Öğretmen atamasında ‘mülakat’ ile ne amaçlanıyor?

Öğretmen atamasında ‘mülakat’ ile ne amaçlanıyor?

Son günlerde ülke gündeminde yer eden konulardan tekide, öğretmen atamalarında uygulanan ‘mülakat’ ve sorulan sorular oldu.

15 Temmuz sonrası FETÖ ile bağlantılı oldukları iddiası ile çok sayıda öğretmen ya açığa alındı ya da KHK ile meslekten ihraç edildi.

Ardından açığa alma ve ihraçlar yaygınlaştı. Muhalif sendika üyesi öğretmenlerde görevden el çektirildi.

Böylece ciddi bir öğretmen açığı oluştu.

Öğretmen ihtiyacı konusunda verilen bir soru önergesine, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “66 bin 574 ihtiyacımız var” diye yanıtladı.

Geçmiş yıllarda atamalar KPSS puanı ile yapılıyordu. Öğretmenler atanmak için KPSS sınavına giriyor ve aldığı puan ile atamak için başvuruyordu.

Bu sene öyle olmadı.

Milli Eğitim Bakanlığı Ağustos ayında, öğretmen atamalarında ‘mülakat’ sistemini getirdi. İlk etapta da “ 15 bin sözleşmeli öğretmen alınacağını” açıkladı…

İki yeni kriter gelmişti.

Öğretmenler artık “sözleşmeli öğretmen” olarak atanacaklar ve atamaları “mülakat” ile yapılacaktı.

İşin daha da ilginci vardı. Atamada mülakat puanı geçerli olacaktı. KPSS puanının başvuru dışında hiçbir etkisi olmayacaktı.

Örneğin; KPSS puanı 70 ve 90 olan iki öğretmen adayından 70 puanı olan öğretmen mülakatta 90 puanı olan öğretmenden daha yüksek puan alırsa, atanmada öncelik onun olacaktı!

Adaletsiz ve yandaş kayırmaya açık bir sistem benimsenmişti…

Daha sonra şartları tutan dershane öğretmenlerinden de 5 bin öğretmen alınacağı ve yine mülakat ile atama yapılacağı açıklandı.

Geçtiğimiz hafta mülakatlar belli merkezlerde yapıldı.

Mülakat merkezi olan illerde kurulan komisyonlar arasında sistemsel işbirliği yoktu. Mülakat sınavı kayıt altına alınmamıştı.

Her komisyon kendi kafasına göre öğretmenlere sorular sordular. Hepsi de ucu açık sorulardı. Alınan yanıtlara göre puanlar verildi.

Alınan yanıtta kayıt altında değil.

Bu nedenle aldığı puana hiçbir öğretmenin itiraz hakkı da yok.

Tamamen sübjektif kriterlere göre puanlar verildi. Şimdi de başvurular alınıyor ve 10 Ekim günü atamaları yapılacak.

Bazı öğretmen adayları kendilerine sorulan soruları kamuoyuna açıkladılar.

Bu ucu açık ve tamamen siyasal eğilimi ölçmeye yönelik sorular tartışmalara neden oldu.

Sorulduğu iddia edilen şu sorulara bakar mısınız?

  • Reis deyince aklınıza kim geliyor?
  • Gezi olaylarına katıldınız mı?
  • Mülteci kadınlar konusunda ne düşünüyorsun?
  • Kadına şiddet konusunda düşünceleriniz nelerdir?
  • “Sayın Öcalan” sözü hakkında düşünceniz nedir?
  • Üye olduğunuz sivil toplum örgütleri hangileridir?
  • Ömer Halisdemir kimdir?
  • 15 Temmuz hakkında ne düşünüyorsun?
  • “Fırat Kalkanı” operasyonunu nasıl değerlendiriyorsun?

Bu ve benzeri soruların öğretmenlik mesleği ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu sorular ile amaçlanan öğretmenin siyasal duruşu ve düşüncesidir.

Liyakat yerine atamalarda torpili öne çıkarma düşüncesidir.

Zaten mülakat sistemi bu nedenle getirilmiştir…

***

Geçmişte yapılan KPSS sınavlarında, Gülen cemaati, kopya yolu ile kendisine yakın olanların yüksek puanlar almasını ve atanmasını sağlıyordu.

O günlerde tüm eleştirilere kulak tıkayan iktidar, 15 Temmuz sonrası KPSS sınavlarında kopya çekildiğini keşfetti!..

O sınavlar için soruşturma başlattı. Tespit edilenler ihraç edildi.

Dün haksızlık KPSS sınavları ile FETÖ tarafından yapılıyordu.

Bugünde aynı haksızlık mülakat yolu ile yapılıyor.

Dün cemaat kul hakkı yiyordu, bugünde iktidar.

Olan ise eğitim sistemimize ve geleceğimiz olan öğrencilerimize oluyor. Ülkemize oluyor.

PİSA verileri de bu gerçeğe işaret etmektedir…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?