MÜFTÜLÜK’TE İDARİ EKSİKLİK VAR MI?

MÜFTÜLÜK’TE İDARİ EKSİKLİK VAR MI?

Giresun dışındaki illerde dahi yüzlerce caminin projesini yapan Ali Bahat’ın projesinin bugüne kadar hiç cami yapmamış firmalarla eşit görülmesi tartışmalara neden olurken, gazetemize konuşan Bahat, “Mal Pazarı Camisi’nin yerine çatılı cami yapılırsa,devlet uzun vadede ciddi şekilde ekonomik kayıp riski ile karşı karşıya gelir”dedi. Bahat ,projeye itirazlarını ise tek tek sıraladı.

Halk arasında Mal Pazarı Camisi olarak bilinen Müttüoğlu camisinin projesi ile ilgili tartışmalar sürerken,Giresun İl Müftülüğü’nün ne yapmak istediği tam olarak anlaşılamıyor.Halkın çoğu yollarda namaz kılarken,bu işi hala hızlandırmayan Müftülük idaresinin ,ülke genelinde 1000’e yakın cami yapan Ali Bahat gibi işin uzmanı mühendisin hazırladığı proje yerine, bugüne kadar hiç cami yapmamış firmaların hazırladığı projelere itibar etmesine ise akıl sır erdirilemiyor..

ÜNİVERSİTELERE DAHİ CAMİ YAPTI

Öte yandan Ali Bahat,Giresun dışındaki birçok ilde ,üniversitelere dahi cami yaparken,böyle üst düzey bir uzmanın projesinin ,kendi ili Giresun’da tartışılmaya açılmak istenmesi tepkilere neden oluyor..Bazı vatandaşlar ise “Ayet dahi işin ehline verilmesini öneriyor.Sayın Bahat’ı,üniversiteler kabul etmiş,bizim Müftülük başkalarından proje istiyor.O projeler hayata geçirilse acaba çatının bir kar veya rüzgarda göçmesi halinde,ödenek nereden çıkacak.Sayın Necati Akkuş’tan sonra Müftülük de idarecilikte uzman kişi sayısı azaldı mı diye merak ediyoruz.Bu ilde idarecilik yapan kişiler ,halk için bu işi çoktan bitirmeliydiler.Ali Bahat’ın projesi,diğer 80 ilin hangisinde bu şekilde tartışılmış.Gaye ne?.Üniversitelerde o kadar bilim adamı var ama o bilim insanları sayın Bahat’a acaba niye proje yaptırıyor.Bu iş siyasi bir iş değildir.Siyasetçileri bu işte devreye sokmak ve taraf olmalarına sebep olacak adımlar atmak kimin işine yarayacak”diye sordular

 

BAHAT İLE GÖRÜŞTÜK

Bu arada Gündem Gazetesi’ne konuşan Ali Bahat,kimseyi kırmak istemediğini ancak yapılacak caminin yüzyıllarca yıkılmaması ve sürekli tamir görmemesi için seçici olmak gerektiğini söyledi.Karşı tarafın projesine itirazlarını Gündem Gazetesi ile paylaşan Bahat,olayın siyasallaşmaması gerektiğini fakat bu tür projelerde tecrübeli kişilerin sözlerinin de dikkate alınmasına üzüldüğünü vurguladı.

BAHAT: “YENİDEN İNŞA EDİLECEK OLAN GİRESUN MERKEZ MÜFTÜOĞLU CAMİ NİÇİN GELENEKSEL-OSMANLI-TİP KUBBELİ CAMİ OLMALIDIR ?”

Kubbeli cami öneren Bahat ,diğer proje ile ilgili şu uyarılarda bulundu

  • Müftüoğlu cami (diğer adıyla malpazarı cami) Giresun merkez İnönü mahallesinde ve şehrin en kalabalık merkezlerinden birinde bulunmaktadır.Arsa üzerindeki mevcut caminin yetersiz olup civarında da başka cami olmaması nedeniyle halk, cami dışında ve yağmur altında kısaca zor şartlarda ibadet edebilmektedir.

