NEREDEN NEREYE

NEREDEN NEREYE

AKP iktidarı, İngiliz ve ABD yetkililerinin telkinleri ile “Oslo Görüşmelerini” başlatmıştı. Bu süreç daha sonra da sürdürülmüş ve adına “Çözüm süreci” denilmişti.
O günlerde buna ‘çözülme süreci’ diyenler de vardı!
Sürecin sonunda iktidar yetkilileri ile HDP temsilcileri arasında “Dolmabahçe Mutabakatı” imzalanmıştı.
Bu mutabakat ile ilgili olarak, Erdoğan, 28 Şubat 2015’teki Suudi Arabistan ziyareti öncesinde Atatürk havalimanında yaptığı açıklamada, “Bu, hasretle beklediğimiz bir çağrıdır, umarım uygulanır” demişti.
“Çözüm süreci” ya da “Açılım süreci” adı verilen ve 2009 yılının ortalarında Oslo’da başlayan bu süreçte, yaşanan gelişmeler arşivlerde durmaktadır.
AKP iktidarı, bu süreçte HDP temsilcileri ile Öcalan ile ve Kandil temsilcileri ile gerek MİT aracılığı ile gerekse bürokratlar ve siyasetçiler aracılığı ile çok sayıda görüşme yapmıştır.
HDP’li Sırrı Süreyya Önder, bu süreçte İmralı, Ankara, Diyarbakır ve Kandil arasında adeta ‘postacı’ gibi çalıştırılmıştır.
Bu süreçte iktidar, görüştüklerinin taleplerine yönelik adımlarda atmıştır.
Valilere “sürecin olumsuz etkilememesi için operasyon yapmayın” talimatı verilmiştir. Bu sayede terör örgütü rahatça kentlere sızmış ve yığınak yapmıştır ki “hendek savaşları” da bunun ispatıdır…
Habur yargısı yine bu sürecin ürünüdür.
Terör örgütü lideri olan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası nedeniyle İmralı Cezaevinde yatan Öcalan’ın mektubu, 2015 Nevruzunda Diyarbakır’da okutuldu!.
Ve “Çözüm süreci” görüşmeleri sırasında masaya okullarda okutulan “Andımız” metninin kaldırılması da geldi.
Konu tartışıldı, üzerinde mutabakata varıldı.
Ekim 2013’de AKP iktidarı okullarda “Andımız” metninin okutulmasını yasakladı…
Tabi ki minareyi çalan kılıfını da hazırlarmış…
İktidar da ‘masada bizden istediler, bizde kaldırdık’ diyemeyeceği için metin yazarı Dr. Reşit Galip üzerinden bir tartışma başlattı.
Türkçe Ezanı gündeme getirdi.
Yani ‘cambaza bak’ siyaseti izledi…
O günlerde henüz “Cumhur ittifakı” ortağı olmayan MHP lideri Devlet Bahçeli, okullarda andımızın okutulmasının yasaklanmasına sert tepki gösterdi.
Hatta 2014 yerel seçimleri öncesinde Manisa’dan, 02.03.2014 tarihinde Erdoğan’a şöyle seslendi.
“…Onun evinin 25-30 metre karşısına ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazmazsam, okula giden çocuklarla, evinin önünde Andımızı okutmazsam, bunların alayının hesabını sormazsam namerdim.”
Ne de olsa kendisini ‘Türk Milliyetçisi’ olarak ifade ediyor ve partisinin adında da “Milliyetçi” sözcüğü vardı.
Esip gürlüyordu…
***
Kamu-Sen ve Eğitim-İş ayrı ayrı Danıştay’a dava açtılar. Danıştay bir süre önce “Andımızın okullarda okutulması” yönünde karar verdi.
Elbette yargı kararına karşı idarenin (Milli Eğitim Bakanlığının) itiraz hakkı vardı. Fakat idarenin (bakanlığın) yargı kararlarını tebliğden itibaren bir ay içinde de uygulaması hukuksal zorunluluk idi.
Bakanlık karar itiraz etti.
Nasıl etmesin ki iktidarın en tepesindeki olsun diğer yetkilileri olsun hep birlikte Danıştay’a ve bu karara tepki gösterdiler.
Milli Eğitim Bakanı da itiraz etti. Kararı eleştirdi.
Yargı kararlarına tepki gösterilebilir… Eleştirilebilir… İtiraz edilebilir… Ancak hukukun gereği için yasal süre içinde de karar uygulanır.
Fakat uygulanmadı.
Aylar geçti Danıştay kararı uygulanmıyor.
Konu TBMM’de gündeme getirilse de dinleyen yok. Hukuk yerine keyfilik geçerli hale gelmiş gibi…
Çarşamba günü konu ikinci defa TBMM gündemine geldi.
Andımızın Danıştay kararına uygun olarak okullarda okutulması için verilen önerge görüşüldü. “Çözüm Sürecinde” Andımızın okutulmasının kaldırılması konusunda birlikte karar alan AKP ve HDP önergeye ‘hayır’ oyu kullandılar.
Yani yine birlikte hareket ettiler.
Erdoğan’ın evinin önünde Andımızı okuyacağını söyleyen Bahçeli ve partisinin milletvekilleri ise çekimser kaldılar. (HDP ile aynı yönde oy kullanmamak içinmiş!)
CHP ve İyi Parti milletvekillerinin “ evet” oyu kullansalar da yeterli olmadı.
Önerge reddedildi…
MHP’nin bu tavır değişikliğinin nedeni ne olmuştur?
Dün Cumhur ittifakı ortağı değildi…
Bugün AKP ile Cumhur ittifakında ortak!.
Ortaklık hukuku sanırım Danıştay kararından daha üstün!
Nereden nereye savuruyor adamı ortaklık… “Yerli ve milli” olmak nerede kaldı?
Şimdi Bahçeli’nin evini önünde veya MHP Genel Merkezinin önünde Andımız okunmalıdır.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?