ÖĞRETMEN OLMAK İÇİN OKUDU SONUNDA MUHTAR ADAYI OLDU

ÖĞRETMEN OLMAK İÇİN OKUDU SONUNDA MUHTAR ADAYI OLDU

Evet,
Yanlış okumadınız…
Aynen üst başlıkta belirttiğim gibi;
‘Öğretmen’ olabilmek için okudu…
Edebiyat Fakültesi-Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu…
Ama sonunda doğduğu-büyüdüğü köye ‘muhtar adayı’ oldu…

Niye şaşırdınız?
Niye dudaklarınızı büklüm- büklüm, büküp; alnınızı kırıştırarak, kaşlarınızı yukarıya doğru kaldırdınız?
Neden yadırgadınız?

Ayıp mı?
Günah mı?
Sımsıkı sarılmak istediğimiz feodal geleneklerimize bir başkaldırı olarak mı düşünüyorsunuz?

Yoksa; elinde tapu gibi öğretmenlik diploması olmasına karşın; Bir şekilde yaşama tutunmanın, direnmenin yollarını aramak olarak mı?
Hı, ne dersiniz?

Kim bilir, belkide şöyle düşünüyorsunuzdur;
“Bugün benim bu güzel ülkemde 450 bin dolayında genç öğretmen atanacağı günü bekliyor ve atanamıyor”

Veya da;
“Üniversitelerimizden binlerce, yüzbinlerce genç mezun olmuş ama bir türlü iş bulamıyor” diye düşünüyorsunuzdur…

Ve her nasıl oluyorsa; dışarıdan ülkemize geçici olarak, konuk ve göçmen gelenler en kısa sürede bir iş bulabiliyor…
Tahsil ve terbiyesine bakılmaksızın işe girebiliyor…
Ama her nasıl oluyorsa bu ülkenin öz çocukları bir baltaya sap olamıyor…

Herhangi bir yerde ‘Gece Bekçiliği’ için 10 kişilik bir kadro için binlerce işsiz üniversiteli genç -10 kişinin içinde yer almak için- geceden kuyruğa giriyor…
Stadyumlarda sınav veriyor…
Soruların tamamına doğru yanıt verse de; işe giremiyor…

Ama gel gör ki; kafa kağıdında ‘Suriyeli veya ‘Kırgızlı, Afganlı Göçmen’ yazanlar -üniformalı- gece bekçisi olabiliyor…
Fakat bu ülkenin öz çocukları…
İki-üç diplomaya sahip üniversite mezunları; bir gece bekçisi bile olamıyor…

Acaba şöyle bir yol izlense daha mı iyi olur…
Örneğin;
Öğretmenliği hak ettiği halde atanamayan öğretmenler;
İki-üç üniversite bitirmesine rağmen, bir türlü iş bulamayan ve bir işe giremeyen gençler;

Acaba üniversiteyi bitirdikten sonra, Afganistan’a, Kırgızistan’a veya Suriye’ye gidip, onların ‘vatandaşlığına’ geçtikten sonra o ülkenin göçmenleriyle birlikte ülkemize gelip yerleşseler; daha mı kolay iş bulurlar dersiniz?

Hani futbol, basketbol, Atletizm gibi spor dallarında da yabancı sporcular daha değerli oluyor da onun için böyle düşünüyorum!

Hani derler ya;
“Şimdi güler misin, ağlar mısın” diye..
Veya da;
“Güleriz, ağlanacak halimize” derler ya…
Tıpa-tıp “cuk” diye bizim üstümüze oturuyor bu tabir!

Vallahi siz nasıl düşünürsünüz bu durumda onu bilemem ama;
Ben gülmeli miyiz, yoksa ağlamalı mıyız? onuda bilemiyorum!

Kim bilir; belkide iyiden-iyiye duygusuzlaştım!
Belkide gün geçtikçe -düşünce eyleminden uzaklaşarak- kafayı sıyırıyorum!
Daha açık bir ifadeyle;
Vallahi ne yalan söyleyeyim, bu konuda kendi- kendimden gün geçtikçe kuşkulanıyorum!

Her neyse…
Şimdi şu yarım bıraktığımız ‘muhtar adaylığı’ konusuna tekrar geri dönüp ve yavaş-yavaş özetleyerek sonlandıracak olursak;

Bu Yerel Seçimlerde ülkemizin dört-bir yanında birçok Üniversite mezunu diplomaya sahip olanlar, Belediye Başkanlığı ve Meclis üyeliklerine ‘aday’ oldukları gibi; Ağrı ilimizin Doğubayazıt İlçesi Dalbahçe Köyü Muhtarlığına da; Meryem Önkür isimli bir genç kızımız ‘muhtar adayı’ olmuş…

Bana göre iyide yapmış…
Neden ‘iyi yapmış’ dememin nedenine gelince;

Dünyanın bin-bir türlü hali var…
Ne olur, ne olmaz…
Belli mi olur; bakarsın bir gün ‘muhtarlık’ konusuna da yabancılar dışarıdan gelip el-atmış!
Çık işin içinde o zaman çıkabilirsen!

Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olursun!
Ne lazım, bana soracak olursanız -atanamayan öğretmen adayı- Meryem öğretmen bu konuda doğru karar vermiş…
Yani “Daldaki kuştan, eldeki kuş daha iyidir” deyimini sevmiş!

Sözün özü;
Ben, bu yerel seçimlerde -oy verme şansım olmasa da- Ağrı’nın Doğubayazıt-Dalbahçe Köyü ‘Muhtar Adayı’ Meryem Önkür’ü canı gönülden destekliyorum…
Hatta siz değerli dostlarımın ‘desteklemesini’de bekliyorum…

İnşallah seçilirsin Meryem öğretmenim…
Sevdiğin ve seçtiğin ‘öğretmenlik’ mesleğini sana yaptırmadılar…
İnşallah bu kez önünü kesmezle de köyüne muhtarlık yaparsın.
Üstelik sana çok yakışacağına da yürekten inanıyorum…
Şansın ve yolun açık olsun…

NOT: Sizlerle paylaştığım 1.fotoğrafta, Meryem köylüleri ziyaret edip ‘muhtarlık’ için destek ve ‘oy’ istiyor…

2. Fotoğrafta ise (basında ve sosyal medya da görmüşsünüzdür) Afganlı, Kırgızlı, Suriyeli göçmenler ‘Gece Bekçisi’ olarak, göreve getirilmiş olmanın mutluluğu içinde birlikte poz veriyorlar…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?