Kuş bakışı cami ebadı 19.00×31.78 m. ve bir katın yatay alanı 19.00×31.78= 604 m2 dir.

Cami bu ölçüleri ile Osmanlı imparatorluğu döneminde  Giresun merkezde yapılan camilerin en büyük ebatlı olanıdır.

  • Bahse konu cami arsasına belediye,müftülük ve vakıf müteveliheyeti ile istişarede bulunularak :
  1. Bodrum kata :çıkmaz sokak tarafından girilen otopark
  2. Zemin kata : namaz kılma mekanı, kuran kursu, çay ocağı,kütüphane, özürlü ve özürsüz erkek ve kadın şadırvan ve wcler
  3. kata: cami ana giriş (harim) mekanı
  4. Cami ana giriş katı üstüne: üst namazlık

olarak kullanılabilecek şekilde kubbeli cami olarak tarafımızdan projelendirildi.

  • Yaklaşık iki yıl önce bahse konu kubbeli caminin mimari projesi tarafımızdan bitirildikten sonra, birkaç kişinin arzuları üzerine yeniden toplanıldı. Bu şahısların görüşlerinin; bahse konu yere çatılı cami yapılması şeklinde olduğu, yaptıkları internet vasıtasıyla kamu araştırmasında  halkın çoğunluğun da  aynı kanaatte olduklarını  belirterek ahşap çatılı cami projesi yapmamızı istediler.

Kendilerine; ahşap çatılı cami işçiliğinin kubbeli cami yapımına göre daha az ustalık ve işçilik gerektirdiğini, ebatlarının küçük olması ve kestane vs. gibi kaliteli ahşap temininin kolay olması nedeni ile küçük yerleşim yerlerinde yapılan ibadethanelerimizin çatılı ahşap cami(mescit) şeklinde olduğunu, halbuki  bahse konu yere yapılacak cami ebatlarının saçaklar hariç 19.00×31.78 m. ve alanında 604 m2 gibi çok büyük olduğunu, çatılı cami yapılması halinde çok hantal görüleceğini, karadeniz sahil kesiminin çok rutubetli olması nedeniyle  ahşabın kısa zamanda nem nedeni ile çürüdüğünü, demir aksamın paslandığını, tarihimizde Selçuklu döneminde konyabeyşehir ilçemizde Eşrefoğlu emirsüleyman tarafından çok daha büyük ebatlı  külliye şeklinde ve sedir ağaçından 48 direkli ahşap cami yapıldığını fakat bu ahşap caminin yapıldığı yerin rutubetli olmaması, ahşap direklerin 48 adet gibi  fazla sayıda ve seçilmiş sedir ağacından yapıldığını, kışın cami içinde yakılan sobadan ahşap aksamın etkilenmemesi için ihtiyaç duyulan nemin sağlandığını, sırf bunun için cami içinde kar havuzu oluşturulduğunu, müftüoğlu cami arsasının bulunduğu yerin ise rutubetli bir bölge olduğunu, kestane-ceviz vs. gibi kaliteli ahşabın temin edilmesinin çok zor olacağı, çatılı cami yapmak için cami içinde fazla sayıda ahşap direk gerektiğini, cami içine ahşap direk konmaz yani 19.00 m. genişlikteki bir açıklık asma kafes sistem ile aşılırsa bu durumda kafes sistem alt başlıkta bulunan ek yerlerinin (düğüm noktalarının ); ağırlığı çok fazla olan oluklu kiremitler den oluşan cami damının aktarılması (tamiri) sırasında çatı ağırlığının azalması ve çoğalması, kar yükü ve rüzgar yükü ağırlıkları nedeni ile yüke bağlı olarak asma kafes sistem makasları aşağı ve yukarı yönde haraketli (esneme) yapacağını, bu esneme sırasında da makaslara çakılan tavan tahtasına boya vs. ile yapılacak tezyinatı bozacağını, Mimar Sinan gibi büyük üstatların ve altı yüz küsur  yıllık Osmanlı imparatorluğu dönemindeki üstatların hiç biri 604 m2 alanlı bir camiyi ahşap çatılı olarak  inşa etmediklerini, dünyada yapılan bütün kiliselerin havadan görünüşlerinin haç şeklinde olduğunu, çatılı cami  olması durumunda caminin havadan görünüşüne bakarak binanın camimi yoksa tiyatro vs. gibi herhangi binamı olduğunun anlaşılamayacağını, halbuki kubbeli camilerin havadan görünüşlerinde kubbe altındaki binanın cami olduğunun anlaşıldığının, camilerin o yörenin İslam ülkesi olduğuna dair sanki bir mühürü olduğunu çatılı cami isteyen şahısların hiç birinin cami projesi hakkında bilgilerinin olmadığını, Türk-islam cami projeciliğinin uzmanlık dalı bir okyanus olduğunu, bu meselenin bu kadar basit olmadığını ve internete bakıp iki cami fotoğrafı görmekle cami projeleri hakkında ahkâm kesemeyeceklerini çatılı ahşap cami olarak inşa edilmesi halinde ileri tarihlerde caminin kubbeli camiye çevrilemeyeceğini, caminin inşası için harcanacak paranın, çatılı cami isteyen şahısların cebinden değil milletin cebinden çıkacağını

