OKULLAR MESCİTSİZ KALMASIN YAVRUCAKLAR NAMAZINI KILSIN

OKULLAR MESCİTSİZ KALMASIN YAVRUCAKLAR NAMAZINI KILSIN

Duymayanlar duysun…
Okumayanlar varsa;
Bu sayfadan okusun…
Sözcü gazetesinden Ali Ekber Ertürk imzasıyla yayınlanan;
Ve söz konusu proje sahibinin adı: İnsanlık Vakfı olan…
Ve Milli Eğitim Bakanlığımızca da itirazsız bir şekilde onaylanan;
“Mescitsiz Okul Kalmasın” projesini ilk etapta 90 okulla başlamış olup, en kısa zaman dilimi içerisinde (en geç 2023 yılına kadar) Allah’ın izniyle bütün okullara ‘mescit’ yapılacakmış…
Kıymetine paha biçilmez İnsan Vakfının öncülüğüyle;
Ve devletimizinde üstün destekleriyle;
Evvel-Allah en kısa bir zaman diliminde -Kreş ve Ana sınıfları- başta olmak üzere,İlkokuldan-Üniversiteye kadar tüm okullarımız mescitlerine kavuşacak…
Yani hiçbir okulumuz ‘Mescitsiz’ kalmayacak…
En küçük yavrumuz’dan en büyük oğlumuza ve kızımıza kadar; herkes günlük ibadetlerini, gerçek din adamlarının ve mollaların arkasında yapacak!..
Hayırdır;
Niye kiminiz memnun olurken, kiminizin alnı kırışmaya başladı?
Niye birdenbire bazılarınızın aklı karışıp, suratı durgunlaşıverdi?
Ne güzel işte; herkes ibadetine üç-dört yaşlarında başlıyor…
Ne güzel işte; bütün okullarımıza mescitler ve ibadethaneler açılıyor…
(İsterseniz ben aradan çekileyim de, bu projenin asıl sahipleri ve muhatapları ne diyor bu konuda? onları bir dinleyelim;)
İnsan Vakfının bağlı olduğu İnsan ve Medeniyet Hareketi, kendi İnternet sitelerinde bu konuyla ilgili görüşlerin şöyle dile getiriyor;
“1970’li yıllarda Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ve Akıncılar Derneği etrafında bir araya gelen bu topraklarda İslam’ın sesi olmayı kendine şiar edinmiş o yıllardaki üniversite gençliğidir. 1970’li yıllarda MTTB ve devamında Akıncılar Derneği, 1980 sonrası üniversitelerde Müslüman Gençlik ve günümüzde İnsan ve Medeniyet Hareketi olarak varlığını sürdüren birlikteliğimiz 40 yıllık bir geçmişe sahiptir.”
(N’olur sizden rica ediyorum. Allah rızası için, yalvar-yakar ediyorum, bu son paragrafı bir kez daha okuyuverin…Hatta bu paragrafı sizlerde bir kenara yazıverin.)
Tekrar okudunuz veya bir kenara sizlerde yazdınız mı?
Eh, o zaman gelin bu paragrafta söylenenlerin üzerinde birlikte yorum yapalım…
Yapalım mı?
Tamam o zaman ‘yapalım’ diyorsanız; yapalım…
(önce ben ne düşündüğümü söyleyeyim;)
Yukarıda söz konusu olan paragrafta söylenen sözlerin hepside harfi-harfine doğru…
Tövbe şart olsun;
Eksiği var, fazlası yok!
Hatta eksik bile söylemişler!
Aynen dedikleri gibi…
Şöyle ki;
1970’li yıllarda (o dönemin egemen güçleri) tarafından beslenen ve desteklenen Milli Türk Talebe Birliği ile Akıncılar Derneğinin çatısı altında toplananların sırtı sıvazlanıyor ve o yılların devrimci ve sol düşünceye sahip gençlerinin üzerine saldırılıyordu…
Yapılan bir saldırı ve provokasyonlardan sonra da yine olayların faturası solcu ve devrimci gençlere çıkarılıyordu!
