Merhaba sevgili dostlar,

Merhaba değerli canlar,

Hani yeri gelince söylenen;

‘Deliye her gün düğün-bayram’ diye bir söz vardır ya…

Bu benzetme ne kadar doğru olur onu bilemem;

Öğretmenlere yılda bir-iki kez değil, yılın 365 günüde öğretmenler günü ilan etseler, hiçbir öğretmenin itiraz edeceğini sanmıyorum…

Her neyse…

Üç gün sonra;

24 Kasım Öğretmenler Günü…

Ve bundan dolayıdır ki;

Bende eski bir eğitimci olarak -nutuk çekenlerden erken davranıp- aklımın erdiği ve dilimin döndüğü kadar ‘öğretmen konulu’ sohbet sohbet yapmak istiyorum…

Ve sözü daha fazla dallandırıp-budaklandırmadan da söze girmeyi düşünüyorum…

Efendim;

Bilenlerinde bildiği gibi…

24 Kasım Öğretmenler Günü’ne beş gün kala, 19 Kasım tarihinde öğretmenleri kendi aralarında derecelendirme yapıp, uzman ve başöğretmenlik sınavı yaptılar…

İyi ki de ‘sınav’ yapmışlar;

İyi ki de öğretmenlerin sorunlarına el-atmışlar…

İyi ki de yaşamsal sorunlarına parmak basmışlar!

Ve öğretmenlere üzerinde düşünülmesi gereken şu soruları sormuşlar;

-Size verdiğimiz maaşı yeterli buluyor musunuz?

-Borçsuz-harçsız, veresiyesiz aybaşını getirebiliyor musunuz?

Eğer getiremiyorsunuz;

Kendinize yetecek rakamı söyleyiverin…

Büyük kentlerde çalışıyorsanız;

Ev kiralarınızı sıkıntısız bir şekilde ödeyebiliyor musunuz?

Kiranızı ödemek için ek işlerde çalışıyor musunuz?

Örneğin;

Öğrencileriniz, sizi simit satarken gördüğünde eliniz-ayağınıza dolaşıp utanıyor musunuz?

Öğrencilerinizde birisi garsonluk yaptığınız işyerine gelse;

Ve siz öğretmenine “bakar mısın garson bey” dese, başınızı başka bir tarafa çeviriyor musunuz?

Sizleri ‘başöğretmen’ ve ‘uzman öğretmen’ yapabilmemiz için;

Genel kültürünüzü geliştirmek için kitap okuyor musunuz?

Mesleki tecrübenizi zenginleştirmek için mesleki kitap, dergilerde yayınlanan makaleleri takip edebiliyor musunuz?

Tiyatroya gidiyor musunuz?

Güzel sanatlara ilgi duyuyor musunuz?

Çocuklarınızı ve öğrencilerinizi bu tür kültürel etkinlikleri takip etmeye yönlendiriyor musunuz?

Eğitim-Öğretim yılı bittiğinde;

Çoluk-çocuğunuzla birlikte gitmediğiniz ve gitmek istediğiniz yerlere tatile gidebiliyor musunuz?

Ve en önemlisi de bununla birlikte;

Yetiştirdiğiniz öğrenciler hangi makamda ve hangi mertebede olursa-olsun; gösterilmesi gereken saygıyı görebiliyor musunuz?

Vesaire, vesaire…

Öğretmenlere bu ve buna benzer sorular sormuşlar…

Yani;

19 Kasım tarihinde 81 ilde toplam 595 bin öğretmen ‘uzmanlık’ ve ‘başöğretmenlik’ sınavına tabi tutulmuş…

Şimdi diyeceksiniz ki;

Peki, sınava tabi tutulmayan öğretmenlerin ‘terfi ve rütbesi’ hangi ölçeklere ve kıstaslara göre verilecek?

Bu sorunun yanıtı bende yok…

Eğer siz biliyorsanız, onu da siz söyleyin…

Yarın;

Başka bir öğretmen sohbetinde buluşmak üzere hoşça kalın…