Şayet belediyeden alınan gerçek imar durumuna göre çatılı ahşap cami projesi hazırlatır ve her iki projenin yazılı ve yerel tv de tartışılıp internete konması halinde halkın tercihinin kubbeli cami yapımından yana olacağına inandığımı , yukarda belirdiğimiz nedenlerle bahse konu yere ahşap çatılı cami projesi yapmayacağımı söyledim. Bu sözüm üzerine ahşap çatılı cami yapılmasını arzu eden şahıslar “ başka bir mimara isteğimiz doğrultusunda ahşap çatılı cami projesi hazırlatacağız, halkımızda böyle istiyor” diyerek toplantı sona erdi.

  • Daha sonra yaptığım araştırmayla öğrendim ki meğerse kubbeli cami yapılmasına karşı çıkan şahıslar (ek:1 de görüleceği üzere); Müftüoğlu caminin arsası ile hiçbir ilgisi olamayan tamamen hayali bir arsa üzerine yine photoshop ile tamamen hayali ve Selçuklu döneminde yapılan külliye şeklinde bir cami yerleştirdiklerini, bu külliyenin alt katına Selçuklu döneminde seyyahat edenlerin hayvanları ile birlikte konakladıkları;  tavla, samanlık, semer tamiri, tedavi yeri gibi ihtiyaçlarının karşılandığı mahaller,külliyenin üst katının ise otel ve cami olarak kullandıkları kervan saray benzeri  bir bina resmi yapmışlar ve yaptıkları resmin üst katına yerleştirdikleri caminin giriş kısmına (ek:2 de görüleceği üzere ) Antalya ilimizin simgesi olan beş metre çaplı iki adet yivli minare koymuşlar ve böylece hayali arsa üzerine yine tamamen hayali olarak yerleştirdikleri külliyeyi, benim yaptığım kubbeli cami fotoğrafı ile “yeniden inşa edilecek olan malpazarı cami için hangi projenin hayata geçmesini  istersiniz” diyerek internet vasıtası ile halka sormuşlar ve halkın çoğunluğu da bu soruya çatılı ahşap cami isteriz demişler.

Bu yapılanlardan anlaşılacağı üzere,photoshop ile hayali arsa üzerine hayali cami yerleştirip  halkın fikri alınması suretiyle halk yanıltılmıştır.

 

  • Böyle ulvi bir hizmette ; bahse konu yere cami inşaatının başlamasını bu şahısların engellediği  şeklinde,onları hedef göstermemek için “ buraya çatılı cami yapılsaydı daha iyi olurdu “ şeklindeki fitnenin olmaması, çatılı ahşap cami isteyenlerinde samimi niyetli olduklarını, akılları öyle erdiği için çatılı ahşap cami istediklerini, camilerin ALLAH’ın evi olduğunu ön planda tutarak bugüne kadar  halk arasında menfi bir şey söylemedim ve gerek Anadolu ajansın ilgilisinin  gerekse   mahalli televizyon  ilgililerinin, (yurt içinde –yurt dışında)  projelerini yaptığım camilerle ilgili röpartaj taleplerini sırf Müftüoğlu cami projesi hakkında soru sorarlar diye geri çevirdim.
  • Kubbeli cami projesinin hazırladıktan sonra maalesef aradan iki yıla yakın zaman geçti. Bundan kısa bir zaman önce mevcut cami arsasına çatılı ahşap cami projesi hazırlayıp müftülüğe sunduklarını öğrendim.