Yani demem o ki; 1970’li yıllarda MTTB örgütü ile Akıncı Gençlik Örgütü, aynen -kendilerinin söylediği gibi-bugünkü iktidar gücünü ve egemenliklerini elde edebilmek için; gerçekten de bundan 40 yıl önce başlamışlardı bu mücadeleye…
Kİ, bugün bir yere geldilerse -ki geldiler- tıpkı anlattıkları gibi geldiler…
(siyasi parti tanımlamasıyla söyleyecek olursak;)
Bu yolculuk en belirgin bir şekilde 1950’li yıllarda başlamıştır…
Yani tohumları toprağa Demokrat Parti tarafından atılmıştır!
Yani her mahallede bir milyoner yaratılmak için söz verildiği ve aynı zamanda bu projeye paralel olarak ‘Hilafet Projesinin’ tasarlandığı yıllardan başladı…
1960’tan sonra ise nöbet değişimi yapılıp ve nöbeti Adalet Partisi devralınca da; suyu-seli verilip, gübresi atılarak, fidelerin yavaş-yavaş boy vermeye başladığı yıllardır…
Derken 1965’li yıllardan sonra Milli Türk Talebe Birliği; iki siyasi parti arasında ikiye bölünmüştür…
Bir kısmı Demirel’in yanında, bir kısmı da Türkeş’in kurduğu parti de yer almıştır…
Ve bu arada yeni kurulan Milli Nizam Partisi (daha sonraları) adı Milli Selamet Partisi olacak olan parti de, kendi gençliğini kurmak ve yetiştirmek için (arka bahçe olarak) İmam Hatip Okullarını seçmiş ve ardından da -sokaklara hakim olabilmek için- üzerinde İslami gömlek giydirerek; Akıncılar Derneğini kurmuştur…
1970’li yılların ortalarından 12 Eylül 1980 yılına kadar Milliyetçi bir cephede durmak isteyenler;
1.MC (Milliyetçi Cephe Hükümetleri)
2.MC (Milliyetçi Cephe Hükümetleri)
3. MC (Milliyetçi Cephe Hükümetleri) gibi hükümetler kurmuşlar.
Ve hep birlikte -güç birliği yaparak- o günün MTTB başta olmak üzere Akıncı Gençlik (Erbakan’ın partisinin gençliği)) besleyip büyütmüşlerdir!
Yani bugün başımızda muktedir olan gençlik!
Yani bugün hayatımızın her alanında yönetim başında bulunan gençlik!
Yani, kısacası; gerek ekonomik alanda, gerekse siyasi alanda bütün gücü-kuvveti elinde bulunduran gençlik;
Bugün bizi her alanda yönetmekte olan dünün Akıncı Gençliği ve bugünün siyasi büyüklerimizdir!
Yani sizlerinde tahmin edeceği üzere; “atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiştir”
Onun için bize neyi layık görseler yeridir!
Çünkü bundan sonra ‘iktidar güçleri gibi düşünmeyen’ her vatandaş; zurnanın son deliğidir!
Son söz;
Ne yapmak istiyorsanız; yapın kardeşim yapın!
Okullara ‘mescit’ açmanız yetmez, her yirmi kişinin bulunduğu apartmanlara da ‘mescit’ açma yasası, kanunu çıkarın!
Alkışlamazsam tövbe şart olsun!
Hele hele bundan sonra ‘bilmem kaç bin üniversite mezunu iş bulamamış…
Bilmem kaç bin kişi ‘öğretmen’ olmuş ama atanamamış!
Efendime söyleyeyim, bilmem kaç milyon kişi çıplak, kaç milyon kişi karnını doyuramazmış!
Varsın karnını nerede doyurursa doyursun;
Üzerinde düşünüp, kafa yorarsam öyle olsun…
Niye mi?
Niye olacak kardeşim; dünya yıkıldı da, altına bir tek ben mi kaldım?
Boşveeeeer!
Nereden üzüldü ise oradan kopsun…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?