderes

Minarelerde Türkçe Ezan ve Adnan Menderes

Gençler bilmez, bir zamanlar Türkiye’de minarelerden, ‘Tanrı uludur’ diye Türkçe ezan okunurdu.

Üstelik bu uygulama öyle kısa da sürmedi.

1932 yılından 1950 yılına kadar tam 18 sene, Türkiye’de insanlar Türkçe ezanla namaz vaktini öğrendi.

18 yıllık garabet: Türkçe ezan. Tanrı Ulu’durdan, ALLAH’Ü EKBER’e dönmek için bir BAŞBAKAN feda etti bu millet!

Cumhuriyet tarihinin en büyük dertlerinden biri bu.

Öznesi ezan. Özünden koparılan ezan.

15 Haziran 622 günüydü.

Hazreti Peygamber, Medine’deydi. Sesi en güzel sahabesini davet etti yanına. Bilal-i Habeşi’ye seslendi. “İnsanları ezanla çağır ya Bilal” dedi.

Bir kutsal çağrıydı bu. Günde 5 kez yinelenen. Ama bir gün gelecekti o ezan bu topraklarda yani Anadolu’da susacaktı. Resmi tarih, o büyük derdin ayrıntılarını pek yazmıyor. Ama resmi olmayan tarihte, ümmeti günde 5 defa huzura davet eden o çağrının başına gelen her ayrıntı var…

Türkçe ezan fikri de yine o yıllarda temellendi ve fikir 1932’de hayata geçti.

Bir Ramazan ayında, 30 Ocak 1932 günü Fatih Camii’nden ilk Türkçe ezan okundu. Aynı gün Sultanahmet Camii’nde de Hafız Sadettin Kaynak minbere çıktı. Üzerinde frak vardı. Başı açıktı… Hutbeyi Türkçe okudu…

Arapça ezan yasaktı artık.

1950 yılının önemi Adnan Menderes, İkinci kez girdiği seçimde ezici bir üstünlük sağlıyor ve iktidara geliyor. Adnan Menderes bu seçim sürecinde halkın derdini dinledi, isteklerini sıraladı ve gördü ki halkın sosyal ve ekonomik gelişmişlik gibi istekleri ikinci planda kalıyor. Menderes’ten tek istekleri 18 yıldır özlemini çektiği İslam’ın yegâne dili olan Arapça ezanı minarelerde duymaktı.

Adnan Menderes iktidara geldiğinde ilk uygulamaya koyacağı icraatta bu oldu. Arapça ezanın önü açıldı. Bu kararın akabinde camiler dolup taştı.

Minarelerden o sesler duyuldu. “Allah-u Ekber.” Meydanlar adeta bayram yerine dönmüştü.

Sultan Ahmet’in 16 şerefesinde 16 tane müezzin belli aralıklarla Arapça ezan okuyordu. Cemaat caminin avlusuna doluşmuştu. Yıllardır hasretini çektikleri Ezan-ı Muhammediye okunuyordu.

Özgürlük mübarek bir cuma gününe ve ramazan arafesine tesadüf etmişti.

Evet, 18 Temmuz 1932’den, 16 Haziran 1950’ye kadar. (Demokrat Parti, iktidara geldikten sadece 1 ay sonra ilk icraatından biri olarak Arapça ezana dönmüş; gerekçe olarak da; “Herkesin istediği dilde, özgürce ezan okuması” şeklinde ‘Özgürlükçülüğü’ öne çıkarmıştır.)

Minarelerden semalara yükselen Ezan- ı Muhammediyye hizmet etmişlere, Gök kubbenin ezan sesine hasretliğinin sonlanmasına vesile olmuşlara…

16 Haziran 1950’dir.

Minarelerde yanan ışık, yakan Adnan Menderes.

Bu tarihi önemli yapan da Müslüman halkı büyük sevince boğan ezanın aslına çevrilmesidir. 68 yıl önce Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte 14 Haziran 1950 tarihli Bakanlar Kurulu tarafından kararlaştırılan kanun tasarısının Başbakan Adnan Menderes imzasıyla gerekçesiyle birlikte TBMM Başkanlığı’na sunulmuştur.

Kanunun gerekçesi de günümüze ışık tutması açısından son derece önemlidir.

Gerekçede, “Müslüman Türklere sebepsiz yere manevî huzursuzluk veren böyle bir yasağın demokrasi ile idare olunan bir devlet nizamı içinde yer alabilmesinin doğru olmadığı fıkranın tayyi (kaldırılması) Müslüman Türklere huzur ve vicdan rahatlığı verecektir.

İlk ezan 15 Haziran 622 günü okunmuştu Medine-i Münevvere’de.

Bir tevafuk oldu yani denk geldi. Elbette bir denk getiren vardı. Yine bir 15 Haziran günü ezan

Anadolu’da aslına döndü.

Rahmetli Adnan Menderes, ezanı asli diline döndürdüğü için ölümünden sonra da halk tarafından unutulmadı. O dönemi yaşayan insanlar Menderes’i her zaman büyük bir minnet ve şükranla andılar.

Büyük bir borç olarak Ezân-ı Muhammediye’yi hürriyetine kavuşturan Adnan Menderes’i, Bakanlarını ve bu kararı destekleyen Milletvekillerini rahmet ve minnetle anıyoruz.

“Tanrı uludur;

Şüphesiz bilirim, bildiririm:

Tanrı’dan başka yoktur tapacak,

Şüphesiz bilirim, bildiririm

Tanrı’nın elçisidir Muhammed

Haydin namaza, haydin felaha

Namaz uykudan hayırlıdır.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?