Hazırlattıkları çatılı cami mimari projesini incelediğimde; maalesef projenin hatalarla dolu olduğunu, daha önce yaptığım kubbeli cami projesi etüdü elinde olan bir mimarın bu hataları asla yapmaması gerektiğini, çatılı cami projesi siparişi verenler öyle yapılmasını istediği için proje müellifinin de  bu hataları yaptığını, projenin bu haliyle yapılmasının uygun olmayacağı kanaatinde olduğumu belirtmek isterim. Şöyleki:

 

  1. Hazırlattıkları çatılı cami projesinde koydukları minarenin, daha önce photoshop ile halka sundukları ve cami girişinde Antalya burgulu minareli camide olduğu gibiçift minareli olmadığını yani kubbeli cami projesinde olduğu gibi caminin güney yönünde ve tek adet minare olduğunu, kısaca  cami giriş katı hariç alt katların kubbeli cami projesinde olduğu gibi aynı maksatla kullanılacak şekilde projelendirildiğini, en büyük fark olarak kubbe yerine çatı koyduklarını gördüm.

Caminin batı tarafı ( bodrumdaki kapalı otopark giriş tarafı) araçlar için çıkmaz sokaktır.

(ek 3’de) sunulan fotoğraf da görüleceği üzere bu çıkmaz sokak bir yaya merdiveni ile okumuşsoy sokağına bağlanmaktadır. Bu çıkmaz sokağın kotu (ek 4’de) sunulan plankote krokisinde görüleceği üzere :100,41 ve okumuşsoy sokağın kotu ise: 104.63 dür. Bu iki kot arasında 4.22 m. kot farkı vardır.

Bahse konu 4.22 m. yüksekliğin merdiven ile aşılması için lüzumlu; merdiven basamak genişlikleri, okumuşsoy sokak tarafındaki sahanlık, basamaklar arasında ve merdiven başlangıcındaki sahanlık genişlikleri dikkate alındığında bu mesafenin 10.00-12.00 m. yapılması gerektiği anlaşılır.

Ayrıca merdivenin orta sahanlık kotundan  batı taraf da bulunan iş yerine girilmektedir. Bahse konu merdiven halkın; güney-kuzey taraftaki sirkülasyonuve çıkmaz sokağın caminin batı taraf  karşısına gelen kısmındaki  dükkan sahiplerinin sirkülasyonu için kullanılması mecburiyeti vardır.

Hazırlatılan çatılı cami projesinde bahse konu merdiven yok kabul edilmiş ve kapalı otopark girişi, caminin güney kısmına konmuştur. Bu düşünce olanaklı değildir. Kısaca bodrum kata yapılacak olan kapalı otopark girişinin kubbeli cami projemizde belirtilen yerde veya o yere yakın yerde yapılması gerekmektedir.

  1. Çatılı cami projesinde minare camiye bitişik durumdadır. Minareden dolayı birim alana gelen yük, camin birim alanına gelen yükten fazla olması nedeni ile minare temeli ile cami temeli arasında dilatasyon derzinin olması gerekir. Minarenin cami duvarına bitişik yapılması durumunda minare, minare temelinin kenar kısmına oturacağından minare yükünden dolayı eksantriklik meydana gelmektedir. Bu sebeplerle kubbeli cami projemizde olduğu gibi minarenin  cami duvarından uzak bir yerde yapılması gerekir.

Çatılı cami projesinde minarenin taş minare olarak yapılacağı  yazılıdır. Halbuki son yüzyılda yapılan taş minarelerin deprem sonucu yıkılması nedeniyle  minarenintaştan yapılması diyanetçe yasaklanmış ve minarelerin betonarme yapılması ön görülmüştür.

