OLTACILARIN EYLEMİNİ DESTEKLİYORUM BİRAZCIKTA DÜŞÜNMELERİNİ İSTİYORUM

OLTACILARIN EYLEMİNİ DESTEKLİYORUM BİRAZCIKTA DÜŞÜNMELERİNİ İSTİYORUM

 

Geçtiğimiz günlerde Giresun limanı-mendirek üstünde ilginç bir eylemin altına imza atanlar olduğunu mahalli gazetelerimizden okudum…

Bu ilginç eylemi bir araya gelip düşünenler ve ortaya koyanlar; hobi olarak balık avcılığı yapan olta balıkçıları…

Olta balıkçılarının eylem gerekçeleri ise; mendireğe girilmemesi için demir kazıklı tel örgülerle giriş kapılarının önlerine barikat kurulup,mendirek tarafına ve kayalıklarına girişin yasaklanması.

Bu yasaklamadan dolayıda olta balıkçıları bir araya geliyorlar ve mendireğin üzerine çıkıp, bu yasağı bir anlamda protesto etmek için küçük bir dikkat çekme eylemi yapıyorlar…

Ve eylem sözcüleri Ahmet Görnal, eylem gerekçelerini kısaca şöyle açıklıyor;

“Giresun’da olta balıkçılığından geçimini sağlayanlar ver” diyor.

“Bu işi hobi olarak yapan yüzlerce insan var”

“Şehrin kalabalığından kaçıp, stres atmak için gezinti yapanlar var” diyor..

“Kimi aileler hafta içi, kimi aileler hafta sonu buralara ailece ve arkadaşlarıyla gelip piknik yapanlar var”

“Çocuklarının elinden tutup gezdirenler var”

“Her balıkçının burada balık tuttuğu bir kaya parçası var” diyor.

Bir başka eylemci Ersin Karataş isimli olta balıkçısı ise şöyle destekliyor arkadaşının sözlerini;

“Mendireğe gelen insanlar,kahvelerden ve meyhanelerden uzak kalmak için geliyorlar” diye bir ilave yaptıktan sonra, çözüm olarak da şöyle bir öneride bulunuyor;

“Limanı kiralayan şirket yetkilileri” diyor “güvenlik amacıyla mendireğe girip-çıkanları kamera ile takip edip, kontrol altına alabilirler” diyor…

Şimdiiiiiii!

Sıra geldi bu konunun üzerinde birlikte düşünmeye!

Ve (bilmeyenler var ise bilenlerden öğrensinler) eskiden böyle bir yasak yoktu liman alanında ve mendireğe giriş-çıkışlarda…

Çünkü limanda, mendirekte kamuya aitti…

Yani senindi, benimdi, onundu canım kardeşim…

Şimdi bizim değil….

Yani ne senin, nede benim kardeşim…

Şimdi kimindir, kime aittir, doğrusu orasını bende bilemiyorum!

Ama eğer hafızam beni yanıltmıyorsa; yaklaşık yirmi yıl önce birilerine özelleştirilip satıldığını çok iyi biliyorum…

Hatta limanın satışı yapılıp, teslimi yapıldıktan sonda 1999 yılı deniz fırtınası tarihi limanı yerinden söküp atınca (basından öğrendiğimiz kadarıyla)limanın tamiratı ve onarımını yine devlet yaptırmıştı…

Yani deniz fırtınasının yıktığı mendireğin tamiratı senin-benim gibi garibanların verdiği vergilerle onarılmıştı…

Neyse….

İsterseniz sizin haklı olarak ileri sürdüğünüz eylem gerekçesine bende izin verirseniz, bende şunları ilave edeyim…

Giresun limanı eskiden senen-benim, yani kamunun ortak malı iken, değil oltanı alıp mendireğe balık tutmaya gitmek, limanın içinde sıra-sıra dizilmiş olta balıkçılarına olurdu…

Hele-hele mesai bitimi veya hafta sonları liman içerisinde olta balıkçılarından geçilmezdi…

Ne kadar amatör ve hobi amaçlı balık tutmak isteyenler varsa limanın içine, eğer limanın içinde yer bulamazlarsa o zamanda mendireğe doğru giderlerdi…

Yani ne yasak vardı, nede yasaklama…

Çünkü limanın içi de, dışı da sana-bana aitti!

Şimdi mi?

Şimdi o güzelim günlerin hepsi geride ve mazide kaldı!

Yani uçup gitti!

Ve bitti!…

Bilenler benden daha iyi bilir de, az-buçuk benimde aklımda kaldığına göre eskiden ister küçük mendirek olsun, isterse büyük mendirek olsun, oralara salt balık tutmak için gidilmezdi.

Taşların arasına akşamdan ‘papaz karasıyla’ sofralarını kuran kafadarlara da rastlanırdı…

Hatta sevgililer bir kaçamak yapar, ay ışığının altına mendireğin ucuna kadar el-ele dolaşırlardı!

Ne yasağı be!…

Eskiden limanın içinde de, mendireğin ucunda da, dışında da gece-gündüz yüzülürdü be yüzülürdü!

Kimi oltasını sallarken en uzaklara,kimileri de taşların arasından midye toplardı…

Şimdi limanın içini de girmekte, mendireğe girmekte yasak ha?

Eh olacak o kadar!

Ne demişler “eşeği süren osuruğuna da katlanacak!”

Yok öyle üç kuruşa beş köfte!

Eskidendi o özgürce ayaklarını denize soktuğun günler!

Liman ve mendirek satılmadan önceydi senin-benim keyfimize göre gezdiğimiz günler!

Şimdi herifçioğlu parasını yatırıp, limanımızı elimizden almışsa!

Kahyası olamayız ki elin malının!

Üstelik bu daha ne ki!…

Çok yakın bir zaman diliminde dere kenarlarında gezmek yasak diyen birisi çıkarsa şaşırmayalım derim!

Eskiden dilediğimiz gibi gezip-dolaştığımız yaylalarımızda birileri ortaya çıkıp ta; “yok kardeşim, bu yaylaları ben satın aldım.Öyle elini kolunu sallayarak gezemezsin” derse şoke olmayalım…

Sözün kısası; olta balıkçılarının bu haklı eylemlerini yürekten desteliyorum ama neden, niçin ve kimler ne gerekçeyle yasak koyuyor üzerinde de bir zahmet düşünelim…

Çünkü gün geçtikçe dalgalar, kara parçasını içine alıyor!

Ve ortak değerlerimiz gıdım-gıdım kayboluyor!

O zaman birlikte düşünüle…

Bir başka konuda görüşmek üzere…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?