NEPOTİZM

NEPOTİZM

Türk Dil Kurumu sözlüğünde anlamı şudur. “Akraba ve yakın arkadaşları kayırma.” 17 yıldır ülkeyi yöneten iktidar için “nepotist iktidar’ denilebilir.
Bunu söylememiz için o kadar çok veri var ki…
Buna son örnek Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğüne atanan Recep Ali Er’dir. Tek özelliği Erdoğan’ın teyze oğlu olmasıdır.
Öğretmen olan Recep Ali Er, iktidar döneminde hızla yükseltilmiştir. Bu makama kadar getirilmiştir…
Diğer teyze oğlu İbrahim Er’de halen Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı görevini sürdürmektedir. Bir başka teyze oğlu Adnan Er ise Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Genel Sekreteridir.
Bu makamlara gelmelerinde liyakat değil akrabalık öne çıkmıştır.
Tek örnek bu teyze oğulları da değildir.
Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan pek çok vakfın yönetiminde görev yapmaktadır. Bu vakıflara AKP’ li belediyeler üzerinden aktarılan kaynaklar dikkat çekicidir.
Vakıfların Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol imzalayarak birlikte çalıştıkları da önemli bir konudur.
Bilal Erdoğan’ın görev aldığı ve Milli Eğitim ile yakından ilgilenen vakıfların bazıları şunlardır.
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV)
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA)
Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV)
İnsan ve İrfan Vakfı
Ensar Vakfı
Kartal Eğitim Vakfı
Okçuluk Vakfı
Ayrıca Erdoğan’ın kızı ve Bakan Albayrak’ın eşi Esra Albayrak’ta TÜRGEV yönetim kurulu üyesidir.
Ensar Vakfı ile TÜRGEV adı son günlerde yine gündemde.
Bu vakıfları gündeme taşıyan haber, ABD’ deki faaliyetleri ile ilgilidir. Bu iki vakıf, ABD’de 2014 yılında TÜRKEN adlı vakıf kurmuşlar.
Son günlerde bu vakfı medyanın gündemine taşıyan konu, satın aldıkları çiftlikle ilgili. Muhammed Ali’nin çiftliği olarak bilinen ve St. Joseph nehri kıyısında 328 dönümlük çiftlik ve içindeki lüks bina, 2 milyon 895 bin dolara Türken Vakfı tarafından satın alınmış…
TÜRGEV ve Ensar Vakfının birlikte kurdukları Türken Vakfının yönetim kurulu üyeleri kimlerden oluşuyor?
Vakfın etkin ismi Erdoğan’ın dayısının oğlu olan Halil Mutlu…
Vakfı başkanı Behram Turan Rizeli, vakfın saymanı da Rizeli Memiş Yetim… Her ikisi de Erdoğan’ın yakından tanıdığı isimler.
Erdoğan bir süre önce “eğitim ve kültürde başarılı olamadık” demişti.
Şimdi vakıflar üzerinden eğitime el atmış durumdalar.
Bu vakıflara ait çok sayıda öğrenci yurdu var. Özel okullar ve üniversiteler var. Öğrencilere burs veriyorlar.
Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol imzalamışlar ve bizzat okullarda eğitimin içindeler.
Hatta Milli Eğitim politikalarına yön verecek kadar da etkinler.
Bu vakıfların mütevelli heyetlerine bakıldığında da yine çok sayıda Erdoğan’a yakın isimler görev yapmaktadır.
Yine Bilal Erdoğan’ın, İbni Haldun Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı olarak görev yaptığını da anımsatalım…
İktidar 17 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’ da kendilerinde… Devletin tüm kurumlarını da yönetiyorlar.
O halde neden vakıflar aracılığı ile eğitime bu kadar ilgi gösteriyorlar?
Bu vakıflara iktidara ait belediyeler neden hem gayrı menkul hem de maddi bağış için yarışıyorlar?
Hem TÜRGEV yönetiminde olan hem de İBB Başkanı olan Mevlüt Uysal bu konuda açık ara önde gidiyor.
Bina veriyor, arsa veriyor, maddi destek veriyor.
Başka AKP’li belediyelerde bağış yarışı içindeler.
Sorumuzu tekrarlayalım.
Vakıflar aracılığı ile eğitime bu kadar yakın ilgi neden?
Yakın geçmişte benzer çalışmayı cemaat yapıyordu.
Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında etkili idi… Üniversiteleri, yurtları, dershaneleri vardı.
“Altın nesil” yetiştirme çabası içinde idiler…
2012 yılında TÜRGEV kurulunca cemaat ile iktidar arasında dershaneler kavgası başladı. Cemaat 17/25 Aralık sonrası tasfiye edilmeye başlandı. 15 Temmuz sonrası da üniversiteleri, yurtları, özel okulları ve dershaneleri kapatıldı.
Şimdi cemaatten boşalan eğitim alanına, iktidara yakın vakıflar yerleşiyor.
Bakanlığa da, Kredi Yurtlar Kurumu Müdürlüğüne ‘de…
Nepotizm neden daha çok eğitim de?
Neden?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?