  1. Çatılı cami zemin kat planında görüleceği üzere; Bodrum kattaki kapalı otopark girişine bu dar yoldan ulaşılmaktadır ve bu dar yolda kaldırım da yoktur .Kapalı otoparkın şehrin merkezi yerinde olması sebebiyle çok sayıda araç, bu dar yolu kullanarak kapalı otoparka giriş çıkış yapacaktır. Durum böyleyken yüzlerce  kişininnamaz kılmak üzere zemin katta bulunan  çok amaçlı salona ve birinci kata çıkan merdivene bu dar ve işlek yoldan ulaşması  uygun değildir. Ayrıca bu  haliyle, cemaatin 1.kata çıkan merdivene ulaşabilmesi için çok amaçlı salonun ortasından (bir kısım cemaatin önünden )geçme mecburiyeti de vardır.Bu giriş kısmında cemaatin ayakkabılarını çıkarabileceği bir mahal de bulunmamaktadır.

Halbuki kubbeli cami planında görüleceği üzere: zemin katta bulunan namaz kılma mekanına ve bu mekandan  1. Kata çıkacak merdivene  ulaşmak için caminin cephe aldığı geniş yoldan girilmekteayrıca bu giriş kısmında 36.00 m2 alanlı ayakkabı çıkarma yeri ve  son cemaat mahalli de bulunmaktadır.

  1. Çatılı cami zemin kat planında görüleceği üzere erkek wclere erkek şadırvan içinden geçilerek ulaşılmaktadır. Cami müştemilatı olan bu wcler aynı zamanda cami cemaatinden başka cıvar halkada hizmet vermektedir. Bu nedenle kubbeli cami projesinde görüleceği üzere wclere ayrı kapıdan girilmeli ve wc ye pisuarkonmalıdır.
  2. Çatılı projede şadırvan olarak gösterilen kısımda oturaklar arasında 54 cm. olması düşünülerek toplam 10 adet oturak tasarlanmıştır. Abdest alan bir şahsın kullanma suyunun yanda oturan şahıslara sıçramaması için iki oturak eksenleri  arasın da  90-100 cm mesafe olması gerekmektedir. İki oturak arasındaki mesafenin 90-100 cm mesafe ön görülmesi halinde aynı anda abdest alacakların 10 sayısında çok daha az yani 6 kişi  olacağı malumdur. Kapalı alanda ortalama 1800 kişiye  hizmet verecek  bir camide aynı anda abdest alma sayısının 6 kişi gibi çok az sayıda olması büyük bir hatadır. Kubbeli  cami projesinde görüleceği üzere  oturaklar arasında 95 cm mesafe olmak kaydı ile 18 kişi aynı anda abdest alabilmektedir.
  3. Çatılı cami 1.kat planında görüleceği üzere, caminin kuzey tarafı girişi kotu;kuzey tarafı yol kotundan 410cm yüksekten başlamakta ve 660 cm yükselerek +10.70 kotunda biten, iki yan tarafı ile ön kısmı açıksundurma şeklindedir. Bu haliyle sundurma kuzey rüzgarlarınaaçık ve 97.00 m2 lik bir alanı kapsamaktadır. Kısaca, sundurmanın ön ve yanlarının açık olması nedeniyle  yağışlı havalarda ve kışın çok sayıda cemaat bu sundurma altında namaz kılamayacaktır. Ayrıca sundurmanın ön ve yanları açık olduğundan yağışlı havalarda cemaat, bu kısımlarda ayakkabılarını çıkaramayacak ve pis su damlayan ayakkabılarını ellerine alarak cami harim kısmına girecek ve ayakkabılarını bu kısımdaki duvara bırakacaktır. Ayrıca pis su damlayan ayakkabılarının  duvara bırakılması ileharimde pis kokular da oluşacaktır.

