MÜLAKAT MI, SADAKAT Mİ?

MÜLAKAT MI, SADAKAT Mİ?

KPSS’de 89 puan alan öğretmen, girdiği mülakat sınavında 54 puan verilerek eleniyor.
Bu gencin alanı fizik ve Türkiye birincisi.
KPSS’de aldığı 89, sözlü sınavında ise aldığı değil, komisyonca verileni 54 puan.
KPSS’den 90 puan ve üzeri alan daha yüzlerce genç bu durumda.
Yazılıda 60 puan alana, sözlüde 90 verilmesinin mantığı ne?
Ya, Türkiye üçüncüsü olan gence 55 puan verilerek elenmesine ne demeli?
Bu çocuklar ilkokuldan üniversiteye değin ders çalışarak başarı kazandılar.
Hiçbir zaman sıradan öğrenci olmadı ve en iyi okullardan mezun oldular.
Aileleri, tüm olanaklarını kullanarak her türlü özveride bulundu.
Gecesini gündüzüne katarak okulunda başarılı olan, aylarca evden çıkmayarak sınavlara hazırlık yapan, milyonlarca kişinin girdiği KPSS’nin yazılı sınavını derece yaparak geçen genç, sözlüde düşük puan verilerek elenmekte.
Yazılı sınavda Türkiye birincisi olan genç, mülakatta geçerli puan alamayacak ha.
Hem de, en yüksek puanı alan yüzlercesine yeterli puan verilmeyerek.
Bu akıl almaz ayrımcılık ve kayırmacılığa kargalar bile güler.
Üniversiteyi bitirme, KPSS’de yüksek puanı almanın değeri ve önemi bulunmamakta.
Bir yerlere kolayca ulaşabilen torpilli azınlık dışında kalan yüz binlerce genç, sonucu önceden belli olan sınavda elenmekte.
Bu duruma düşürülen gençlerin hakları gasp edilmekte, geleceğe yönelik umut ve hayalleri çalınmakta, ülkesine olan aidiyetleri sarsılmakta.
2008-2012 yılları arasında yapılan KPSS, ALES, ÖSYM ve diğer sınav sorularının, ülkeyi ele geçilmesi seyredilen FETÖ tarafından kendi adamlarına verildiği hep tartışıldı.
Şimdilerde eleştirilen bu durumun, günümüzde yapılan mülakattan farkı ne?
O yanlıştı, doğru olanı bu mu?
Üstelik buna göz yumanlar, ‘kul hakkı’ kavramını dillerinden hiç düşürmezler.
Ya hak, hukuk, adalet, hepsinin toplamı vicdan nerede kaldı?
Vicdan körleşince, ahlakta kayıplarda.
Birileri için iktidar olma, ülkeyi ele geçirme olarak görülmekte.
Kendilerine yakın olmayanlara yaşam hakkı vermeme anlayışı.
Dayandıkları toplum kesimini koruma, kollama, kayırma uygulaması.
Onlara göre ülke bir bütün değil, ya onlardan, ya da karşılarında olanlar bulunmakta.
Derece yapılmasını geçiniz, bize verilen listede senin adın yok, bizden değilsin.
‘Bizim hırsızımız iyidir, destekleyeceğiz’ mantığı, emek hısızlığı bu olsa gerek.
‘İşin ehline, hak edene verilmesi’ olarak bilinen liyakat terk edilmiş durumda.
AKP’ye göre yaraşırlık, uygunluk, yeterliliğin hiç önemi bulunmamakta.
Mülakat bahane, partiye sadakat her şeyin üzerinde.
Komisyondakiler sınava alınsa alacakları puan 40’ı bulmaz.
Mülakatın olduğu yerde hak, hukuk, adalet, vicdan, etik değerler yok edilmekte.
‘Haksızlığa susan dil, şeytandır’ diyenler nerelerdesiniz?
İşini en iyi yapan yerine, itaat eden aranmakta.
Alın terine saygısızlık, emek hırsızlığının ta kendisi.
O gençler ayrıcalık tanınmayı değil, haklarını istemekte.
Hak, hukuk, adalet, vicdanın olmadığı yerde toplumsal barış ve birlikte yaşamın sarsıntıya uğraması kaçınılmazdır.
Dünya Edebiyatının devi Fransız Victor Hügo,“ En mükemmel adalet, vicdandır” der.
Elbette varsa, bulabilirsen.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?