Nurettin Canikli’nin siyasete dönüşü!

Nurettin Canikli’nin siyasete dönüşü!

“Yüksek mevkiler, her eşyayı büyülten bazı camlar gibidir. Bu mevkilerde bütün kusurlar olduklarından daha büyük görünür.”  (Fenelon)

 

Ak Parti’nin 3 dönemlik milletvekillerinden olan, 1 Kasım seçimlerinde tekrar milletvekili seçilen ve grup başkanvekilliğine getirilen Sayın Canikli, 6 aya yakın bir aradan sonra yeniden, taze kanla aktif siyasete döndü…

Canikli, 1 Kasım seçimlerinden sonra aniden ortadan kayboldu… Televizyonlarda bazen ses ve görüntünün aniden kaybolması misali, ne sesi duyuldu, ne görüntüsü görüldü!

Nerede olduğu sorulduğunda; “hasta” denildi!.. Hastalığı hakkında herhangi bir bilgi verilmedi.

“Ziyaretine giden var mı?” denildiğinde; ziyaretçi kabul etmiyor denildi!

1 Kasım sonrası aniden ortadan kaybolması gibi bir hafta önce aniden ortaya çıkıverdi. 

İddia edildiği gibi ağır bir hastalık sonrası şifa bularak hayata dönmüşse; geçmiş olsun dileklerimizle Allah’dan hayırlı ve sağlıklı uzun ömürler dileriz.

Ancak,  görüntü ve performansı maşallah eski sıhhatli hali gibi görülüyor.

Şayet ziyaretçi bile kabul etmeyecek derecede 5,5 aylık bir sürede ağır ve özel bir hastalık neticesi böyle bir sıhhate kavuşulmuşsa, bu hastalığın ismi ve tedavi eden doktor ile kullanılan ilaçlar kamuoyu ile paylaşılmalı ki, aynı hastalığa müptela hastalarımıza da bir umut olsun!***

Sayın Canikli;  Ak Parti kurucular kurulu arasında yer alan, partinin kuruluşundan bugüne kadar genel başkan yardımcılığı, grup başkanvekilliği ve bakanlık makamlarıyla taltif edilen, 4 dönemdir milletvekili,  halen MKYK üyesi olan ve grup başkanvekili sıfatını taşıyan, Erdoğan’ın (A) takımından sayılan Giresun’un yetiştirdiği ender siyasetçilerinden biri…

Bulunduğu makamlar ve taşıdığı sıfatlar gereği Ak Parti’nin 14 yıllık iktidar döneminde Merkezi idaresinin Giresun’a tahsis ettiği yatırım ve hizmetlerde büyük payı olan, lakin Giresun’un alması gerektiği halde alamadığı, yapılması gerektiği halde yapılamayan yatırım ve hizmetlerde de sorumluluk payının büyük olduğu iddia edilen aktif bir siyasetçi.

Her siyasetçinin sevenleri olduğu kadar sevmeyenleri de bulunabilir.

Canikli’nin de bir siyasetçi olarak, üstelik bir iktidar partisinde etkili ve yetkili bir isim olarak sevenleri olduğu gibi sevmeyenlerinin de bulunması tabiidir.

***

Öyle tahmin ediyoruz ki, bu geçici 5,5 aylık süreç;

Sayın Canikli için iyi bir iç muhasebe dönemi olmuştur…

Bugüne kadar yaptıklarıyla yapması gerektiği halde yapamadıklarının değerlendirilmesi için güzel bir fırsat olmuştur.

Şayet iddia edildiği gibi ciddi bir hastalık geçirmiş ise inşallah o hastalığa gösterdiği sabır onun için günahlarına kefaret olmuştur!

Yok, özel bir sebeple veya özel bir vazifeyle(!) perde arkasında beklenilmişse, bu süreç onun için taze bir kan olmuştur.

Nitekim genel seçimlerde adaylık döneminde etrafında bulunmayan nice insanların havaalanında gece yarısında karşılamaya koştukları görülmüştür.

***

Görülen o ki, bundan böyle yeni bir Canikli ve farklı bir hizmete şahit olacağız demektir!..

Dün, genel seçimlerde Giresun’da milletvekili sayısının düşmesinde ve belediye başkanlığının kaybedilmesinde fatura Canikli’ye kesiliyordu…

Bugün ise Giresun Üniversitesi yeni rektörünün Canikli ve ekibinin desteklediği adayın da atanmasının motivasyonuyla hem kaybedilen milletvekilliği ve belediye başkanlığının da kazanılmasına ümitle bakılacaktır!

***

Sayın Canikli’nin ortadan kaybolduğu anın; Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 7 Kasım’da parti milletvekillerine hitaben yaptığı “Eğer bir parti görevlisi, görev aldıktan sonra evini, arabasını, yaşam tarzını değiştiriyorsa ben o adamı partiye sokmam. Eğer şaibeli bir durum varsa bunun hesabını sorar, yollarımızı ayırırız” gibi bir ikazdan sonraya rastlaması ile…

Aynı zamanda MKYK üyesi olan Canikli’nin ortaya çıkıp aktif siyasete döndüğü tarihin; Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’nun uhdesinde olan parti il ve ilçe teşkilatlarını değiştirme yetkisinin genel başkandan alınarak MKYK’ya devredildiği tarihe denk düşmesi;

Her ne kadar son günlerde siyaset kulislerinin ana gündem maddesi olsa da, komplo teorilerine pek inanmayan bir kişi olarak bunun tamamen bir tevafuk olduğunu düşünenlerdenim!

 

“ Nimet içinde iken dostluktan söz açıp, kardeşim! Diyeni dost sayma. Dost, dostunun elini onun perişanlığında, çaresizliğinde tutan kimsedir.” (Şeyh Sâdî Şîrazî)

 

Vesselam…

 

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı
Sonraki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?