97.00 m2 lik alanı örten 660 cm gibi çok yüksek boyuttaki üç tarafı açık  sundurma ve bu sundurma  kuzey taraftan  dört adet 25×25 ahşap direğe oturmaktadır .Bu ahşap direklerin hangi ebatta olacağına inşaat mühendisinin yaptığı hesap sonucunda karar verilmelidir. Durum böyleyken proje müellifinin direk ölçülerinin 25×25 cm. gibi sabit bir rakam olarak yazması doğru değildir Kanaatimizce bu haliyle yapıldığı taktirdeufak bir fırtınada sundurma yerinden ayrılarak uçup gidecektir.

Halbuki kubbeli cami projesinde görüleceği üzere ayakkabı çıkarılacak yer, cami girişinde bulunan kapalı ve kubbeli bir yerdir. Aynı zamanda  bu yerde namaza geç kalan cemaatte namazlarını kılabilecektir.

  1. Çatılı projesinde görüleceği üzere caminin 19.00 m. genişlikteki ana giriş kısmı (harim kısmı) asma çatılı kafes sistem makaslarla  aşılmaktadır. Tavanı ahşap kaplamalı olup çatı örtüsü  olarak alaturka kiremit kullanılmıştır.

Alaturka kiremit örtü;105 kg/m2 gibi çok ağır bir malzeme olduğundan alaturka kiremitlerin örtüleceği çatı makasınınaltında  tonoz şeklinde sağlam bir döşeme olmalı ve çatı makası bu döşemelere (oturmalı çatı şeklinde)  oturmalıdır. Halbuki alaturka kiremit yerine çatı örtüsü olarak alaturka  kiremit desenli paslanmaz saç kullanılması durumunda çatı ağırlığı, alaturka kiremide göre dört misli daha hafif olmakta yani çatı ağırlığı 25 kg/m2 olmaktadır.

Kafes sistem makaslarının alt kirişlerinde meydana gelen çekme kuvvetleri nedeni ile düğüm noktalarında  aşağı ve yukarı yönde esnemeler meydana gelir. Bu esnemeler çatının kar yüküne , rüzgar yüküne, alaturka kiremitli damın aktarılmasındaki yük durumuna göre değişiklik gösterir. Bu esneme sırasında cami tavanına çakılmış olan tahtalara boya vs. ile yapılan nakışlar (tezyinatlar) bozulur. Bu nedenlerle kafes sistem asma çatılar cami çatılarında değil fabrika, hangar, köprü vs. gibi yapılarda kullanılır.

Ayrıca alaturka kiremitlerin boyutları çok küçük olduğundanböyle bir çatıda binlerce alaturka kiremidin  kullanılmasıve çatı tahtasına tespiti gerekir. Bu tespit için çok iyi bir işçilik yapılması zorunludur.   Herhangi bir işçilik hatası veya çok kuvvetli bir rüzgar nedeni ile sadece bir adet kiremidin bile kalkması durumunda,   yağmur suları  alaturka kiremidin  altına sızar ve tavan tahtasına yapılan tezyinatları bozar.

Halbuki kubbeli cami projemizde, kubbeler betonarme olup  basınca çalışmaktadır. Dolasıyla kubbelerin alt yüzeylerinde  herhangi bir esneme meydana gelmez ve bu kısımlarda  yapılan tezyinatlar da zarar görmez.

NETİCE VE TALEP :

Yukarıda sıralanan sebeplerle çatılı cami projesinin uygulanma imkanının olmadığı kanaatindeyim. Cami inşaatına harcanacak paralar, ahşap çatılı cami isteyen şahısların kendi ceplerinden değil halkın cebinden çıkacaktır.Bahse konu yere çatılı cami mi yoksa kubbeli cami mi yapılacağı konusunda halkın görüşü alınmalı ve seçilecek cami tipi halka mal edilmedir.

Bunun için; kubbeli cami müellifi ile çatılı cami müellifi ve çatılı cami taraftarları konuyu yerel televizyon da tartışmalı ve daha sonra halkın görüşüne sunulmalıdır. Böylece halkın isteği belirlendikten sonra seçilecek cami tipine göre caminin; diğer statik, elektrik, pis su ve temiz su, ısıtma ve soğutma tesisat projeleri hazırlanmalı ve yağmur altında namaz kılan cemaatin daha da mağdur olmasını önlemek için bir an önce  cami inşaatına başlanmalıdır.”

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?